Sonbahar geldi; çalışanlar için yeni bir dönemin hazırlıklarına geçildi. Eğitim çağındaki gençler ve çocuklar için de eğitim dönemi başlıyor. Dolayısıyla toplu taşım, alıveriş merkezleri, sınıf veya işyeri gibi kapalı ve kalabalık ortamlarda daha uzun süreler geçiriyoruz. Diğer taraftan sonbaharın doğası gereği gün içerisinde bile değişiklik gösteren hava koşulları hastalanmamız için ortam hazırlıyor. Aslında gerekli önlemleri alarak soğuk algınlığına yakalanmadan ya da şikâyetleri daha hafif şekilde atlatmak mümkün. Bu amaçla bir kovan ürünü olan “Propolis” kullanımı son yıllarda popüler oldu. Propolis arıların bitkilerin tomurcuk ve gövdelerinden topladığı reçinemsi maddeleri işlemesiyle ürettikleri bir arı ürünü. Amacı kovanı böceklere, mikroplara ve dış etkenlere karşı korumak. Propolis’in içeriği elde edildiği bitkilerin kaynağına göre farklılık gösterebilmekle beraber flavonoid ve fenolik maddeler temel etkili bileşenleri olarak kabul edilmektedir.
İnsanlar Propolis’i yüzyıllar boyunca yangı giderici, ağrı kesici, yara iyileştirici, ateş düşürücü olarak çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanmışlardır. İnsan sağlığı bakımından önemi ancak son yıllarda bilimsel araştırmalar ile ortaya konulduktan sonra propolis ürünlerine yoğun talep artışı görülmektedir. Propolis’in en dikkat çekici özelliği mikroplara karşı (bakteri, mantar, virüs) kanıtlanan etkinliğinin yanı sıra vücudun savunma elemanlarını uyarıcı etkileri ile soğuk algınlığından tutun kanserlere kadar geniş bir biyolojik etki yelpazesinde çocuk, yetişkin ve ileri yaşlarda bireyler için etkili olmasıdır.
Hangi Propolis?
Ham Propolis içerisinde yüksek oranda mumsu ve reçinemsi maddeler bulunduğundan herhangi bir işleme tabi tutulmadan doğrudan kullanılması mümkün değildir. Tedavide çözücüler ile hazırlanan özütlerinin kullanılması gerekmektedir. Bu durumda etkisi hazırlanış yöntemine göre farklılık göstermektedir. Doğrudan su ile hazırlanan özütler kafeik asit, ferulik asit gibi organik asitler taşır ve antioksidan etkilidir. Dolayısıyla su ile hazırlanan propolis özütleri genel sağlığın desteklenmesi bakımından etkili olabilmektedir. Ancak Propolis’in etkilerinden sorumlu temel bileşen olan ve kanser dahil bir çok hastalığa karşı koruyucu ve tedaviye yardımcı olduğu bilinen kafeik asit fenetil ester (CAPE) ve bazı önemli flavonoitler su ile hazırlanan özütte bulunmamaktadır. CAPE ve bu flavonoitler ancak alkollü (yüzde 70 etanol, propilen glikol) özütlerde bulunmaktadır. Tabi bu durumda da alkol taşıması nedeniyle özellikle çocuklarda kullanımı kısıtlanmaktadır. Son zamanlarda tamamen fiziksel tekniklerle alkol kullanılmadan hazırlanan CAPE taşıyan Propolis ürünleri geliştirilmiştir.
Bu tip Propolis ürünlerinin her gün sabahları tercihen bir bardak meyve suyu içerisine katılarak aç karnına tüketilirse hem bağışıklık sisteminin etkinleşmesi sağlanabilir hem de mikroplar çoğalmaya fırsat bulamadan etkisiz hale getirilebilir.