Gazze, Siyonizm'in vahşet sahnesi. Bütün insanlık tarihinde yapılan vahşetleri burada sergiliyor. Sanki vahşetin tarihi üç aylık gibi bir zamana sığdırılmış. Bu zaman, Gazze şehrinde gösterime giriyor. Canlı hem de. Siyonizm, kötülükler tarihinde olan ne varsa onları iştahla ve zevkle yapıyor. İnsanı çıldırtan da kötülüğün zevkle yapılmasıdır. Çünkü burada insan yoktur, saf kötülük bütün şeytanlığıyla tezahür ediyor.
Askerler, Gazze'de bir camiye giriyor. Bombaları caminin farklı yerlerine yerleştiriyorlar. Gülerek, oynayarak, ironi yaparak. Aşağılayıcı tutumlar eşliğinde. Sonra patlatmaya başlıyorlar. Camiyi uçurup zevkleniyorlar. Kötülüğün zevkinden sarhoşa dönüyorlar.
Başka bir asker, Gazze'deki Ezher Üniversitesini tamamen yıktıklarını söylüyor ve yerini gösteriyor. "Artık mühendis olamayacaklar" diyor. Bunu Filistinliler için söylüyor. Üniversiteyi ve eğitim yerini tamamen yok etmekle, geriye hiç bir iz bırakmamakla zevkleniyor.
Başka bir asker, hoşnutlukla "Bebek öldürmek istiyorum, ama bulamadım. Ancak 12 yaşında birini bulup öldürdüm" diyor. Bebek katledememenin zevkinden mahrumiyetini (!) on iki yaşındaki çocukla telafi ettiğini anlatıyor. O da zevkleniyor.
Her gün bu olaylar yaşanıyor Gazze'de. Siyonist askerler eşliğinde. İsrail terörü uygulanıyor. Camiyi bombalamak, üniversiteyi yok etmek, bebekleri katletmek ve hatta organlarını yağmalamak... Bunları yıkarken, bombalarken ve katlederken zevklenmek... Ölümden beslenen, yıkmaktan beslenen, nefretten beslenen bir yaratıklar sürüsü. Bunlara hayvan bile denmez. Çünkü nice güzel hayvanlar var. Duyguları olan, sevgileri olan ve insana sevgiyle yaklaşan...
Siyonizm bambaşka bir tür üretti. Bu tür yıkarak, katlederek, yok ederek zevk alıyor. Ölümden zevk alan bir tür. İnsanın derin içgüdüsündeki hazzı öldürerek tatmin ediyor, yıkarak tatmin ediyor. Dinlerini de buna göre yorumluyorlar. Yahudilik, Siyonizme gebe hale geliyor. Siyonist hahamlar, "Tanrımız çocukları katletmemizi emrediyor" diyor. Yahudilik, Siyonizm içinde yorumlanarak tamamen katliam, zulüm ve barbarlık inancına dönüşüyor. Fakat Siyonizm bir din değildir. Siyonizm, bir ulus devlet ideolojisidir. Yahudi siyasallığının ulus devlet formundaki var oluşudur. Bu nedenle Siyonizm bir faşizm çeşididir, bir din çeşidi değil. Din tamamen Siyonizmin zevkperest vahşetine meşruiyet üretiyor. Hitlerin nasyonalizmine de Katoliklik üretmişti.
Zevk ve Siyonizm ilişkisi çok önemli. Çünkü bu ilişkide terör kutlu ve mutlu bir eyleme dönüyor. Terör, zevk alarak yapılınca her çeşit içgüdü harekete geçiyor. Siyonizm içgüdüsüdür bu da. İçindeki akıldışı ve karanlık bütün duyguları seferber ediyor. Yahudi tarihinde üretilen nefretin kolektif bilinçaltı halleri harekete geçiyor, paketleniyor ve bomba haline getirilerek bebeklere, camilere, kiliselere ve üniversitelere yağdırılıyor.
Zevk, kendi başına otorite haline gelince, insanın yapmayacağı şey yoktur. Akıl devreden çıkar, kural devreden çıkar, ahlak devreden çıkar. Artık salt şehvet güdüsü vardır. Siyonizm bu şehvet güdüsünü Filistinlilere yöneltiyor. Onları yok etmek, şehvet yerine geçiyor.
Siyonizmin öldürme zevki, dünyanın gözü önünde arsızca sahneleniyor. Dün IŞİD ve El-Kaidenin yaptıklarının aynısını yapıyorlar. Hatta devletle, orduyla, medya ordusuyla ve dünyadaki güçleriyle çok daha devasa olanı yapıyorlar. Terör, devlet desteğiyle oluyor. IŞİD ve El-Kaide terör ve vahşetlerine haklı olarak karşı çıkan dünya devletleri, burada ses çıkaramıyorlar.
Siyonizm, zevklerinin içinde boğulacak. Tıpkı, zevk için altın vuruş yapan uyuşturucu bağımlıları gibi. Tıpkı, zevk için adam öldüren Nemrut ve Firavunlar gibi. Siyonizm, zevkten kendinden geçen yaratıkları elbette ilahi adalet ile de cezalarını bulacak. Dünya halkları önünde mahkûm hale geldiler bile. Bütün meşruiyetlerini kaybettiler. Artık İsrail terör devletinin sadece Orta Doğu'da değil, dünyada da meşruiyeti yok. Mutlak zevk hiç kimseye meşruiyet sağlamaz, mutlu da etmez.