Bugün izlenen politika kadar diğer alternatiflerin de değerlendirilmesi gerekir. Hangisinin tercih edileceğine bu politikaların sonuçlarına göre karar verilir.
Bugün izlenen politika ülkemizi bölgesel bir güç haline getirecektir. Ancak bu dünyadaki tek gücün tercihi olmadığı için diğerlerine de bakmak gerekir. ABD ve Rusya’nın gelecek tasavvurları bu modelle çatışmamaktadır. Şu anda ülkede hakim görünen bu düşünceye karşı olan vardır ve bu değişimi ülke çıkarlarına hizmet için yapmamak gerektiğini söylüyorlar. Bu durumda doğru karar vermek için diğer politikaların sonuçlarını incelememiz gerekir.
Bu politikalardan biri bölgesel güç olmanın gereklerine karşıdır. Yani Türkiye bu tercihi yaparsa bölgede etkin din olan İslamiyet’le uyum içinde hatta onun, geçmişte olduğu gibi, yönlendiricisi konumunda olacağından bu duruma muhalefet karşı çıkmaktadır. Bu durum laikliğe ve cumhuriyetin kuruluşundaki genel tavra uygun olmayacaktır. Oysa cumhuriyetimizin en önemli tercihi budur ve güçlü devletlerin bizi daha fazla parçalamaması o gün olduğu gibi bugün de bu duruma bağlıdır deniyor. Ayrıca Ortadoğu ve Afrika’yı kontrol etmek isteyen güçler Türkiye’yi bir nirengi noktası olarak görmekte bu nedenle ülkemizle beraber olmak için mücadele etmekteler. Bu güçler rekabeti büyük güçler arasında göstermek yerine iç politikaya yönelik ittifaklar kurmaktalar. Yani iç politikada yerel konular tartışılırken dünyaya bakılmamaktadır. Oysa iç ve dış politikalar birbirini çok etkileyecek ve dış güçlerin önde gelenine yakın dış politika izleyenler kazanacak ötekiler kaybedecektir. Daha doğrusu ülkemizle bir araya gelemeyenler çeşitli yıkıcı operasyonlar yapacaktır ama diğer taraf engellemeye ya da yönlendirmeye çalışacaktır.
***
Çin dünyadaki yeni güç odağıdır hatta ABD’yi kısa sürede arkada bırakacağı söylenmektedir. Burada Türkiye’nin önemi ortaya çıkmaktadır. Bulunduğu yer ve sosyal yapısı bu güçlerin Ortadoğu ve Afrika’da etkili olmasını sağlayacaktır. Buna karşılık Çin, İran’ın bölgede etkin olması için uğraşmakta ama ABD özellikle Arap ülkelerini İran’la çatıştırmaya çalışmaktadır. Bu durumda Türkiye’yi kazanan taraf dengeyi kendi lehine kuracaktır. Bu nedenle dindarlıkla laiklik iç meselemiz olarak görünse de dış güçleri etkilemektedir.
Bu rekabette Avrupa Çin’le yakınlaşmaktadır. Eğer o bölgeyi ve Afrika’yı kontrol edebilirse bu alanda Çin için de yer ayıracaktır ve onun desteğini sağlayacaktır. Bu desteğin önemli olan kısmı askeri olacaktır.
Eğer analizim doğruysa geçmişte Avrupa’nın Batısı ABD’yi, doğusu SSCB’yi dost olarak değil kendilerini kontrol eden bir güç olarak kabul etmiş ve bugün Çin ile birlikte olurlarsa Avrupa yabancı kontrolünden kurtulacak ve Çin Uzakdoğu’yu kontrol edecektir. Ortadoğu için etkili bir İslam devletine ihtiyaç vardır ve büyük güçler bu devletle beraber olarak dünyayı kontrol edecektir. Türkiye’yi kontrol etmenin önemli aracı ekonomidir. Ancak Avrupa ve Çin bir oyun oynarlarsa karşı taraf bu oyunu etkisiz hale getirecek güce sahiptir
Bu mücadelenin etkilerini önümüzdeki cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde göreceğiz. Kazanmanın mükafatı büyük olduğundan rekabet acımasız olacaktır.