Rusya, Esed rejimi nedeniyle Suriye topraklarında Türkiye ile açık bir askeri çatışmayı göze alır mı?
Mikhail Fridman’a sormak lazım.
Rusya, Türkiye ile sıcak çatışmayı göze aldığında ABD ve NATO Türkiye’nin yardımına koşar mı?
Bu soruyu da “damat” Jared Kushner’den daha iyi kimse cevaplayamaz.
Bir başka “eski damat” da var, Emin Agalarov, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in eski damadı. Babası Aras Agalarov ile birlikte 2013’te Moskova’daki “Miss Universe” güzellik yarışmasının düzenlenmesini sağlayarak Trump ve ekibinin Rusya ile ilk bağlantısını kurmuşlardı.
Aras Agalarov, Azerbaycan kökenli, 1.6 milyar Dolar’lık servetini Rusya’da “Putin’in müteahhiti” ünvanıyla almış, bunun karşılığında da Trump’ın 2016 seçim kampanyasının bel kemiğini oluşturan Hillary Clinton belgelerinin New York’a güvenli naklinde önemli görev aldığı ileri sürülen bir isim…
Bence Suriye’nin geleceğinde neyin yattığını mesela, Rus Dışişleri Bakanı Lavrov kadar biliyordur!..
Mikhail Fridman ise Rusya lideri Vladimir Putin’in etrafını çevrelemiş “Yahudi asıllı oligarkların” en önemlisi. 1964 Lviv, Ukrayna doğumlu. Alfa Grup Başkanı. Forbes dergisinin 2017 hesaplamalarına göre Rusya’nın en zengin 7’nci adamı.
Putin’in yıllar içinde oluşturduğu “devlet kapitalizminin” merkezini oluşturan “Yahudi oligarklar” grubunun en etkin ismi. Diğerlerini de tanıyalım: Alexei Miller, Oleg Deripaska, Vladimir Potanin, Roman Abramovich, Moshe Kantor, Lev Leviev, Viktor Vekselberg ile Ardaki-Boris Rotenberg kardeşler.
Hepsinin ortak özellikleri, ABD Başkanı Donald Trump’ın 2016 Başkanlık Kampanyası’na “Rusya desteği” skandalına adlarının bulaşmış olması.
PUTİN-NETANYAHU SARSILMAZ DOSTLUĞU…
Mikhail Fridman, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun en yakın dostlarından biri, Amerikalı kumarhaneler kralı, milyarder Sheldon Adelson’dan bir farkı yok aslında. Netanyahu-Putin arasındaki “sarsılmaz dostluk iradesinin” ana kurucusu, aynı zamanda, Rusya ile Trump’ın seçim ekibi arasındaki “siber bağlantının” da ana ismi olarak tanınıyor.
Şu, Putin üretimi “devlet kapitalizmi” meselesi önemli. Çekirdeğini Yahudilerin oluşturduğu bir oligarklar topluluğundan söz ediyoruz, hepsi, dünya milyarderler listesinin ön sıralarındalar, korunup-kollanıyorlar. Ana görevleri, Rusya’nın çıkarları ve aldıkları talimatlar doğrultusunda dış manevraları gerçekleştirmek.
Oleg Depriska, Putin’in göğüsünü “Devlet Nişanı” ile süslediği, 3.3 milyar Dolarlık kişisel serveti, siyonizmin en güçlü yatırımcılarından Nathaniel Rothschlid’e yakınlığıyla önemli bir operasyon adamı. Kıbrıs vatandaşlığı var ve geçen hafta ABD Maliye Bakanlığı, “Vladimir Putin’in kara para aklama operatörü olduğu “ gerekçesiyle yaptırım listesine aldı.
Biraz eşelediğinizde, Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in (MBZ) baş danışmanı George Nader’a, oradan Suudi Arabistan’ın, veliaht prens Muhammed Bin Selman (MBS) liderliğinde Rus teknoloji transferi ile İran’a karşı nükleer güç yapılması planına kadar varıyorsunuz.
Siz, Libya’da Rusya ile BAE-Suudi ittifakının Hafter’in yanında yer almasını bir tesadüf mü sanıyorsunuz?
Siyonizmin işaret ettiği planlamalarda Trump ne yapıyorsa, Putin de yeri geldiğinde onu yapıyor, hepsi bu…
BU BİR SİYONİST KUŞATMADIR…
ABD Başkanı, Siyonizmin rehinesidir, tıpkı Putin gibi.
Bir güç, ulusların üzerinden elde edilmiş kara paraları, o paraların nerede olduğunu, kimin kiminle zamanında birlikte yürüdüğünü çok iyi biliyor.
Trump, 2016’da seçilmesini sağlayan ABD’deki evanjelik-siyonist lobiye ve bunun Moskova-Kudüs’teki doğal uzantılarına borcunu iyi ödemeye çalıştı. Golan’ı, Doğu Kudüs’ü ve son olarak tüm Filistin’i siyonizme teslim etti.
Türkiye’nin sert müdahalesi olmasa, Suriye’den sonra Libya da Rusya’nın eline geçecek, Putin’in en yakın müttefikleri ise BAE, Suudi Arabistan, Mısır olacaktı!..
Pekiyi, bunlar, geleneksel Amerikan uydusu değiller mi, nasıl oluyor da iki de bir yolları Moskova ile kesişiyor?
Bakın, ABD, İran’ın en kıymetli komutanı Kasım Süleymani’yi tek hamlede öldürdü, siz, Rusya’dan her hangi bir tepki açıklaması duydunuz mu?
Türkiye’ye karşı tank taburu hazırlayacak kadar Suriye’de hassasiyeti olduğunu gösteren bir rejim, iş İranlı bir generale gelince sustu, kaldı…
Çünkü, konu Ortadoğu olunca, Putin’in Trump’tan bir farkı yoktur, ana strateji, İsrail’in güvenliğini sağlamak, sınırlarını genişletmek, bu devlete risk oluşturan bütün yapılanmaları dağıtmaktır.
ROJAVA’NIN İNTİKAMI İDLİB’DE ALINIYOR…
Türkiye’nin gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatı, yüz yıllık Siyonist planın çöpe gitmesine neden oldu, bunu biz söylemedik, kendileri yazıp-çizdiler.
O harekatın durdurulmaması, ABD ve Rusya ile bu kadar erken masaya oturulmaması gerekiyordu, bugün itibariyle başlatılıp ana hedeflerine doğru sürdürülmelidir.
Bakın, Siyonizmin kanlı cevabı Rusya üzerinden İdlib’de geldi.
Aslında Gazze ve Batı Şeria neyse, günümüz itibariyle İdlib de odur.
Hepsi, temelde Siyonist kuşatma ve saldırganlık örnekleridir, kullanılan devletler farklıdır, o kadar.
Aramızdan birileri, Rusya ile sorun çıktığında ABD’yi göreve çağırmaya çok hazır.
Önce de söyledim, Rusya ile sorunda ABD, ABD ile sorunda Rusya’ya yanaşma strateji değil, zavallılıktır.
Karşınızda, perde arkasında ne tür bir anlaşma yaptıkları belli olmayan küresel güçler var, kendinizi çok mu akıllı sanıyorsunuz.
Yapacağınız tek strateji, Kuvvayı Milliye duruşudur.
Bu topraklarda günü geldiğinde “medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” ile toplu hesaplaşmayı göze almadan yaşayamazsınız…
Benim görüşüm değil bu, tarih bunu gösteriyor.