Her şerde bir hayır var” diye boşuna dememişler... 7 Haziran’da AK Parti’nin 276 sınırının altında kalarak 258 milletvekiline düşmesi bir açıdan çok hayırlı oldu. AK Parti tek başına iktidardayken her türlü yalakalığı ve yağdanlığı yapan kimi sahtekar tiplerin 7 Haziran sonrası hemen dansöz gibi döndüğüne şahit oldu tüm Müslüman kamuoyu. Bizler aslında onların ne mal olduğunu biliyorduk. Şimdi ise tüm Türkiye gözleriyle görüyor olup bitenleri. Bu sahtekar tipler kendi konumlarından, rantlarından ve imtiyazlarından başka bir şey düşünmezler. Son 9 aylık dönemde bu haksız imtiyazlarını yitirdikleri için Recep Tayyip Erdoğan’ın ve tuhaf şekilde Erdoğan Ailesi’nin aleyhine dönmüşlerdi zaten. Ama 7 Haziran’a kadar basın yoluyla yalakalığa devam ediyorlardı ki, başka yerlerden kendileri ve yakın akrabalarının rantları devam etsin. Şimdi ise egemen güçlerin ve özellikle de Aydın Doğan’ın istediği gibi tüm faturayı Recep Tayyip Erdoğan’a yıkarak arkadan hançerleme operasyonunu aleni hale getirdiler...
8 Haziran 2015’e kadar Erdoğan’a tek kelime ile eleştiri getirmeyip sadece yağdanlık yapan bu adamlar utanmıyorlar ve şunları yazıyorlar...
“Her kim ki ‘Sende hata, kusur olmaz; her şeyin en iyisini sen bilirsin, sen hiç yanlış yapmazsın’ diyorsa üst aklın musallat ettiği şeytan işte odur. Her kim ki ‘Senin yanında ben varım, benim varlığım sana yeter, başkasına ihtiyacın yok’ diye fiştekliyorsa Erdoğan’ı yalnızlaştıran uyanık iblisin ta kendisidir o...”
Bir insan ancak kendini bu kadar güzel anlatabilir. Adam kendisi için üst aklın musallat ettiği şeytan ve uyanık iblis diyor. Çünkü Erdoğan’ın yanında memurken 24 saati bu lafları söyleyerek geçiyordu. Buna tüm Başbakanlık çalışanları şahittir. Şimdi Erdoğan’ın bu zor günlerinde, yani tüm emperyal egemenlerin Cumhurbaşkanı’nı hedef aldığı bu dönemde ise hemen her gün Tayyip Erdoğan’a laf çarpıyor. Küçük zekasıyla Erdoğan’ın argümanlarıyla dalga geçiyor. Uyanık ve zeki olmadığın kesin ama iblisvari bir sinsi tip olduğun muhakkak. Şimdi her gün Erdoğan’ı ince ince doğrayan bu tip 12 yıl boyunca Erdoğan’a yalakalık yarışında en önde olmayı kimseye kaptırmadı. Eleştirisiz biat ideolojisinin sancaktarı ve İsmail Kılıçarslan gibi samimi eleştirel İslamcıları sistemden dışlayan bu adamdı. Dünya yağdanlık tarihine geçecek Erdoğan’ın Harfleri kitabını yayınladı. O kitaptaki kimi yalaka ötesi ifadeleri bu sütuna alıntılamaya bile utanıyorum ben. Şimdi ise Aydın Doğan’ın ağzıyla Tayyip Erdoğan’ın altını oymaya kalkıyor. Sen bence taptığın yeni patronun için Aydın Doğan’ın harfleri kitabını yazmaya başla. Hatta 7’li çete olarak, konsorsiyum olarak bu kitabı yazın. Doğan’ın baş maymunu kankan Ahmet Hakan da şefiniz olsun. Doğan’a 80. yaş armağanı olarak böyle yağdanlık bir kitap iyi gider...
Sayın okurlarım bu sahtekarların söylediği gibi Erdoğan’a eleştirel duran herkesin bizler tarafından dışlandığı söylemi koskoca bir yalandır. Eğer Erdoğan’a ve AK Parti’ye eleştirel duruştan bahsedilecekse ikisi de bizim medya grubumuzda yazan Etyen Mahçupyan ve Gülay Göktürk başta gelir. 7 Haziran’ın sonrasında hemen dönen sahtekarlardan farklı olarak Erdoğan en güçlüyken bile eleştirilerini ifade etmiştir bu aydınlar. Hiçbir zaman çıkar ve rant için yalakalık yapmamışlardır. Bizler onların dünya görüşünden farklı noktadayız ve birçok tespitlerine de katılmıyoruz ama bu iki liberal aydın da tüm eleştirileriyle Müslümanlar için çok kıymetlidir. Yeni Şafak’ın eleştirel aydınları Ali Bayramoğlu ve Atilla Yayla da aynı kıymettedir. Çünkü bu liberal aydınların en sert eleştirileri dahi çıkarsız, yalansız, dolansızdır. Maaşına zam isteyip alamazsa Erdoğan’a saldıran ama istediği para ödenirse Erdoğan’a yağdanlık yapan Mehmet Altan gibi sahte liberaller nasıl bugün sıfır itibar noktasındaysa rantiye hesaplarıyla yazan sahte İslamcılar da aynı şekilde itibarsız durumdadır. Şunu da vurgulamak isterim bu sahtekarlar bizim mahallenin tribünlerine hitap ederken “Bu dönemde seküler liberal devşirmeler el üstünde tutuluyor biz İslamcılar dışlanıyoruz” gibi bir söylem içindedir. Aydın Doğan ve benzeri seküler elitlerin şarap sofrasındayken de “Esas uzlaşmacı ve uyumlu Müslüman biziz efendim. İttifak yapalım efendim” diyen adamlardır. İşte bunlar böyle adamlardır... AK Parti gerçek liberallerle ve demokratlarla ittifak etmeye ve hatta ittifaklarını genişletmeye elbette devam etmelidir ama sahtekarlarla yol yürünme dönemi bitmiştir. Bu adamlar senelerce Ahmet Hakan ve Fehmi Koru’ya her türlü hakareti etti ama şimdi hep aynı itibarsızlık noktasında müttefikler...
Bir de bu tipler hem suçlu hem güçlü gibi utanmadan ganimet sofrasından falan bahsediyor. Son 12 senenin ganimet muhasebesini buraya yazarsam sokağa bile çıkamazsınız...