Bir yandan belediye, diğer yandan X parti, öte yandan emniyet. Kiminden “Esnafla pişti oynuyorum”, kiminden “Bulgar numaralarından arayıp sizinle evlenmek istediğini söyleyerek kontör gönder diyenlere itibar etmeyiniz” mesajı. Çok çileli bir adamım, SMS’ler telefonuma yağmur gibi yağıyor!
Geçen sene bir başvuru için belediyeye gitmiştim. Orada bir form doldurup telefon numaramı yazmamı istemişlerdi. O günden sonra sürekli SMS gelmeye başladı; “Belediye Başkanımız Feridun Düzağaç çevrecilerle buluştu”, “Belediye Başkanımız Feridun Düzağaç yarın esnaf ziyaretinde bulunacak” gibi... (Burada belediye başkanının ismini vermek istemediğim için Feridun Düzağaç’ı örnek olarak verdim. Kendisinden özür diliyorum ama bir isim sallamak zorundaydım.) Başkan esnaf ziyareti yapacaksa bundan bana ne diye düşündüm. Esnaf mıydım? Bu ziyarette bana düşen bir görev mi vardı? Çevreci olduğum da söylenemezdi.
Sonunda dayanamayıp belediyeyi aradım, “Şeffaf belediyecilik anlayışımız gereği, beyefendi” dedi. Bana beyefendi demesi çok hoşuma gitmiş, gururum okşanmıştı. İlk defa birisi bana böyle hitap ediyordu. “Birader, müdür, hacı, kardo, panpa” gibi hitaplara alışkındım ama buna hazırlıklı değildim. Bir an panikleyip telefonu kapattım.
ESNAF NE ÇOK ZİYARET EDİLİYOR
SMS’ler gelmeye devam ediyordu. Bu kez belediyenin bağlı olduğu partiyi aradım. Görevli telefon numaramı sordu. “Numaram şudur” dedim. “Numarayı söylemeyecek misiniz?” dedi. Söyledim. Sorunla ilgileneceklerini belirtti.
Aradan bir hafta geçti. Belediye SMS’leri tüm hızıyla gelmeye devam ediyordu. Feridun Düzağaç kah kendinden geçmiş bir halde esnafları dolaşıyor, kah odalar birliğini kabul ediyor, kah bir halı saha açılışında penaltı kullanıyordu. Tek bir fark vardı; bu kez belediye SMS’lerine partinin SMS’leri de eklenmişti. “X Parti İlçe Başkanımız yarın esnaf ziyaretinde bulunacak” şeklinde mesajlar gelmeye başladı telefonuma. Esnafların ne çok ziyaret edildiklerini fark ettim. Görünen o ki X parti sorunla gerçekten ilgilenmişti ama en çok ilgilerini çeken benim cep numaram olmuştu.
İyiden iyiye uyuz olmuştum. X parti ilçe başkanı sanki kız arkadaşımmış gibi devamlı rapor veriyordu. “Kimsesizler yurdu ziyaretindeyim, market açılışındayım, çevrecilerle pişti oynuyoruz, babana söyle ben onunla artık konuşmuyorum” gibi mesajlar geliyordu. O sonuncusu annemden gelmiş aslında, bizimkiler boşandıktan sonra fark ettim.
“Bu iş karakolda biter” deyip polisi aradım. “Telefonum bir belediye ve sürekli bir yerlere ziyaretler düzenleyen bir parti tarafından taciz ediliyor” dedim. Numaramı sordu. Bu kez tecrübeliydim, numaramı bir kuruma daha kaptırmayacaktım. “Yo dostum yo, bu tuzağa düşmem, numaramı vermiyorum” dedim. “Telefon numaranızı bilmeden telefon numaranıza gelecek mesajları nasıl engelleyebiliriz ki?” dedi. Bir süre düşündükten sonra “Evet bu gerçekten ciddi bir sorun” dedim.
Uzun bir sessizlik oldu. İki taraftan biri taviz vermeden bu iş çözülmeyecekti. “Telefon numaramın birinci ve altıncı hanesini söyleyebilirim” dedim. “Bu hiçbir şekilde işimize yaramaz” diye cevap verdi. “Ama böyle olmaz ki biraz da siz adım atın komserim” dedim. Aslında sıradan bir memurdu ama komserim diyerek onu onore edersem işimi halleder diye düşünmüştüm. Maalesef tam tersine, polis memuru sinirlendi “Kardeşim oyalama bizi, söyleyeceksen söyle şu numarayı” dedi. O an gözümün önüne polislere yeni dağıtılan son model coplar geldi ve numarayı söyleyiverdim.
SEN DE Mİ TUĞÇE? SEN DE Mİ!
Takip eden haftada tahmin ettiğim üzere emniyetten de SMS’ler gelmeye başladı. “Bulgar numaralarından arayıp sizinle evlenmek istediğini söyleyerek kontör isteyenlere itibar etmeyiniz” gibi bir şeyler yazıyordu birinde. Son derece ötekileştirici, ırkçı bir söylemdi bu ama boşver dedim. Peşinden hemen her Allah’ın günü “Şunlara itibar etmeyiniz, bunlara itibar etmeyiniz, şunlar dolandırıcı, bunlar yankesici” mesajları gelmeye başladı. Bir süre sonra arayan kimseye güvenemez oldum. Anama babama itibarım kalmadı. Kontör isteyen yakın arkadaşımı polise ihbar ettim. Ailesi Bulgar göçmeniydi. Zaten hiçbir zaman tam anlamıyla güvenmemiştim ona.
Artık sinirden ağlayacak hale gelmiştim. Mesaj kutum kurum SMS’leriyle dolup taşıyordu. Sinirlerim bozulmuştu ve yapacak hiçbir şeyim kalmamıştı. Dayanamayıp eski kız arkadaşım Tuğçe’nin yanına gittim ve omzunda ağladım. Tuğçe her zaman yanımda olacağını, bütün bunların geçeceğini, sakin olmamı söyleyerek beni teselli etti.
Ertesi gün cep telefonuma “XYZ mağazalarında yüzde 50’lere varan indirim seni bekliyor!” şeklinde bir mesaj düştü.
Eski kız arkadaşım Tuğçe XYZ mağazalarında çalışıyordu...
Twitter: https://twitter.com/beyinsiz_adam