Dünyadaki büyük değişimin önemli bir safhasındayız ve ülkemizin yeni dengede önemli rol alacağını söylüyoruz. Avrupa’nın batısının ABD, doğusunun SSCB kontrolünde olduğu eski düzen yıkılmıştır ve yeni düzende Avrupa’nın bir bütün olacağını ve bir gücün kontrolüne girmek yerine ittifakı tercih edeceğini düşünüyoruz. Çin dünyadaki yeni güç ve bir süre sonra ABD’nin Çin’in gerisinde kalacağını düşünen çok kimse var. Eğer yeni düzende ABD ve Rusya birlikte olursa Avrupa’nın Çin ile beraber hareket edeceği söylenebilir. Avrupa’nın Soğuk Savaş döneminde ABD ile dost olduğu bir senaryodur. İkinci Dünya Savaşı’ndan önce en büyük güç dediğimizde ABD akla gelmezdi. Bu savaşta Avrupa çok zarar gördü ve zayıfladı. ABD savaşın içinde değildi, sadece askerleri savaşıyordu ve tahrip olmayan ekonomik alt yapısı gücünü artırdı ve Avrupa’nın ihtiyaçlarını karşıladı. Avrupa’nın ABD’nin kontrolünü kabul etmekten başka seçeneği yoktu. Bu duruma herkes bir ittifak olarak baktı ama Avrupa ekonomisi düzelip devletleri güçlendikçe ABD’nin kontrolü zayıfladı. Yavaş yavaş iki güç arasında ekonomik ve siyasi rekabet başladı.
Çin ekonomik olarak büyüdü. Teknolojiye büyük önem verdiği için silah üretimini sağladı. Çin ekonomisinde halkın tüketimi az, tasarruflar çok yüksek düzeydeydi. Bu tasarruflar bir yandan ABD içine yerleşirken diğer yandan küresel sermayenin yapısını oluşturdu. Bu sermayenin bir bölümünü ABD kullanıyordu ama bu ona güç katmıyor aksine Çin’e bağımlı hale getiriyordu. Küresel sermaye başta İngiltere olmak üzere hem Avrupa ülkelerini destekliyor hem de onların kullandığı araç oluyordu.
***
Türkiye hangi bloğun yanında olursa inanç, kültür ve mesafe açısından Ortadoğu’nun bu bloğa katılmasını sağlar. Türkiye giderek ekonomik, teknolojik, kültürel yönden gelişir, kapılarını Ortadoğu halklarına açarsa hem onların mutluluğunu sağlar hem de bir güç odağı olur. Bu alandaki başarısı bencil olmamak ve çevrenin sorunlarını çözmekle onlara destek olmakla mümkündür.
Şu sırada enerjinin petrolle sağlanması bu bölgenin önemini artırıyor. Ancak bu sürecin sonsuza kadar devam etmeyeceği ve alternatif enerji kaynaklarının kullanılacağı söylenebilir. Bu açıdan her ülke gücünü yeniliklerden almalı ve teknolojik açıdan gelişmiş ülkelerin arkasına düşmemelidir. Şu sırada bizim sadece günlük olaylarla ve manevi açıdan birlikte olma çabamızın geçici olduğunu göreceğiz. Diğer ülkeler giderek daha gelişmiş teknolojiler kullanacak, okullarının kapılarını iyi eğitim vermek üzere bölge gençlerine açacaktır. Yani birliktelik sadece belli zamanlarda ve o günün şartlarına göre oluşmaz. Her geçen gün dünyayı yeniden şekillendirir ve biz bu şeklin ya yapıcısı ya da en önce uyum sağlayanı olmalıyız.
Osmanlı devleti övünülecek bir yapıya sahipti ama yine ona benzemeye çalışmak, yıkılmayı istemektir. O belli şartların güçlü bir devletiydi. Şartlar değişince, Osmanlı uyum sağlayamadı. En büyük savaş gemisi Bizim Yavuz adını verdiğimiz gemiydi ve Almanya’da yapılmıştı. Diğer alanlarda da teknolojik geriliğimiz vardı. Biz onunla övüneceğiz ama benzemeye çalışmayacağız.