İlginçtir, kimi CHP’lilerin “tümüyle karşı değiliz, ama...” dediği “bağımsızlık referandumuna”, liberal İslamcılarımız tam destek veriyor.
Meselenin, “ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı” olmadığını bilen arkadaşlar bunlar...
İsrailbayrakları onlara bir şey anlatmıyor olabilir.
Bu konuda bir rahatsızlıklarını duymadık.
Bu cümleden olarak, Ortadoğu’daki “müstevli” varlığından ve Bernard Henry-Levy’li basın toplantısı şaklabanlıklarından da rahatsız değillerdir.
Muhtemelen değillerdir...
Referandum sonucunu “Batılı ve Siyonist” dostlarıyla kutlayan, “Bu sonucu da gördüm ya, artık ölebilirim” diyen Barzani’yi müstevlinin kirli hesaplarına karşı uyarmak ve kimi tedbirlerden söz etmek “Kürt düşmanlığı” değildir.
Uçuşlar durduruldu ama sınır kapıları kapatılmadı.
Kimse açlığa mahkûm edilmedi.
Petrol nakil hattı için herhangi bir “tedbir” geliştirilmedi.
Sadece, olası güvenlik problemlerine karşı, birliklerimiz sınırda hazır tutuluyor.
Bu kadarcık da olmasın mı?
Liberal İslamcılarımız şu soruların peşine düşerlerse, daha sahici bir iş yapmış olurlar:
BİR- Katalonya’nın ayrılmasını “felaket senaryoları” içinde değerlendiren Batı, neden karşı çıkıyormuş gibi yaparak Irak’ın bölünmesine çanak tutuyor?
İKİ- Kuzey Irak’taki referanduma görünüşte “hayır” diyen BM, neden temsilcisi aracılığıyla Barzani’nin bölgeden koparacağı devletçiğe yeşil ışık yaktığını bildiren açıklamalar yapıyor ve aynı temsilci, “Katalonya yetkilileriyle de aynı şekilde temas kuracak mısınız?” diye soran gazetecileri, neden “O iş başka, bu iş başka” demeye getiren kaypak cevaplarla geçiştiriyor?
ÜÇ- Batılı “dostlarımız”, özelde AB ülkeleri, Katalonya’daki amansız polis şiddeti karşısında neden üç maymunu oynadı, oynamaya devam ediyor? “Irak Merkezi hükümeti” aynı yola sapsaydı ve İspanyol yönetimi gibi zor kullanarak referandumu engellemeye çalışsaydı, bu “dostların” ve demokratik AB ülkelerinin tavrı ne olurdu?
DÖRT- Sınırların kaldırmaya ve ülkeleri birleştirmeye azmetmiş Batı, neden uzak coğrafyalarda yeni sınırlar ihdas etmeye, ülkeleri bölmeye çalışıyor? Burada bir bit yeniği yok mu?
BEŞ- Bugüne kadar Barzani yönetimindeki özerk bölgeye en ciddi yardımları, “Kürt düşmanlığıyla” suçladığınız Türkiye yapmadı mı? O gün “Kürt dostu” ilan ettiğiniz Türkiye, “Bölgedeki demoğrafik hareketler ve bölünmeyle sonuçlanacak bir oldubitti benim güvenliğim için tehdit oluşturabilir” dediği için mi “Kürt düşmanı” sayılıyor?
Bu sorulara verecekleri cevap, sadece tıynetlerini değil, aidiyetlerini de ele verecek ve tarlalarının kim tarafından sürülmüş olduğunu ortaya çıkaracak!
HAMİŞ
Hürriyet’in iki gülü, Ayşe Arman ve Ahmet Hakan Coşkun...
Başörtülü kadını yumruklayan Tıp öğrencisi “aydınlanmış maganda” üç gün önce Ataşehir’de yakalandı, ifadesi alındıktan sonra Adliye’ye sevk edildi.
Polis eşliğinde Adliye’ye götürülürken sırıtıyordu.
Evet, sırıtıyordu!
Bu konuda bir şeyler yazmayacak mısınız? “Sakın ha, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmasın, ilelebet içeride çürütülsün” diye en az 20 kez tekrarlamayacak mısınız? “Beter olsun” kampanyaları başlatmayacak mısınız? Kadın derneklerini harekete geçirmeyecek misiniz? Magandaya bu dünyayı dar etmeyecek misiniz?
Şortlu kız hadisesinde pek bir duyarlı, pek bir rakik, hatta pek bir celildiniz.
Kaç gün geçti, ses seda yok!
İşbu bu “aydınlanmış maganda” için de iki satır bir şeyler çiziktirin de, görelim bağımsız gazeteciliğinizin şerefini!