Temmuz Soğuğu, suç filmi severlerin kaçırmaması gereken bir yapım. Canice suçlara karışmış bir oğula sahip baba ve arkadaşlarının yaptığı seçim, etkileyici bir finalle bitiyor.
Biz sinema yazarları filmleri eleştirirken ya otoriteler ve film endüstrisi için bunu yaparız veya izleyiciye yönelik bir yazı yazarız. Bunun dengesini tutturmak önemlidir. “Kimin için önemli?” diye sorarsanız, açıkçası kalemin sahibi için önemlidir. Eğer bir gazetede yazıyorsanız ve halka sesleniyorsanız, her filmde biraz onları ve kendinizi anlatırsınız filmi eleştirirken. Çünkü sizin yazınızla okuyucu bir bağ kurar. O ilişki sayesinde filmi kendine yakın bulur veya bulmaz. Yani gazete sayfalarında filmlerin bir nevi yönetmenleri biz yazarlar oluruz. İşte o noktada yönetmene de okuyucuya da saygı göstermeli ve bir denge tutturmalıyız. Bütün bu laf salatasını Temmuz Soğuğu filmini anlatabilmek için yaptım. Çünkü bu filme gittiğinizde orta karar bir suç filmi olarak da algılayabilirsiniz veya beni etkileyen yönlerini öne çıkarabilirsiniz.
İlk önce filmin hikayesini kısaca özetleyelim. Temmuz Soğuğu, Doğu Teksas’ta küçük bir kasabanın sakinlerinden Richard Dane’in (Michael C. Hall) nefsi müdafa ile bir cinayet işlemek zorunda kalışının hikayesi. Başına gelen korkunç olaydan sonra Dane, eski bir suçlu ve Dane’in vurduğu adamın babası olan Ben Russel’la tanışır. Russel hayatını hapiste geçirmiş, kendilerine göre doğruları olan sert bir adamdır. Oğlunun kanını yerde bırakmayacaktır. Dane’i ve ailesini tehdit eder. Polisin de yardımıyla Russel yakalanır. Dane artık rahattır ama korku ve panikle bir insanın canını aldığını unutamaz. Sonuçta o da babadır. Russel’a içten içe acımakta ve kendini de suçlamaktadır. Tam bu sırada karakolda Russel’ın oğlunun resmini görür. Aranmakta olan suçlunun resmi öldürdüğü adama hiç benzemektedir. Polise bunu ne kadar söylese de kimseyi inandıramaz. Polisin bu ani ilgisizliği de dikkatini çeker.
HER BABANIN KABUSU
Bir gece karakolu izlerken şerif ve yardımcısının Russel’ı tekme tokat bir arabaya bindirdiklerini görür. Onları takip eder. Şerif Russel’ı bayıltıp tren yolunun üstüne bağlar ve gider. Russel gelen tren tarafından ezilmek üzeredir. Dane bir karar verir ve adamı kurtarır. İkili önceleri birbirlerine güvenmezler ama Dane’in hikayesi Russel’ın da kafasını karıştırır. Sonunda Dane’in vurduğu hırsızın mezarını açmaya karar verirler. Mezardan Russel’ın oğlunun cesedi yerine başka bir ceset çıkar. Artık iki adam da bir oyuna getirildiklerini anlamışlardır. Russel’ın tanıdığı eski bir dedektif olan Jim de olaya dahil olur. Yaptıkları araştırma sonucunda Russel’ın oğlunun mafyayla ilişkisi olduğu ve polis adına muhbirlik yaptığı ortaya çıkar. En korkuncu ise bir porno kasette Russel’ın oğlunun hayat kadınlarını vahşice öldürme görüntüleridir. Polis bu katliama sessiz kalmıştır. Onların tek derdi, katilin mafya hakkında verdiği bilgilerdir. Russel korkunç bir ikilemde kalır... Filmde şöyle bir diyalog vardı. Russel: “Eğer köpeğin çıldırıp başka insanlara saldırırsa ne yaparsın? Ya zincirlenmesine izin verirsin veya sen halledersin. Ben oğlumun zincirlenmesine izin veremem.” İşte bu noktada Russel’ın oğlunu arama çabaları ölümcül bir takibe döner. Dane’nin ise artık olayla bir ilişkisi kalmamıştır. Bu durum Russel’ın özel hesaplaşmasıdır. Evine döner. Gece televizyonunun karşısında eşi ve oğluyla otururken oğluna bakar. Russel’ı düşünür. Kendini onun yerine koyar. Bu sert ihtiyar adamın hesaplaşması onun da yüreğine dokunur. Sonunda eşi uyuduğunda arabasına atlar ve soluğu Russel’ın yanında alır. Üç arkadaş o gece bu kovalamacanın sonuna geleceklerdir.
Russel son kurşunu oğluna sıkabilecek midir? O da filmi seyredenlere kalsın. Ben de bir oğul sahibiyim. Bu suç filmi beni de etkiledi. Her babanın kabusunu seyretmek kolay değil. İnsanın evladına bir şey olması korkunç. Ama evladının başka insanların canını alması veya kötülük yapması büyük suçluluk getirir. Kimseye böyle bir kader yaşatmasın yaratan.
Filmin Künyesi
Orijinal Adı: Cold in July
Yönetmen: Jim Mickle
Senarist: Nick Damici
Oyuncular: Michael C. Hall, Sam Shepard, Vinessa Shaw, Don Johnson
Yapım: 2014, ABD, 109 dakika