BAKÜ- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile birlikte Azerbaycan'ın başkenti Bakü'deyiz.
Azerbaycan Aile Bakanlığı'nın düzenlediği kongrede söz almak, deneyimlerini paylaşmak üzere Bakü'ye gelen heyette herkes çok üzgün.
İsrail'in 16 yıldır havadan, karadan ve denizden kuşatma altında tuttuğu, her türlü insani ihtiyacın karşılanmasını keyfince kısıtladığı ve 12 gündür de ağır mühimmatlar ve kullanımı yasak olan beyaz fosfor bombalarıyla bombalaması Gazze'de, sanki bütün bunlar savaş suçundan yargılanmasına yetmezmiş gibi bir de hastane vurması kanımızı dondurdu.
Dehşet içindeyiz. Çok üzgünüz.
SOYKIRIMCININ ORTAĞI BİDEN
Sözün yetmediği yerdeyiz aslında.
İsrail uluslararası hukuku, evrensel insan hakları metinlerini, insani ahlaki dini bütün değerleri öyle bir çiğniyor ki hiç bir kınama, azarlama, deklarasyon ya da yaptırım tehdidi işe yaramıyor. Hoş, İsrail'i durdurmak, Filistin'e kalıcı barış getirmek arzu ve çabasında kaç devlet var ki Türkiye dışında.
ABD başta olmak üzere sömürgeci Batılı devletlerin desteği sürdüğü müddetçe de bu böyle gidecektir. Nitekim Biden bizzat İsrail'e giderek sıvazladı sırtını çocuk katilinin.
"İsrail yalnız değilsin. ABD seninle beraber" demek öldürmeye devam et demek değilse nedir?
MK-84 FÜZELERİNİ ABD VERDİ
O yüzdendir ki tek suçlu İsrail değil. İsrail'e destek veren ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya da suçlu.
Sadece diplomatik ve medyatik açıdan desteklemiyorlar üstelik.
İsrail'in hedef gözeterek vurduğu ve çoğu çocuk yaklaşık 500 sivilin öldüğü hastaneye attığı MK-84 adlı füze ABD ürünü daha geçen hafta teslim edildi soykırımcıya.
Nerede nasıl kullanacağı, savaş suçu işleyeceğini bile bile verildi yani.
Yoksa Batılı devletlerin, çocuk cesetlerinin hesabı kendi halklarınca sorulunca dedikleri "olamaz çok üzgünüz" türü cümleleri yasak savmaktan başka bir anlam taşımaz.
İSRAİL: İŞGALCİ, SOYKIRIMCI, VAHŞİ
İsrail'in ruhsuzluğu aldığı destekten kaynaklanmıyor. Oluştan öyle. En az 1947'den beri böyle.
Çocukları öldürüyor, narin bedenlerini parçalıyor, anne babalarının ölümüne şahit kılıyor, insanların evlerini topraklarını çalıyor ama zerre utanç duymuyor.
Bilakis seviniyor, hedef gözeterek yaptığı çocuk katliamıyla övünüyor.
İsrailli askerlerin ve güya sivillerin katliam sürerken müzik açıp dans etmesi...
İsrailli bir üst düzey komutanın saldırı öncesinde askerlere "Serbestsiniz, Filistinlilere karşı yapacağınız hiç bir şeyden dolayı sorgulanmayacak, yargılanmayacaksınız" demesi...
ÖLDÜRÜYOR, GÜLÜYOR
İsrail ordusu IDF'nin, 500'e yakın insanın, yüzlerce çocuğun parçalanarak yahut yanarak öldüğü hastane saldırısından sonra resmi Facebook hesabından Arapça yapılan paylaşımına bakın mesela:
"Tıbbi malzeme ve personel yetersizliği nedeniyle Gazze'deki Baptist Hastanesinin bombalanmasına ve onlara merhametli bir ölüm verilmesine karar verildi".
Dalga geçiyor! Alaya alıyor. Teşekkür bekler gibi... Katliamı iyilik gibi sunmaya kalkıyor!
HADDİNİ AŞAN LANETLİ GÜRUH
Bu hal insanlıktan çıkma halidir.
Bu hadsizlik insani kötülüklerin sınırlarını aşıyor.
Kuruluşundaki hukuksuzluk bir yana, o günden bu yana hiç bir hukuka ve değere bağlı davranmadı İsrail. Sürekli öldürdü, sürdü, övündü.
Dünyanın gözü önünde Filistinlilerin vatanlarını çaldılar ellerinden!
Milyonlarca Filistinli, Filistin dışında. Mülteci kamplarında, kuşatılmış halde açık hava hapishanelerinde... Bomba altında, enkaz altında, toprak altında...
Hakikat apaçık böyleyken bir de Filistinlileri terörist ilan ediyorlar!
İnsanın kalbi sıkışıyor.
Bu kesif kötülük, en kötü insanların en ileri seviyedeki şeytaniliğinin de üzerinde. Haddimi aşmaktan Allah'a sığınırım, ama bu şımarıklık hadsizlik Allah-u Teala'nın Kur'an-ı Kerim'de haber verdiği güruha uygun sanki.
Hani herkesten kaçacakları, taşların ve ağaçların arkasına saklansalar bile o taş veya ağaç tarafından ihbar edilecekleri söylenen lanetli güruhun soykırımcı Siyonistler olmadığını kim söyleyebilir?