Savaş Ay öldü... Gençlerin çoğu, Savaş Abi’nin “Zıpkın gibi, fişek gibi” diye açtığı, varillerden alevlerin yükseldiği A Takımı’nı hatırlamazlar.
Unutulmaz programlar yapılmıştı A Takımı’nda. Mesela birbirlerine kendi programlarından en ağır suçlamaları yönelten Uğur Dündar ile Kadir Çelik’in buluştuğu, kozlarını paylaşır gibi yapıp, ateşkes ilan ettikleri program da A Takımı’ydı...
***
Savaş Ay’ı Savaş Ay yapan en büyük özelliği şöhretinin zirvesine çıktığı zamanlarda bile muhabir olmayı unutmamasıydı.
Polis-adliye muhabirleri sabaha karşı başlayan kaç operasyonda Savaş Abi’yi karşılarında bulmuş sonra günün ilk ışıklarıyla beraber Dolmabahçe’ye çay içmeye gitmişlerdir. Dedim ya, Savaş Ay muhabir olmaktan hiç vazgeçmedi. Bu mesleğin hücresidir muhabirlik. Muhabir yoksa haber, haber yoksa ne gazete olur ne de televizyon.
***
Bugün çok kalabalık olacak Savaş Abi’nin cenazesi.
Orada söylenemeyecek ama son günlerinde yanında olamadığımız için ben dahil bir sürü insan utanacağız.
Vefalı adam Hıncal Uluç, ölmeden önce ziyaret edip moral vermiş Savaş Abi’ye.
Kalanımız hep birlikte ayıp ettik ve aslında “Savaş Abi bu, bunu da atlatır” diye inanmayı tercih ettik.
***
Lüks makam araçlarında, plazalarda değil sokakta habercilik yaptı Savaş Ay.
Gazeteci doğmaz kimse, Savaş Ay da gazeteci doğmadı ama muhabir olmayı ve muhabir kalmanın onurunu en çoko yaşadı.
Mekanı cennet olsun demekten başka bir şey gelmiyor elden.
Bir de haberimiz olsun, muhabirliği yöneticiliğe tercih eden son adam ya da medyanın son mohikanı artık yok...