20 yaşındaki inançlı bir Kürt gencimiz Barış Çakan üzerinden yapılan kirli provokasyonun amacı belli: Etnik fay hatlarını tetiklemek, kaos oluşturmak, toplumsal çatışmalara zemin hazırlamak!
Bu ince bir akıl.
PKK/HDP canibinin aklını alan bir durum.
PKK/HDP bu aklın taşeronluğunu yapıyor.
Hem de çok tehlikeli bir biçimde.
Bu akıl FETÖ aklına benziyor.
Daha doğrusu FETÖ’nün iplerini elinde tutan üst aklın işi bu.
PKK/HDP o üst aklın tıpkı FETÖ gibi bir ünitesi. Bir aparatı.
Bu ülkede üst aklın siyasi lejyoneri olarak tetikçilik yapan HDP etnikçi fay hatları üzerinden bir çatışma senaryosuna veya başka bir deyişle sosyal kriz ortamına taşeronluk yaparken CHP ise siyasi krizi tetikleyen bir rol oynuyor.
Erken seçim tartışmaları ve Atatürk maskeli hilkat garibesi tavır alışlar bunun göstergesi.
Rakel Dink ve avukatına yönelik ölüm tehdidinin eş zamanlı olması bununla bağlantılı.
Barış Çakan’ın arkadaşının emniyetteki ifadesi olayın PKK/HDP canibindekilerin anlattıklarının tam tersi olduğunu gösterirken meselenin birden “Kürtçe türkü söyledi diye öldürüldü! ” biçimine dönüştürülmesi, Menderes dönemindeki “Üniversite öğrencileri kıyma makinelerinde öğütülüyor! ” yalanından bin beter.
Bu meselede şu husus bir kez daha zahir oldu:
PKK’nın siyasi partisi HDP asla Türkiye’nin partisi değildir.
Tam tersine Türkiye düşmanı ülkelerin/güçlerin Türkiye’nin içini oymak için kullandıkları siyasi bir taşerondur.
HDP bu haliyle bir millî güvenlik sorunudur.
Devletin bekasını ve milletin birliğini tehdit eden bir örgüttür.
Tedbir alınmazsa sonu kötü olur.
HDP genel merkezinin, HDP vekillerinin ve CHP içindeki PKK/HDP sever milletvekillerinin attığı tiwitler bir yalan üzerinden ülkenin içini oymaya teşvik eden suç çağrılarıdır.
Bu suç karşısında ne yargı makamlarının ne de siyaset kurumunun seyirci kalmaya Hakkı yoktur.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili fezlekeleri meclise geldiğinde gereği yapmayan herkes suçludur.
Bu dokunulmazlık meselesi artık çözümlenmelidir.
Ak Parti ve MHP gereğini yapmalıdır.
Benim sözüm Ece Temelkuran vb. güya Kürt sever geçinen gazetecilere ilişkin olacaktır.
Daha olayın gerçeği bilinmeden hemen FETÖ aklının PKK haber ajansı üzerinden tedavüle soktuğu ve HDP genel merkezi ve milletvekilleri dolayısıyla yaygınlaştırdığı bir haberin üstüne atlayarak Türkiye’deki iktidarın ırkçı, faşist ve Kürt düşmanı olduğunu ahlaksızca dile getirenler bilesiniz ki onlar asla Kürt sever oldukları için bunu yapmadılar. Gerçekte PKK sever oldukları için yaptılar.
Başka bir ifadeyle aynı merkezin elemanı oldukları için bu provokasyonun figüranları olarak yer aldılar.
Kendilerine verilen rolü oynadılar.
Bu bilmeden yaptıkları bir şey değildi; bilerek yaptıkları bir şeydi.
Bakmayın onların diline siz!
Bakmayın suratlarına iliştirdikleri maskeye siz!
CHP nasıl ki Atatürk‘ü bir maske olarak kullanıyorsa onlar da Kürt severlik iddiasını bir maske olarak kullanıyorlar.
Onlar her Kürdü sevmezler. Bizim gibi Kürt'lerden nefret ederler.
Onlar PKK’lı Kürt'leri severler.
Onlar gerçekten Kürdü Kürt olduğu seviyor ve onların hakkını savunuyor olsaydı PKK’nın öldürdüğü on binlerce Kürdün hakkını da savunurlardı, onların ölümü üzerinden çıkıp PKK’ya karşı bir çift söz söylerlerdi.
Ne gezer!
“Nefes alamıyoruz!” sloganı üzerinden ülkemizi sürüklemek istedikleri yeni oyun belli iken bunun aktörleri için hiçbir şey yapmamak hangi akla hizmettir!
Bu ülkede artık en az PKK ve FETÖ terörü kadar tehlikeli olan yeni bir yalan terörü belirmiştir: YALAN TERÖRÜ!
PKK terörü tehlikeli de HDP’nin SİYASİ TERÖRÜ tehlikeli değil mi?
TERÖRÜN SİYASETİ demokrasi adı altında meşrulaştırılamaz.
TERÖRÜN SİYASETİ’ne izin verilemez.