Beşiktaş Sivas’ta kaybedebilirdi. Kaybetti. Bu sonuçtan çok, nedenini konuşmak gerek.
l Evet, kadro eksikti... Neden eksikti bunu konuşmak gerek.
l Kadronun eksik olmayı kaldıramayışını ele almak gerek.
Alalım:
1. Veli ile Jones sarı kart sınırında idiler. Bundan kendilerini dolayısıyla takımlarını koruyamadılar!
2. Önceki maçta (FB) Motta ile İsmail maçın akışında ikinci sarı kartları görüp kırmızı ile karşılaştılar... Bunu yapmamaları gerektiğinin bilincini taşıyıp, ona göre davranmalılardı.
3. Ligde şampiyonluk getirileri ile yüklü ikinciliğe ulaşmak gibi bir hedefe kilitlenilmişken, maç gecesinde alkol yüklenerek sabahlamamaları gerekirdi.
4. Böyle bir zamanda kulübü yönetenler, durumu yönetmenin titizliği içinde olmalılardı.
5. O yöneticiler kadroyu oluştururken, birinci adamlarla ikinciler arasında uçurum olmamasına özen göstermelilerdi.
6. Oyuncuları sezon boyunca ‘kadro dışı bırakmak’ gibi kulübe parasal ve sporsal iki yönlü ceza ödeten cezalandırma yapmamaları gerekirdi. Kulübe zarar vermeyen bir yöntem kullanılmalıydı.
Beşiktaş’ın lig ikinciliğini riske sokuşunda ne yalnız Teknik Yönetmen ne yalnız Futbol Genel Yönetmeni ne yalnız yöneticiler hatalıdır.
Tümü hatalıdır.
Ayırdığımı sanmayın, hatalıların en önünde geleni FUTBOLCULARDIR.
Onlar profesyoneller. Herkes yitirir onlar sporsal alanda kulüp adına yitirseler de bireysel olarak kazanırlar.
Hayrettir, pek çoğu buna karşın kendilerine özen göstermez! Sorumsuzca sarı kartı da görür, kırmızıyı da... Kendilerine bakmazlar! Zira kulüpler onlara karşı sorumludurlar, tek kuruşları ödenmese sözleşmeleri gereği haklarını arar ve alırlar. Ancak onlar, aldıklarının karşılığını verme sorumluluğunu duymaz!
Karşılığını vermek için mesleklerinin gereklerini yerine getirmeleri gerektiğine aldırmazlar. Maç gecesi alkol başında sabahlarlar! Bunun onları bedensel yıpratma içine sokacağını akıllarına getirmezler. Bedenlerinin üretimini büyük paralara sattıklarını unuturlar!
Ayıp ederler...
Futbolu yöneten büyük beyinler buna bir çözüm üretmelidirler.
Sorumluluk tek taraflı olmamalı. Sorumluluğunu unutan futbolcu, bundan doğan zararı kendisi ödemeli. En azından riski paylaşmalı.
Yöneticiler de dikkatli olmalı. Futbolcu ile ilişkilerini şımartmaya vardırmamalı. Oyuncuya bir alış-veriş içinde olduklarını anımsatmalı.
TFF sıradan işleri görevlilere bırakıp bu tür, futbolumuzu kemiren temel yanlışların önüne geçmenin yollarında yürümeli.