*Eski bir pilot ve 'Kıbrıs Gazisi' olan Mehmet Yıldırım isimli okuyucu, geçen hafta ölen Kissinger ile Ecevit arasında, Kocatepe Zırhlısı'nın Türkiye savaş uçaklarınca vurularak batırılması öncesindeki konuşmalarına değinilen 6 Aralık tarihli yazım üzerine, tafsilatlı mesajında özet olarak şunları söylüyor:
"Yazınızda sözü edilen 'Kocatepe Muhribi'nin batırılışını özet olarak anlatayım: O dönemde Kıbrıs Harekâtı'na 'pilot üsteğmen.' olarak katıldım.
Harekâtın ilk günü akşamüzeri, Kıbrıs'ın kuzey batısından, koordinatları da belirtilen bir bölgede, 'şüpheli bir gemi' ihbarı alındığı ve bölgeye asla girilmemesi ikaz ve emri veriliyor.
O gemiye, parola yanlışlığı yüzünden ateş açıldığı doğrudur, ama asıl problem, o muhribin komutanı olan deniz albayının, o 'şüpheli gemi'sini o bölgeden uzaklaştırması ihtar edildiği halde, orada dolaşmaya devam etmesiydi.
Hesap sorulması gereken bu kişi daha sonra, maalesef bir de terfiler alıp Batı Çalışma Grubu'nu da kurmuştu."
--Evet, yazık ki, o gibi kişiler, bu memlekete ne büyük acılar ve zararlar yaşattılar. Ders alınması gereken ibretlik bir tarih kesiti...
*Batman'dan Usame Ergin diyor ki mesajında: "8 Aralık Cuma günü buradaki camilerde okunan Cuma hutbesini dinlerken, yanımdaki birisi, toplumun belli bir kesiminin yanıltılmak istendiğini iddia ederek, 'Bu sözleri burada değil, her yerdeki insanlara söyleyin de göreyim." deyince rahatsız oldum. Rize memur olan bir kardeşime, hemen bir not yazdım; 'Hutbe konusu neydi?' diye. Baktım, aynen burada dinlediğimiz hutbe... Bu güzel hizmetin sunulmasında emeği geçenlere teşekkürler.
Bir takım görüş ve inançlarını keferelerin sözlerine göre ayarlayan ve 'Bize ne Filistinlilerden, Gazze'den, bize ne Araplardan?' diyen malum taifenin sözlerine karşı, derinden derine, büyük ve sessiz çoğunluk olarak hepimiz aynı değerler potasında bir bütün olarak kaynaşıyoruz.
Sahabenin büyüklerinden olan ve İran coğrafyasından olduğu için Selmân-ı Farsî diye andığımız Hz. Selman'a nereli olduğu sorulunca, 'Ben İslam'ın çocuğu olan Selman'ım.' diye cevap verdiğini duyan Hz. Ömer'in de 'Ben de İslam'ın çocuğu olan Ömer'im ve Selman'ın kardeşiyim.' şeklindeki sözlerin aktarılmasından, insanca ve adilane düşünmek nasibinden beslenen her insanın alacağı çok büyük dersler ve buna çok ihtiyacımız var. İdeal olan insani ölçü. Evet, elhamdülillah ki, biz böyle bir dine mensubuz.
*Metin Mergen kardeşimiz de şöyle yazıyor: 'Fransız Müslümanlarından (merhum) Roger Garaudy'nin kitaplarını çevirmekle düşünce hayatımıza özel bir hizmeti olan Cemal Aydın bey'e, 'Ben Türküm, bana ne Filistin'den, Gazze'den?' diyenler hakkındaki görüşleri sorulduğunda -özetle- şöyle dedi: 'Siyonist Yahudilerin ve destekçilerinin bunca zulümlerine maruz kalan o yüzbinlerce mazlum insanlar hakkında böyle düşünebilenler, bırakınız Müslüman olmayı, insan bile sayılamayacak, aşağılık yaratıklardır. Öyle söyleyenler, Siyonizm ideolojisini sistematik hale getiren Theodor Herzl'in 1897'delerde, gelecekte kurulmasını 'hayal ettiği Yahudi devletinin sınırları içine hangi Müslüman coğrafyalarını dahil ettiğini ve Anadolu'unun Güney ve Güneydoğusu'ndan, bugünkü Suriye, Irak ve İran topraklarına da uzandığını düşünemeyenlere ne söylense boş.'
*Amerika'dan İsmail Türk isimli okuyucunun uzuuun mesajından da bir özet aktaralım: "1923 dönemi sonrası' eleştiriler üzerine 'haklı eleştirilerinize katılmamak elde değil. Evet,nice olumsuzluklar hâlen de konuşulamıyor.
Sadece 'Ezan-ı Muhammedî'nin yasaklanıp, onun yerine minarelerden Türkçe sözler okutulması ve 'ezan'ı asli şekliyle okuyanların başına gelen içler acısı uygulamaları hatırlatmak bile yetişir. Keza bin yıllık kültürümüzün eserlerini, hatta mezar taşlarımızı bile okuyamaz hale getirildiğimiz alfabe değişikliği, toplum mühendisliğine soyunulması ve geçmişi inkâr ve İslami değerlerin üzerinden buldozerle geçilmesi de öyle."
--Evet, bu dinleyici kardeşimiz de böyle söylüyor. O cinayet çapındaki büyük travmalar, ve kalbimize ve beynimize saplanan o zehirli hançerler hükmünü hâlâ da icra ediyor.