Öyle Bir Geçer Zaman Ki, sergilenen oyunculuğa, dönemi yansıtma başarısına, senaryo ekibine, müziğine şapka çıkarttığım dizilerin başında geliyor. Ancak ilk kez ciddi bir hata yaptılar. Soner karakteri parasının gücünü bilen ve bu sonuna kadar kullanan bir adam olarak geldi bugüne kadar. Aylin’in doğumda yaşayacağı ölüm tehlikesine karşı, onu yurt dışına götürmeyi düşünen, doktorun yakasına yapışan Soner’in özel bir hastaneye gitmeme ihtimali var mı? Türkiye’de 1920’den beri özel hastaneler var, Soner gibi bir karakter böyle bir durumda mutlaka özel hastanelere gider ve her imkanı zorlar. Senaro yazımında hayatın olağan akışına aykırılıklar olmamalı. Bugüne kadar bu öneli noktaya son derece dikkat edildi ama en önemli karakterlerden birinin yaşamı konusunda hayatın olağan akışının dışına çıkıldı. Seyirciyi mantık sinsilesine alıştıran Öyle Bir Geçer Zaman Ki’den daha fazlasını beklemek sanırım haksızlık olmadı...
Darısı haberlerin başına
Türkiye Büyük Millet Meclisi başta tuvaletler olmak üzere ‘bay-bayan’ yazılarını kaldırıp yerine kadın-erkek yazılarını koyuyor. Cinsiyetçi bir yaklaşım diye uzun zamandır mücadelesi verilen bir konuydu bu. Bu mücadelenin sonraki adımı sanırım haber merkezleri olacaktır. Zira bayan lafı haberlerde de çok ama çok fazla kullanılıyor.
Ekonomi haber kanallarının işi mi?
Eğlence ağırlıklı kanallarda ekonomi haberi yok denecek kadar azaldı. Oysa toplumun büyük kısmı için hala bu kanallar haber kaynağı. İtalya ya da İspanya’da yaşanan ekonomik sıkıntıların sokaklara yansıması haber oluyor da Türkiye’de yaşanan ekonomik gelişmeler nedense bültenlerde kendine yer bulamıyor. Haber mi reyting mi tercihinde ibre hep reytingden yana kayıyor.