Sokak yemeklerinin çıkış noktası ev veya restoran yemekleri mi, yoksa tam tersi mi? Öyle veya böyle sokak yiyecekleri bir şeylerin başlangıcı veya yansıması olmalı... Aksi takdirde neden bu kadar çok sevilsinler ki?
Yeni diyarları anlayabilmek için sokak yemekleri benim için önemli bir kriter. İzmir gibi bu konuda beş yıldızı hak eden bir şehirde büyümek ve mesleki merak da işin içine girince yeni bir şehirdeysem kendimi büfe önünde buluyorum.
Geçtiğimiz hafta Berlin’deydim. İlk yaptığım her zaman olduğu gibi bölgenin sokak yiyeceklerine koşmak oldu. Almanya dedin mi sosis bir numara sokak yiyeceği. İki gün boyunca sosis yedim. Burada yer miyim, hayır. Orada öyle bir lezzetli ki sormayın, her şey yerinde güzel.
Kültürlerarası köprü
Sokak yiyecekleri yöresel malzemeleri ile içinde bulunduğu kültürü yansıtıyor. Kullanılan malzeme dışında pişirme şekli, baharatlar, soslar o mutfak kültürü hakkında ipuçları veriyor. Yörenin damak tadını yansıtırken insanların nelere ilgisi olduğunu kulağına fısıldıyor. Sokak yiyecekleri benim için sadece bir yemek değil. Onlar Michelin yıldızlı restoranlara benzemiyor. Aylar önce rezervasyon yaptırmaya, maaşının neredeyse tamamını ayırmana gerek yok. O büfelerde insanlar diken üstünde tabak beklemiyor. Son lokmayı bitirdikten sonra yola aç devam etmiyor. Zaten lüks restoranlarda yemek yemiyor, moda tabirle “deneyim” yaşıyoruz. Sonra da oradan çıkar çıkmaz köşedeki büfeden çeyrek kokoreç yiyoruz. Tezgahın önünde durup yemeğini yerken yanındaki, sağındaki solundaki mutlu, rahat. Mesela Endonezya’da Basko yerken hemen yanında Obama olabilir. Amerikan başkanı bile sokak yiyeceklerini seviyor. Sokak yiyecekleri kültürler arasında sağlam bir köprü, seratonini vücutta hızla yayan gerçek bir mutluluk.
ÖZBEKİSTAN’DA PİLAV
2500 yıllık bir geçmişe sahip Özbek pilavı “Daş” adı verilen kazanlarda ve odun ateşinde pişirilmekte. 100 farklı çeşidi bulunmakta. Evlerde eksik olmayan bu pilavlar sokak yiyeceği olmanın ötesinde halkın sosyalleşmesini sağlayan önemli bir ortak değer. Yapımında ince uzun İran pirinci kullanılmakta. İçinde tereyağı, pamuk ve dana yağı kullanılan bu pilava tencerede parça et, havuç, kuru soğan ve bol baharatlar eşlik etmekte.
KOLOMBİYA’DA AREPAS
Dolgun, pofuduk mısırlı bir kek olan arepas büfelerde satılıyor. Aztek mutfak kültüründen gelen bu yiyecek belki de en eski sokak yiyeceklerinden biri. Bu ekmekçikler, içine eklenen taze mısır ile farklı bir tat almakta. Muz yaprağında pişirilen arepas ekmeğinin içine peynir ve tereyağı sürülmekte, sıcak servis edilmekte.
NEPAL’DE MAMOS
Buharda pişirilen ve Nepal sokaklarında bolca göreceğiniz bir mantı olan mamonun içinde keçiden, balığa farklı etler kullanılabileceği gibi sebzeli de yapılabiliyor ve yanında turşu ile sunuluyor.
POLONYA’DA PIEROGI
Hemen her köşede rastlayacağınız sokak yiyeceği olan pierogi, et, patates, peynir gibi çeşitli malzemelerle yapılan bir mantı türü. Servisten önce tereyağında kızartılıyor.
BELÇİKA’DA BRUSSELS
Ünlü restoranların yanı sıra sokaklarda oturup yiyebileceğiniz en lezzetli midye Bürüksel’de. Soğan, kereviz gibi aromatik sebze suyu ve krema içinde pişen midyeler geleneksel olarak döküm demir tencereyle ve yanında patates kızartması ile mayonezli sosla servis edilmekte.
İNGİLTERE’DE BALIK-PATATES
İrlanda’nın milli yiyeceği olan balık patates zamanla Londra’da sağlam bir sokak yiyeceği haline gelmiş. Diğer sokak yiyeceklerinden bir farkı her köşe başı büfede bulabileceğiniz gibi lüks restoran menülerinde de görebilmeniz. Yapımında üç dört çeşit balık kullanılsa da en bilineni “cod” yani morina balığı. Pane edilen balık, patates kızartması ile servis ediliyor.
BOSNA HERSEK’TE CEVABİ
Balkanlar’ın gözbebeği olan köfte, Saray Bosna’da “Cevabdznica” yani köftecilerde yapılıyor. Cevabi, Tekirdağ köftesine benzeyen ızgara bir köfte. Yumuşak dokulu, orta kalınlıkta, pide içine süt kaymağı ile koyuluyor. Tabakta küp doğranmış kuru soğan ise cevabiye eşlik ediyor.
MEKSİKA’DA TOSTADAS
Mısır unundan yapılan küçük yuvarlak tabak şeklindeki gevrek “Tostada” ekmeğinin üzerine ızgara tavuk, et veya deniz ürünleri koyulabiliyor. Meksika’nın olmazsa olmaz avokado sosu guacamole, fasulye, salsa ve peynir gibi klasik kombinasyonlarla servis ediliyor.
ALMANYA’DA SOSİS
Almanya’da 1500 farklı sosis türü bulunuyor. Her birinin birbirinden farklı olduğu bu sosislerin çoğunda domuz eti kullanılmakta. Wurst yani sosis, önüne eklenen Brock, Knock, Brat ile çeşitleniyor. Bratwurst en meşhurları. Izgarada pişirilen sosisler bol köri, ketçap ve hardalla servis ediliyor. Patates kızartması ise tabağın olmazsa olmazı.