Seçim günü geldi çattı. Delegeler, 6 yılda 0 Lig şampiyonluğu bulunan, sadece 1 Türkiye Kupası kazanıp, o kupayla seçime giren Ali Koç ile 20 yılda 6 Lig, 2 Türkiye Kupası, 3 Süper Kupa (2010-2011 süper kupa finali halen oynanmadı) kazanmış Aziz Yıldırım arasında bir seçim yapacaklar. Delegelerin tercihlerinde Kadıköy'de Galatasaray (21), Beşiktaş (15), Trabzonspor (23), Gençlerbirliği (21), Göztepe (21), Sivasspor (7) yıl sonra biten yenilmezlik serileri de etkili olacaktır elbette. Bu konu neden mi önemli? Ali Koç'u destekleyenlerin elinde kalan en büyük dayanak, bu sezon Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı deplasmanda yenmesi de ondan. 2018 yılına kadar Galatasaray başkanları için en büyük övünç Kadıköy'de yenilmemekti. Galatasaray Başkanları tarafından sıkı sıkıya sarılan bu övünç kaynağı şimdilerde Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un eline geçti. 6 yılda 0 lig şampiyonluğu kazanmış ama "Bu sezon Galatasaray'ı deplasmanda yendik övüncü ile seçimlere UEFA şampiyonlar ligi şampiyonu olmuş" havası ile giren bir Ali Koç'tan bahsediyoruz.
VERİLER ORTADA
13.01.2023 tarihli transfermarkt verilerine göre Ali Koç döneminde toplamda 153 transfer için 136.30 milyon euro bonservis bedeli ödenmiş. Ali Koç başkanlığında sarı lacivertliler, ayrılan 149 oyuncudan ise 120.37 milyon euro'luk bir gelir elde etmiş. Ali Koç döneminde transferinden gelir elde edilen futbolcular arasında Aziz Yıldırım döneminden kalan Elif Elmas (17.7), Giuliano (10.5), Souza (12) da var. Diyebilirsiniz ki Aziz Yıldırım döneminin transfer bilançosunu da yaz. Ben bunu iki başkan adayının transfer karlılığını karşılaştırmak için yazmadım. 6 yılda 0 lig şampiyonluğu elde eden Ali Koç'un 0 şampiyonluk elde ettiği, 6 yıllık dönemdeki transfer harcamalarının daha iyi anlaşılabilmesi için yazdım. Muhtemelen 20 yılda 6 lig şampiyonluğu kazanan, Aziz Yıldırım'ın da transfer karlılığı Ali Koç'a benziyordur. İki başkan adayının aralarındaki büyük fark ise Aziz Yıldırım'ın döneminde 6 kez lig şampiyonu olduğu, Ali Koç'un ise 6 sezonda 0 lig şampiyonluğu elde ettiğidir. Sosyal medyaya bakarsanız 6 sezonda 0 lig şampiyonluğu kazanmış Ali Koç seçimlere bu sezonun şampiyonu havası ile giriyor.
Tarih tersten yazılmakta. Galatasaray'ı 6-0 yenip tarihe geçen Aziz Yıldırım'a karşı 6 sezonda 0 şampiyonluk elde ederek 6 da 0 çeken Ali Koç.
Sosyal medya derken artık her şey aleni bir şekilde yapılıyor. Ali Koç'a verdiği imzanın fotokopisini çevresine dağıtan gazeteciler, sanırsınız ki tarafsız, objektif gazetecilik yapıyor. Sosyal medyayı coşturuyorlar. Paralı hesaplardan bot basarak seçim anketleri yapılıyor. Diyebilirsiniz ki bunu yiyen var mı? Olmasa 6 sezonda 0 lig şampiyonluğu kazanan Ali Koç bu seçime girebilir mi? Bu durum Fenerbahçe tarihinde bir ilk. Bu da kimseye nasip olmaz.
HAYALLER VE HAYATLAR
Başkan adaylarının listeleri de birbirinden farklı. Ali Koç'un listesi zenginler topluluğu. Aziz Yıldırım'ın listesi daha dengeli. Ali Koç, listesinde başka bir zengin iş adamına yer kalmadığından Futbol A.Ş. yönetimine Nezih Barut, Barış Göktürk gibi önemli iki zengin iş adamını da kattı. Dışarıda kalan Murat Ülker'in de Ali Koç'u desteklediği fotoğraflarla kanıtlanmaya çalışılıyor. Oysaki Murat Ülker'in kuzeni Mehmet İman ve yeğeni Ahmet Özokur Aziz Yıldırım'ın listesindeler. Ali Koç'un listesindeki en büyük starı ise Acun Ilıcalı.
Adeta eş başkan.
Gerçi aralarında şuan için pek uyum yok. Birinin dediğini diğeri yalanlıyor. Türkiye'de yapılan anketlerde gençlere yöneltilen "kim olmak isterdiniz" sorusuna verilen cevap büyük ağırlıkla "Acun Ilıcalı" diye çıkıyormuş. Bence soru yanlış anlaşılmaya elverişli. Aslında gençler, Acun Ilıcalı olmak istemiyor. Acun Ilıcalı gibi yaşamak istiyorlar. Yani gençler, her gün başka bir lüks yerde yeni insanlarla birlikte takılmayı, süper arabalara, yatlara binip, limitsiz para harcamayı istiyorlar. Bu açıdan bakıldığında Ali Koç, kulübün yönetim katının kapılarını zenginlere sonuna kadar açmış diyebiliriz. Tuhaftır ama bu zenginlerin yönetime seçilmesi için Ali Koç, dar ve orta gelirli Fenerbahçe üyelerinden oy istiyor.
Unutmamak gerektiğini düşünüyorum. Dar ve orta gelirli insanların, zenginlerin hayatlarına imrenerek onlar gibi olmak istemeleri başka şey, zenginlerin yaşamakta oldukları eğlenceli hayatlarına daha fazla eğlence katmaya aracı olmaları başka bir şey. Ben Ali Koç'un yarattığı bu durumun genel kurul delegelerinin çok da hoşuna giden bir durum olmayacağını, toplumdaki hudutsuzca ayrıcalıklı insanların sahip oldukları sınırsız imtiyazlarını daha fazla artırması dar ve orta gelirli kesimi mutlu etmeyeceğini düşünüyorum.
Dar ve orta gelirli kesim, Fenerbahçe Spor Kulübü üyelerinin yaklaşık yüzde 95'i. Onlar dişinden tırnağından artırdığı ile maça gidip gelirken, seçtikleri zengin yöneticiler eğlenceli hayatlarına yeni eğlenceler katacak, yeni imtiyazlara sahip olacaklar. Bence Ali Koç'un bu stratejisi ve bunu anlatma şekli doğru olmadı. Kaldı ki bu köşede defalarca yazdım. Sadece Ali Koç dönemindeki Fenerbahçe Genel Kurullarına bir bakın göreceksiniz. Genel Kurul üyelerinin bir kısmı, Ali Koç döneminde, 1.sınıf üye olarak kabul ediliyor, özel alanlarda özel ikramlarla ağırlanıyorlar. Konuşma hakkı bunlara bahşedilmiş. Diğer üyeler ise 2.sınıf üye. Onlar neresi bulunursa oraya oturtuluyor, elde olanla yetiniyorlar. Konuşmalarına izin verilmiyor. Tıpkı 2 Nisan'da olduğu gibi. Sanırsınız bu delegeler gücüne uygun bilet alarak maça gelmiş, kale arkası taraftarları. Halkın takımı söylemi, ağızlardan düşmese de öyle değil. Halk Fenerbahçe'yi destekliyor, zenginler ise Fenerbahçe'de eğleniyor, yeni imtiyazlara kavuşuyorlar.
PROVOKASYON İTHAMI
Gelelim kongrenin ilk gününe.
Ali Koç diyor ki "Aziz Yıldırım tarafı provokasyon yapacak, kavga çıkaracak. Garajda park edilen araçlar. Oradan yapılan ikmaller. Hepsini biliyoruz." Ali Koç, şu anda Fenerbahçe Spor Kulübü'nün başkanı. Stadyumun en ücra noktasına bile o hakim. Ondan habersiz garaja araba park edilmesini bırakın, stadyumun önünden araba dahi geçemez. Neden böyle konuşuyor diye düşünmeden edemiyor insan. Taraftar gruplarını, dernekleri birinci toplantı gününe angaje eden Ali Koç. Aziz Yıldırım tarafı bu denklemin içinde bile değil. Alışılmış Ali Koç mağduriyet söylemlerinin dışında bir durum var ya da olacak gibi görünüyor. Planlanmış bir şeyler var ve Ali Koç "ben yapmadım, onlar yaptı" diyerek ön alacak gibi. Benden uyarması, bunu bu saatten sonra kimse yemez. "Ölülere oy kullandıracaklar, çalışanların kullandıkları oyu havadan kamera ile tespit edecekler, on binlerce üye yaptılar, on binlerce üyenin aidatını yatırdılar" diyerek 2018'de kendisi adına mağduriyet hikayeleri çıkaran Ali Koç, oy kullanan 21 bin 350 üyenin 16 bin 92'sinin oyunu aldıktan sonra kimse Ali Koç'a "başkan söylediklerin doğru değilmiş, ayıp ettin" demediğinden olsa gerek bu seferde Ali Koç'un yeni söylemi bu. Ama bu defa durum öyle değil. Yönetimde Ali Koç var. Genel Kurulun emniyetinden o sorumlu.
İLK DÜELLO
Gelelim yarının en büyük düellosuna.
Genel Kurul Toplantı Divanı seçimine. Fenerbahçe'de geleneksel olarak birden fazla adayın olduğu seçimlerde taraflar toplantı divanını uzlaşılarak seçerlerdi. Bu defa öyle olmadı. Ali Koç, eski Yüksek Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük'ü, Aziz Yıldırım ise bugünkü Yüksek Divan Kurulu Başkanı Şekip Mosturoğlu'nu aday olarak gösterdi. Ali Koç, "Şekip Mosturoğlu, seçimde Aziz Yıldırım'ın tarafında oldu, tarafsız olamaz, toplantıyı tarafsız yönetemez" diyor. Bunu söylerken hiçbir delili yok elinde. Her zaman olduğu gibi tamamen dedikodu, dedi ki söyledi ki ile bu kanıya varmış Ali Koç. Ona göre Vefa Küçük tarafsızmış ve seçimi o yönetmeliymiş.
Vefa Küçük'ün oğlu Ali Koç'un kurul listesinde. Yine Vefa Küçük'ün yeğenleri de Ali Koç'un listesindeler.
Ama Ali Koç'a göre Vefa Küçük taraf olmamış seçimlerde. Gerçekten de inanılmaz bir beceri bu. Buna inanan bir kitle var. Vefa Küçük de Şekip Mosturoğlu da cep telefonlarını çıkarsınlar. Bakalım, inceletsinler. Vefa Küçük, Ali Koç için yüzlerce üyeyi aramamışsa adımı değiştiririm. Tanıdığım onlarca üyeyi aradı, hala arıyor ben biliyorum. Vefa Küçük, Ali Koç'un da atanmış vekili Sadettin Saran'ın pek çok seçim çalışmasına, yemekli toplantılarına bizzat katıldı, en önde oturdu.
Televizyon görüntüleri var.
Şekip Mosturoğlu, Aziz Yıldırım'ın bir tek seçim çalışmasında yoktu. Ama Ali Koç'a göre Vefa Küçük tarafsız, Şekip Mosturoğlu taraflı. Yazıklar olsun bu anlayışa. Bunun nedeni belli. Ali Koç, kaybettiği Yüksek Divan Kurulu seçiminin rövanşını Mosturoğlu'ndan almak istiyor. Bunun için de onu karalıyor, itibarsızlaştırıyor. Ama Ali Koç tüzüğü bilmiyor. Cumartesi günü yapılacak seçimin Divan Kurulu ile Yüksek Divan Kurulunu birbiriyle karıştırıyor olmalı. Seçimle göreve gelen Şekip Mosturoğlu'nu görevden alacağını ima ediyor. Sanırsınız ki şirketinden bir çalışanı işten çıkarıyor. Ne güzel hayat. Demokrasi, seçim sadece Ali Koç lehine olduğunda bir değer ifade ediyor. Başkaları söz konusuyken anlamı olmuyor.
Seçim sonuçlarının Fenerbahçe için hayırlı olmasını canı gönülden diliyorum. Kazanan Fenerbahçe olsun. Kolay mı?
Bence imkansız.
Görünen o ki iki adaylı seçimler Fenerbahçe camiasındaki bölünmüşlüğü daha fazla artırıyor.
Eskiden ezeli rekabet Galatasaraylaydı. Şimdi Fenerbahçe'nin içinde bir ezeli rekabet var. Biz, siz, bizden sizden ayrımı önümüzdeki günlerde daha da ağırlaşacak gibi.
İnşallah ben yanılırım.