Yanlış sosyal medya kullanımının aileye iki büyük olumsuz etkisi var. Birincisi, aile üyeleri ve özelde eşler arasında etkileşimin azalması; ikincisi ise, sosyal medya ilişkileri nedeniyle birbirlerine karşı sırların, anlatamadıkları meselelerin, gizledikleri şeylerin oluşması ve dolayısıyla aralarındaki güvenin bozulması.
İlk risk, akıllı cep telefonları içinden sanal ama renkli bir dünyaya yoğunlaşırken, aile üyelerinden zihnen uzaklaşmayı gösterirken; ikinci risk, sanal ilişkilerin / aldatmaların oluşumunu gösteriyor. Birinci riski önceki yazımda anlatmıştım. Bugün de ikinci risk üzerine yoğunlaşacağım.
Sosyal medya ilişkileri eş ilişkileri için tehdit
Sosyal medya mesafeleri kısaltıp, normalde gündelik hayatta etkileşim içinde olamayacağımız, karşılaşamayacağımız insanlarla bir bağlantı içinde olmayı mümkün kılıyor. Türkiye’nin veya dünyanın bir ucundaki kişi ile bağlantı halinde olunabiliyor. Bu durum bir takım imkanlar oluşturduğu gibi, bir takım riskler de içeriyor.
Sanal alemden duygusal bağ geliştirmek mümkün
Sanal alem içinde yakın bağlantılı olmak insan duygularını harekete geçirebiliyor. Gerçek hayatta birbirini görmeyen kişiler, sosyal medya aracılığıyla “İlişki” yaşar hale gelebiliyorlar. İnsanlar hiç yüz yüze görmediği, dokunamadığı kişilere bağlanabiliyor. Bu durum aileler ve eşler için yeni risk faktörleri oluşturuyor. Eş terapilerine başvurma nedenlerinden biri de, internet ortamında kurulan ilişkiler sonrasında oluyor.
Facebook’tan uzak diyarlardan sevgili bulan adamın öyküsü
Ahmet Bey, 50’li yaşlarda, 25 yıllık evli. Çocukları var. Biraz içe dönük bir insan olarak biliniyor. İşinde gücünde, muhafazakar bir insan. Aile içinde ve sosyal çevresinde iyi bir insan olarak biliniyor. Eşinin ona ilgisiz olduğunu düşünüyor. “Eşim biraz eleştirisel ve kendini üstte görme eğiliminde” diyor. Yalnızlık ruh hali içinde iken Facebook’dan yurt dışından biriyle haberleşmeye başlamış. Konuşmalar ona iyi gelmiş. “Kendimi kıymetli, fikirleri önemsenen biri olarak hissettim” diyor. Zamanla konuşmalara sevgi cümleleri girmeye başlamış, ama onunla gerçek hayatta hiç yan yana gelmemişler. Eşi Ayşe Hanım bu yazışmaları görünce çılgına dönmüş. 25 yıllık ilişkileri krize girmiş. (Vakalarda örnek verdiğim kişiler gerçek kişiler değildir. Erkeklerin hepsi Ahmet, kadınların hepsi Ayşe olarak adlandırılır)
Aile içi sosyal medya kullanım kılavuzu oluşturmak
Sosyal medya artık hayatımızın bir parçası. Onun içine girmeden yaşamak mümkün olsa bile, çoğumuz için sosyal medya kullanımı kaçınılmaz. O zaman sosyal medya kullanımından vaz geçmeyecekler için, “Sosyal medya kullanım kılavuzu” oluşturmakta fayda olabilir.
Benim önerim, aile üyelerinin kendi aralarında bir “Sosyal medya kullanım kılavuzu” oluşturmaları şeklinde. Aile üyeleri bir araya gelip, evde sosyal medya kullanımının şeklini gözden geçirip, bu durumun aile hayatlarına nasıl etkidiği üzerine konuşup, bir usul üzerinde anlaşabilirler. İleri bir adım olarak da, bu uzlaşmayı, yazılı bir metne döküp, evde herkesin göreceği bir yere asabilirler.
Aile içi sosyal medya kullanım kılavuzu için öneriler
Ailenizin sosyal medya kullanım kılavuzu için ben üç öneride bulunabilirim. Siz listeyi geliştirebilirsiniz. Üç önerim şöyle:
1- Ailenin bir arada olduğu beraber yemek yiyip, çay içtiği zamanlarda cep telefonları gözden ırak bir yerlerde bırakılabilir.
2- “Birbirimize açıkça söyleyemeyeceğimiz şeyleri sanal ortamda yapmak yok” ilkesi kılavuza yazılabilir. Aile üyelerinin ve eşlerin arasında birbirinden gizlenecek “Sır” oluşturmak, aile ve eş olmaya aykırıdır.
Sosyal medya hesaplarının şifreleri eşler arasında ve 18 yaş altındaki çocuklarla anne-baba arasında bilinir hale getirilebilir. Ama aynı zamanda birbirlerinin hesaplarını kontrol etmenin de iyi fikir olmadığı söylenebilir. “Şeffaflık” iyi ama “Meraklı izleme” kötüdür.