Ligi, kupayı bir yana bırakın... Eğer Galatasaray bu kadar berbat futbol oynuyorsa, bunun bir tek sorumlusu vardır; o da Mancini...
Dün akşamki takım kurgusuna bakın. Sanki Eskişehirspor ile kupa finali değil de, Real Madrid ile Şampiyonlar Ligi maçı oynuyor. Sol kanat yok; sağ kanatta Sabri; arkasında Semih!
Sneijder’in sol açık oynamayacağını bilmeyen yoktur herhalde; Mancini’nin dışında. Nitekim attığı golde de soldan gelmedi; Selçuk’un vurduğu savunmadan seken topu kaptı; Eskişehir ağlarına bıraktı.
Mancini takımla o kadar çok oynuyor ki; hiçbir futbolcu nerede ne yapacağını bilmiyor. Savunmanın göbeğinde oynayan Semih, son haftalarda zaten aksıyordu. Onu sağ beke çektiğiniz an; savunmanın o kanadını, otoyola çevirir rakip takım. Dün akşam Erkan Zengin, bu otoyoldan bol bol geldi sarı-kırmızılı kaleye; ancak çok bencil bir futbolcu olduğu için, arkadaşlarına pas vermek yerine her seferinde kaleye şut attı.
Melo, hem savunma hem de hücum yönü güçlü bir orta saha oyuncusu. Ona “Savunmaya yönelik oyna, ileri çıkma” derseniz; istediğiniz verimi alamazsınız. Sağ açıkta oynattığınız Sabri’nin kondisyonu, ancak yarım saatlik. Ve yıllardır onu sağ bekte oynata oynata, hücum yönünü neredeyse sıfırlamışız. Forvette Burak tek başına oynuyor. Ama sürekli 2 ya da 3 kişinin arasında. Selçuk o kadar kötü ki; orta sahadan top taşıyamıyor ve Burak’ı pozisyona sokamıyor.
Neresinden bakarsanız bakın; Galatasaray, vasatın çok altında bir futbol sergiliyor. Kupadaki Bursa ve ligdeki Gençlerbirliği maçlarının ikinci yarılarında oynanan futbolun dışında, son 2 ayda Galatasaray’ın sahaya olumlu bir futbol yansıttığını göremedik.
Sonuçta Galatasaray, kötü oynadığı bir maçta, Sneijder’in usta işi golüyle Türkiye Kupası’nı kazanarak, sezonu teselliyle noktaladı.