Soma’da yaşanan faciadan geriye kalan güzel notlar da var. Esra Erol mesela, kalktı yayınını Soma’ya taşıdı. Çarşamba sabaha karşı saat 03.00’te karar vermiş hemen yola düşmüşler.
İzdivaç programı der dudak büker kimileri ya, Esra Erol yazdığı kitapların gelirleriyle evler açıp şiddet mağduru bir sürü kadına psikolojik ve hukuki destek verilmesini sağlıyor.
Arda’nın transferinde sonra tutmaya başladığımız Atletico Madrid’in şampiyonun belirleneceği Barselona maçı için ısınırken giyeceği tişört üzerinde Soma yazacakmış. Hem Arda’ya duyulan sempati hem de Atletico Madrid’in sponsorunun Azerbaycan olmasının bir sonucu bu.
Ve Fatih Terim... Dünürünü kaybetti, büyük kızı düşük tehlikesiyle hastanede yatıyor, o zaman küçük kızının düğününü ertelemeyen Fatih Hoca, Soma’dan sonra düğün erteledi. Canımız yanarken ekranda gördüğümüz ve iyi gelen jestler bunlar.
***
Eğlence kanalları da refleks gösterdiler, Ulusal Yas nedeniyle yayın ağırlaştırdılar. Hemen hepsinin ana haber bülteni Soma’ya taşındı ki işin doğrusu da buydu.
Haber kanallarına gelince, insan odaklı yayıncılık açısından durulan yer doğruydu. Sahaya giden muhabirler de iyi muhabirler olunca yayınlar daha bilinçli oldu. Böyle zamanlarda eskiden acı fon müzikleri ve haykırışlar üzerine haberler kurulurdu ya, RTÜK’ün düzenlemeleri işe yaramış.
Zaten acı olan bir tablo daha vahim hale getirilmedi, ekrana çıkarılan konuklar yangın yapan değil gördüklerini anlatanlar oldu.
***
Acının birleştirici bir yanı vardır bazen reyting bazen siyasi kavgalar adına insan odaklı işleri unutmuştuk. Soma’daki tablonun ardından gelen yayınlarda ilk gece biraz tökezleyenler oldu ama Çarşamba yayınları daha doğru noktaya geldi.
Bu arada medyaya çalışma alanı gösterilmesi, muhabirlerin itilip-kakılmamasının da önemli olduğunun altını çizeyim. Acı büyük, ekran sadece haber için var şimdi...