Fenerbahçe maça organize ve baskılı başladı. Fener’in alan savunması karşısında çıkmakta zorlanan Galatasaray ilk yarının ortalarına doğru dengeyi sağladı. Enterasandır; saha parsellemede daha iyi gözükmesine rağmen Fenerbahçe savunması o kadar basit hatalarla pozisyon verdi ki, Galatasaray’ın golü bulamaması hayret vericiydi.
Dakikalar ilerledikçe pozisyonlar çoğaldı. Ama bu gol pozisyonları güzel paslaşmalardan ziyade savunmaların kademe hatasından ortaya çıktı.
Emre’nin sakatlanarak çıkması Fenerbahçe’nin pas trafiğini aksattı.
İlk yarı futbol olarak tatmin edici gelmese de pozisyon adına zengin ve futbolcuların birbirlerine olan dostane ve saygılı davranışlarını seyrettik. Volkan ikinci yarı başlar başlamaz takımını gol yemekten kurtardı.
Alves’in kırmızı kart görecek hareketi yapmasının hiçbir mantığı olamaz. Bekir’e özenen Alves’in kramponunu rakibinin sırtına dayaması haklı olarak atılmasına neden oldu. Olcan’ın direkten dönen vuruşu ve gelen pozisyonlar birden Galatasaray’ı hızlandırdı.
Daha iyi oynayan organize olan; ikinci yarıda Galatasaray oldu. Prandelli de bir an önce gole ulaşmak için Umut Bulut’u oyuna alarak forveti ikiledi. Sarı-Kırmızılı ekibin iyi oynadığı ikinci yarıda Fenerbahçe, 63’te Kadlec’le çok net bir pozisyonu harcadı. Kafayı biraz dikkatli vursa golü atması işten değildi.
Fener bu golü kaçırdı ama maç biterken sahneye çıkan Sneijder üst üste attığı iki füze gol ile maçın skorunu belirledi.. Emre bence futbola vereceğinin yarısını veremeden futbolun sonbaharına geldi. Sakatlıkları futbolundan daha önde oldu. Alper’in onbirde devamlı oynayacak hale gelmesi gerekir. Bence Fener’in en zayıf halkası savunmanın ortası ama ileri ucun güçlü olması bu eksikliğin görülmemesini sağlıyor.
Galatasaray Burak’a mutlaka orta sahadan destek verecek futbolcuları bulmalı. İki bekin daha tecrübelenmesi ileride rahatlatıcı olacaktır.
Volkan ve Melo’nun seremonide el sıkışmaları derbinin gerilmemesindeki en büyük etken oldu.