Takımlar yeni sezon için kadrolarını ciddi harcamalar ile güçlendirdi. Ama her renge gönül vermişlerden yükselen ses hep aynı; "Hakemler bize operasyon yapıyor!" Hakikaten sezon başından beri hakemler 'Var' sistemine rağmen verdikleri kararlarla kafalardaki soru işaretlerini artırdı. Süper Lig'de bu sene özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray büyük yatırımlar yaptı. Hem lig hem de Avrupa'da mücadele edecek kalitede oyuncular ile sezona ağır faturalar ile start verdiler. Elbette diğer büyükler ve Anadolu takımları da kendi bütçeleri ölçüsünde ciddi masraflara girdiler. Hepsinde beklenti aslında aynı; adil, sportmence bir yarış olması ve sonunda hak edenin kazanması. Ama gelin görün ki bu her sene hayal edildiği gibi olmuyor ve bunu bilenler de daha şimdiden algı oluşturuyor! Hakemlerin telefon numaralarından, akrabalarının tuttuğu takımlar üzerinden bile algı oluşturup kafa karıştırıyorlar. Peki amaç ne? Daha şimdiden hakemleri etki ve baskı altına alarak olabilecekleri önceden engellemek. Bunun için de geçen seneden beri sosyal medyayı yoğun şekilde kullanıyorlar. Kimi Whatsapp gruplarından, kimi digital medya fenomenleri üzerinden algı yönetimi yapıyor. Yine pek çok troll ordusunun bu alanda çok aktif olduğunu görüyoruz. Kitleleri birbirine karşı doldurmak, kırdırmak, nefreti ve kini körüklemek dışında bu algı yönetiminin neye faydası oluyor, anlamış değilim.
Hakemler bile duruma uyandı. Kaldı ki son zamanlarda sosyal medyadaki bu kirliliği davalar açarak ranta çevirenlerin olduğunu da maalesef biliyoruz. İlk adım gazetecilerden geldi. Yazdıkları yazılar, rahatsız edici yorumları ile sosyal medya kullanıcılarına 'gel gel' yapıp avukatları ile tuzağa çektiler. Ağır faturalar ödetip bir de güzelce ceplerini doldurdular. Hakemler çeşitli ekipler kurup sosyal medya 'özel arama motorları' üzerinden avukatları aracılığı ile adlarına edilen 'hakaret, küçük düşürücü' içerikli yazılanları tek tek bularak sosyal medyaya savaş açtılar. Bu isimlerin içinde hem avukat hem de hakem olanlar bile var! Bir tanesi Murat Altan. Altan, hem yan hakemlik yapıyor hem de müvekkili ünlü orta hakemler! Özellikle Arda Kardeşler adına onlarca dava açıp, ciddi gelir hanesi oluşturmuşlar. Ne güzel değil mi? Aldığınız kararlar ile taraftarın sinir uçlarına dokunun, sonra dava açıp bir maçta kazandığınızı tek davada cebe koyun. Evet hakaret, küfür kabul edilir değil. Ama futbol hakemliği görevi de bulunan bir avukatın bir başka hakem ile sosyal medyayı tarayıp ava çıkması da hiç hoş değil. Gerek var mı tüm bu çirkinliklere? Türk hakemliği yıllardır kangrenleşmiş meselenin çözümünü hep MHK'de isim değiştirerek aradı; hatta sonunda bir kadın yöneticiyi başa getirerek süreci yönetebileceklerini ispatlamaya çalıştı. Fakat o da stüdyoyu adeta basarak süreci daha başlayamadan bitiriverdi! Türk hakemleri kulüplerle doğru oranda iyi çalışır. Transfer planlamasını düzgün yapabiliyor musun? Bütçen ne kadar fazla veriyor? Ne kadar kurumsal ve profesyonel yönetiliyorsun? Çağı yakalayabildin mi? Sende dünya kadar eksik varken hakemlerden dört dörtlük olmasını beklemek hayatın doğal akşına aykırı! Hakemlerimiz ancak eğitilerek, profesyonelleşerek, uluslararası müsabakalarda daha fazla görev alarak dünya standartlarını yakalayabilecek ve vicdanının sesini dinleyip cesur, tarafsız kararlar alabilecek hale gelecektir ki, bunun için de maalesef uzun bir yol var.
PR nasıl yapılır?
TFF alınan sonuçlar ve kamuoyu baskısı sonrası Kuntz ile yolları ayırdı. Doğru karar verildiğine herkesin inancı tam. Ayrılma sürecinde yaşananlar ise tam anlamıyla roman gibi. Özellikle yerli hocalardan PR ajansları ile çalışanlar olduğunu bile duydum. Futbol geçmişleri, aldıkları sonuçlar da dahil tüm kişisel bilgileri bir elden yayıldı. PR ajansları ile çalıştıkları o kadar açıktı ki, 'kör göze' parmak misali desek yeridir.