Derbiler de bitti.. Küçüklüğümüzden bu yana en heyecan çektiğimiz, gelsin diye beklediğimiz maç Galatasaray-Fenerbahçe derbisiydi. Yıllardır da bu iki takımın maçını sabırsızlıkla beklerdik. Ancak dün gece oynanan; futbol açısından son derece yetersiz, heyecan açısından bir o kadar sönük maç, bizi “Artık derbiler de bitti” demek zorunda bıraktı.
Prandelli, 4-3-3 gibi hiçbir gerekçesi olmayan bir sistemle maça başladı. Gerçi Galatasaray'ın dizilişi 4-3-3 de olmayabilir. Çünkü kimse anlayamıyor hocanın ne oynatmak istediğini.
Galatasaray'da sezon başından bu yana sahanın en iyileri Muslera, Chedjou, Melo ve Sneijder. 4 yabancı futbolcunun dışında kalan bizim çocuklar herhangi bir rekabet olmadığından umursamaz bir futbol sergiliyorlar. Ne koşan var, ne topa doğru-dürüst vuran, ne paslaşan, ne de gol koklayan.
Maçın ikinci yarısında Bruno Alves, Bekir'in kırmızı kartını kıskanmış olacak ki, aynı hareketi sergiledi. Ve tabi sahayı kırmızı kartla terk etti. Fenerbahçe'nin 10 kişi kalmasıyla Galatasaray rakibinin üzerine geldi. Dzemaili'yi çıkarıp, Umut'u da alınca Prandelli, Galatasaray çift santrforla yüklendi. Fenerbahçe çok boş olan bıraktı. Ancak Bruma gibi hareketli bu boş alanları değerlendirecek futbolcu 18'de olmadığından Cim-Bom aradığı gole geç kavuştu.
Fenerbahçe 10 kişi kaldıktan sonra iyice geriye yaslandı ve beraberliği kurtarmak için oynamaya başladı. Veysel'in yerine daha maçın ilk yarısında Hamit'i alması gereken Prandelli, ikinci yarıda Sarı-Kırmızılı futbolcular arasında kaleye dikine gitmeyi bilen tek futbolcu Olcan'ı çıkardı, yerine Emre Çolak'ı soktu.
Galatasaray'da Veysel, Selçuk, Burak, Dzemaili, kızağa çekilmeli bir süre. Bunlar oynadığı zaman takım sahada 11 kişi gözüküyorsa da ancak 8-9 kişiyle oynuyor. Özellikle Selçuk İnan'ı anlamak mümkün değil. Futbolundaki akıl almaz düşüş Milli Takım'a yansıdı.
Wesley Sneijder'in 88 ve 90+1'de attığı attığı nefis goller herkese bir ders olmalı. Yabancı futbolcu yasaklamasının ne kadar yanlış olduğunu, bize Hollandalı gösterdi.