İyi bir editör hangi haberi verdiği ile değil hangi haberi vermediği ile ölçülür. Haber kanalları da öyle… Kaç zamandır yazayım diyordum bugüneymiş kısmet: SON DAKİKA yayınları…
Bir son dakika haber merkezlerine geldiği anda onu hemen bir an önce ekrana verme telaşı başlar. Sonrasında ise İLK GÖRÜNTÜ… Bir televizyon habercisi olarak bu kaygıları anlıyorum ama bu tip yayınlarda SOĞUKKANLI olmak esas meseledir bana göre… Özellikle terör ve benzeri saldırıların çokça yaşandığı Türkiye’de son dakika yayınları daha da önemli bir hal alıyor.
Mesela bir terör saldırısında tam da o eylemi gerçekleştiren terör örgütü ve teröristlerin hedeflediği gibi kamuoyunda infiale yol açacak görüntülere yer vermek ve o çizgide yayın yapmak ne kadar haberciliktir? Lütfen kimse bana basın özgürlüğü demesin çünkü benzer saldırılara maruz kalan batılı ülkelerde medya çok sofistike davranır.
Olayı biraz daha anlaşılır kılmak adına birkaç örnek vereyim…
4 Haziran 2017: İngiltere’nin başkenti Londra’da hem de şehrin sembol yapılarından biri olan Londra Köprüsü’nde araçla terör saldırısı düzenlendi. Saldırgan kullandığı aracı yayaların üzerine sürdü. Eş zamanlı olarak hemen bu tarihi köprünün yanıbaşındaki birkaç terörist grup insanlara bıçaklarla saldırdı. 7 kişi terörün kurbanı oldu.
Peki bu saldırıyı dünyanın en prestijli İngiliz haber kanalı BBC nasıl verdi?
Birincisi bizim televizyonlardan çok sonra duyurdu haberi. Üstelik son dakika değil düz verdi haberi. İkincisi son dakika yayınına geçtikten sonra asla teröre hizmet edecek görüntü kullanmadı. Ne bir parçalanmış araç ne de kanlar içinde yaralı insanlar ya da ceset gördük. Son derece profesyonelce hareket ederek kamuoyunu çok da telaşa sürüklemeden ve son dakika yayınını saatlerce uzatmadan noktaladı. (Merak edenler o günkü BBC kayıtlarına bakabilir: http://www.bbc.com/news/uk-40146916 )
Bir örnek de ABD’den… 6 Kasım’da Teksas’ta silahlı bir saldırgan bir kilisede katliam yaptı. Kilisede ibadet edenlerin üzerine kurşun yağdırdı. Saldırıda 26 kişi öldü. Dünyanın en büyük haber kanallarından biri olan Amerikan CNN televizyonunun yayınında bir kare bile rahatsız edici görüntü kullanılmamaya özen gösterildi. Bu kanlı saldırının yaşandığı kilisenin içinden bir plan görüntü ya da bir kare fotoğraf kullanılmadı. (merak edenler için CNN yayınını bir bölümünün linki: http://edition.cnn.com/videos/us/2017/11/05/sutherland-springs-church-shooting-hartung-newsroom.cnn)
Oysa bizim haber kanalları “İLK ben son dakikayı vereyim”, “olay yerinden gelen görüntüyü İLK ben ekranda kullanayım” yarışına tutuşuyorlar. “Örnek verebilir misin?” sorunuzu duyar gibiyim… Buna o kadar çok örnek var ki… Şehit Savcı Selim Kiraz’ın alnına dayatılan silah fotoğrafından Kayseri’deki terör saldırısının kanlı görüntülerine… Vodafone Park’taki saldırı anından Elazığ Emniyeti’ndeki patlamanın görüntülerine birçok terör saldırısında maalesef iste-me-ye-rek de olsa terör örgütüne hizmet edildi…
Terör örgütleri üzerinden yaşanan vekalet savaşları çağının yaşandığı bu zamanlarda medya olarak terörün propaganda aleti olmamak adına SOĞUKKANLI olmak ümidiyle…