"Tunceli savaş alanı gibi."
"Polis halka gaz ve tazyikli su ile müdahale etti."
Bir televizyon kanalının ekranında yazan bu satırlar kime ait dersiniz?
Yazıyı ilk okuduğunuzda, bahse konu cümlelerin Türkiye'yi karıştırmak isteyen dış güçler adına yayın yapan bir televizyon kuruluşuna ait olduğunu zannedersiniz.
Böyle düşünmekte de son derece haklısınız.
Çünkü halkı galeyana getirecek bu saldırgan cümleler ancak böylesi bir medyada yer alır.
Ancak durum hiç de öyle zannettiğiniz gibi değil.
Sürpriz...
Ortalığı karıştırmak için kurulan bu cümleler maalesef bizim ülkemizde bizden diye bildiğimiz bir proje televizyon kanalına ait.
Halk TV...
Evet Halk TV her zaman olduğu gibi üzerine düşeni ve kendine yakışanı yaptı ve geçtiğimiz günlerde kayyum bahanesiyle Tunceli'yi karıştırmak için çıkarılan provokatif saldırıları aynen bu başlıklarla duyurdu.
Deutsche Welle (DW), Voice Of Amerika (WOA), BBC gibi proje haber kanalları da benzer cümlelerle duyurdu.
İçinizden, "hadi o kanalları anladık, kökü belli, duruşu belli, kıblesi belli de, peki bizim bizden diye bildiğimiz kanallara ne demeli" diye hayıflanıyorsunuzdur.
Türk Görünümlü İngilizler...
Bu millet ne çektiyse işte bunlardan çekti, içimizdeki İrlandalılardan çekti.
Normalde ne beklersiniz.
Adı halk olan, Türkiye'de yayın yapan bir Türk(!) televizyon kanalı gerçekten adı gibi halkın kanalıysa, gerçekten bu millete ait ise, böylesi kritik süreçte yaşanan bu olaylar karşısında aşağıdaki başlıkları atar;
"Provokatörler yine sokaklarda."
"Etki ajanları halkı kışkırtmaya çalışıyorlar."
"Oyun büyük aman tuzağa gelmeyelim."
Ancak kanal tam tersi başlıkları atıyor.
"Tunceli savaş alanı gibi."
"Polis halka gaz ve tazyikli su ile müdahale etti."
Ama atmıyor.
Peki amaç ne?
Amaç Belli...
Bu başlığı atmakla ne demek istiyor Halk TV kendi aklınca;
"Ey Tunceliler, ey Türk Milleti! Ne duruyorsunuz. Dökülün sokaklara, yakın yıkın kırın. Siz de sokaktaki provokasyonlara katılın."
Oldu sivri akıllı...
Tunceliler de "Halk TV şu başlığı atsa da bizde bi yollara dökülsek." diye hazırda bekliyorlardı.
Yav siz insanları aptal yerine mi koyuyorsunuz?
Bu milleti bu kadar saf mı zannediyorsunuz?
Bak o gaza getirmeye çalıştığın Tuncelili kardeşlerim nasıl ters köşe yaptı seni.
Ama sende bunu anlayacak akıl nerdeeee...
Bu Arada...
Bizde havaya girip oyuna düşmüyoruz diye aman şımarmayalım ve asla hatırdan çıkarmayalım.
Batının, Amerika'nın; Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak, istediği çizgiye getirmek için tek çaresi sokakları karıştırmak.
Emperyalist cephe bunu çok iyi biliyor ve bu amaca erişmek için de her yolu deniyor.
Meselenin özü bu.
Ama başaramıyorlar, kendileri çalıyor, kendileri oynuyorlar.
Sizi Gidi Köçekler Sizi...
Amaca ulaşmak için hazırlanmış tuzak projeleri bir bir uygulamaya koydular.
Neydi bu projeler, hatırlayalım...
Kayseri...
Esenyurt...
Batman...
Mardin...
Diyarbakır...
Allah'a şükür bu millet, öyle sağduyulu, öyle şerbetli davrandı ki bütün bu tuzakları bir bir tuzağı kuranların başlarına geçirmesini bildi.
DEM Parti eşbaşkanı Tuncer Bakırhan otobüsün üstüne çıkıp halkı devlete karşı alenen silahlı isyana çağırmadı mı?
Özgür Özel ile el ele vermediler mi?
Ne oldu...
Kendileri çaldılar kendileri oynadılar.
Hem de ne oynama...
Değme dansöze taş çıkartır.
Ardından yine DEM, Abdullah Öcalan bahanesiyle Diyarbakır'ı karıştırmaya kalkmadı mı?
Sabahat Tuncel denen vermedi mi gazı...
"Diyarbakırlıları 13 Ekim'de İstasyon Meydanı'na davet ediyoruz."
Diyarbakırlı kardeşlerim ne yaptı.
Aldı ortaya çağrıyı yapanları, davet ettikleri meydanda gerdan kırdıra kırdıra oynattı.
Hem de ne oynatma.
Değme dansöze, değme köçeğe taş çıkartırcasına...
Unutmayalım...
Terör örgütü ve ona destek verenlerin ellerindeki bütün oyuncaklar tek tek alınıyor.
Bu konuda son hamlelerden biri Sayın Devlet Bahçeliden geldi.
Oyuncakları alındığı için fener yemiş çıplak tavşana dönen bu yaratıkların ellerinde son bir koz kaldı.
Kayyum...
Şimdilerde bu konuyu istismar etmek için çok uğraşıyorlar.
Ama nafile.
Bu millet kimin ne yapmak istediğini çok iyi biliyor.