Dijital iletişim çağındayız. Bu dönemde işlenen suçların büyük çoğunluğu artık bu mecrada. Süreç ilerledikçe mahkemelerin olaylara bakışı ve delillendirme biçimleri de gelişiyor. Özellikle WhatsApp ve benzeri iletişim platformlarında gelişen konuşmalar sonrasında işlenen tehdit ve hakaret suçlarında Yargıtay yeni kararlara imza atıyor. AYM'nin de güncel iptal kararları var. Bugün son bir ayda cereyan eden gelişmelere değinmek istiyorum...
ÇIKTILAR İLE HÜKÜM KURULAMAZ...
Tehdit, hakaret, şantaj ve benzeri suçlara dair şikayetlerde ekran fotoğrafının çıktısı alınıyor, dilekçeye ekleniyor. Böyle suç duyurusu yapılıyor. Yargıtay bu konuda yeni bir karar verdi. Buna göre, telefon ekranının bir resmi kurumda tasdikli görüntüsünün sunulması veya en azından karakolda tespit tutanağına bağlanmasının gerektiği düzenlendi. Hele de bu konu da itiraz varsa bunun mahkeme veya savcılıkça incelenmesi, dijital verinin bir uzman tarafından rapor altına alınması şart. Yani 4. Ceza Dairesi kararına göre dijital mesajlaşmalar, tek başına delil niteliği taşımıyor. Bu verinin güvenli ve doğrulanmaya elverişli biçimde adli makamlara intikali veya bu makamlarca tespit edilmesi gerekiyor (1).
ARABULUCULUKTA İLGİNÇ KARAR
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin verdiği son karar, "ihtiyari arabuluculukta" tartışmalara sebep oldu. Karara göre "işçi-işveren ihtiyari arabuluculuk" sonucu tutulan tutanağın sadece "ödeme belgesi" niteliği taşıdığını ifade etti. Anlaşmayı iptal etti ve dosyada işçiye ücret ve diğer haklarının ödenmesine karar verdi. Böyle olunca kafa karışıklığı başladı. Kararın eleştirdiğimiz iki yönü var: Birincisi tüm ihtiyari arabuluculuk işlemlerine "şüpheli" bakması, ikincisi ise olayın "gerçek bir uyuşmazlığa" dayanmadığı varsayımı. Bunların olay bazında ele alındığı bir gerçek. Zira dosyada işçi ihtiyari anlaşma sonrası çalışmaya devam ediyor. Bu haliyle Yargıtay'ın yaklaşımına hak verebiliriz. Ama bu, tüm bu tür anlaşmaların batıl olduğu anlamına gelmemeli. Buradan çıkan sonuç şu: Meseleyi arabuluculuk önüne "şeklen" götürmek ilerde sorunu ortadan kaldırmaz, daha da büyütebilir. Dikkat! (2).
SİGORTA TAHKİM ÖNCESİ ARABULUCULUK
Bu arada, arabulucuları ilgilendiren önemli bir çalışma var gündemde. Bilindiği üzere gün be gün kapsamı genişleyen ve çözüm üretmesiyle de birçok uyuşmazlığı mahkemeye götürmeden çözüme kavuşturan bu mekanizma gerçekten çok başarılı. Sanırım yeni dönemde sigorta tahkimi öncesinde arabuluculuk zorunlu hale getirilecek. Böylece tahkim daha etkin olacak. Bu, yaklaşık 500 bin dosyanın arabuluculuk gündemine alınması demek. Sigorta konusunda uzmanlık eğitimlerini şimdiden almak gerekiyor...
HIV'Lİ EŞ CEZA ALABİLİR
İstanbul'da ilginç bir olay yaşandı. Nikah işlemleri için alınan sağlık raporunu belediyeye geç teslim edip HIV pozitif olduğunu evlenmeden önce eşinden saklayan sanık hakkında, "eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 20 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
SAKLADIĞI İÇİN SUÇLU
Evlilik işlemleri sırasında gizlenen sır "iddianameye göre" tesadüfen ortaya çıkmış. Evde temizlik yaparken kocasının sakladığı ilaç kutularını bulan kadın, eşinin tekrar test olmasını istemiş. Pek tabi tahlil neticesi "pozitif" çıkmış. Şikayetçi olan kadının son test sonuçları "negatif" ancak yine de eylemin suç olma durumu söz konusu. Bu konuda Yargıtay 1. Ceza Dairesinin kararları mevcut. Dosyada iddianame kabul edildi, yargılama başladı. Her yönüyle ilginç bir durum...
AYM'NİN DEPREM KARARI
Aralık başında AYM, "imar affı" düzenlemesinde yapı kullanım izni verilenlere dönük olan "yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır" şeklindeki hükmü iptal etti. Böylece, imar mevzuatına aykırı yapının depreme dayanıklılığının "yapı kayıt" belgesi ile malikin sorumluluğuna terk edilemeyeceği, devletin gözetim ve denetim yükümlülüğünün devam ettiği karar altına alınmış oldu. Bu, 6 Şubat depreminde çokça konuştuğumuz bir konuydu. Karar oybirliği ile alındı ve derhal yürürlüğe girdi. Bu kararın derdest davalara etkisi olacak...
Hukuk canlı. Her gün değişiyor. Önemli ve ilginç olanları yer yer yazmaya devam edeceğiz.
(1) 4. Ceza Dairesi 2020/27697 E. 2023/264 K.
(2) 9. Hukuk Dairesi 2024/10147 E. 2024/13332 K.