O gece ev terlikleriyle sokağa koşanları da, ev terliklerinin içine kaçanları da unutmayacağız.
Şehitlerin acılarını, o cehil nallarını tırnaklarını kemirdiğiniz dişlerinizin arasına terk etmeyeceğiz. Köprü üstünde DON görüldüğü için tanklarınız hareket edemedi hatırlıyorsunuz değil mi? O gece leş ağızdan tükürülmüş asfalt sakızı gibi köprüye yapışanları da hatırlıyorsunuz değil mi?
.....
Gerçekleştirselerdi darbe yaptık diyeceklerdi, gerçekleştiremedikleri için tiyatro diyorlar demiştim.
Yıllar geçiyor. Mahir yok, Abdullah yok, Halil yok, Ahmet yok, Mehmet yok demeyin şehadet öyle bir yoklamadır ki Dünya'da asla yok saydırmaz.
Çocuklara mezar taşı öptüren bir cerahat torbasını değil, bu topraklarda ihanetin namlusuna taş koyan yiğitleri konuşalım.
Zalimleri değil mazlumları konuşalım.
O gece FETÖ anahtarlığı gibi Temmuz'da giydiği terliğe sığınan cücük lideri konuşalım mesela.
Bittiler mi bitmediler.
O geceyi hatırlatacak kadar bile unutturmamak ahdimiz olsun.
Bazı taşlar yerine öyle oturdu ki, toprak ayakta. Bazı yaşlar öyle aktı ki feryat ayakta. Deniz çekildi. Soru işaretlerimiz balıklama daldı gerçeklere aydınlandık. Midemiz toplu bulanıyor, toplu şoka girmeler, toplu ayılmalar ama hepsini bitirecek olan toplu secdelerimiz. Şu aralar fizik belki kabul edebilir, lakin saflar boşluk kabul etmez.
Ey! Düşman mihraklarına sığınıp müminlerin mihraplardan yükselişini hesaba katmayan Cehil! Ey! Küçük hesapların kanlı defteri, o büyük kitabın üzerine yemin olsun ki senin ve köpeklerinin elindeki çamurla bu toprakları lekelemene müsaade etmeyeceğiz!
Ne Ömer unutulur ne Abdullah, şehadete şahit yalnızca Allah!
Ne ezberimizden İstiklal Marşını,
Ne de alınlardan sela sela yükselen şehadet izini silebileceksin.
Şehadetin nefesi senin o darbe hevesini kursağına tıkayacak! Şükürler olsun bize dayanma gücü veren bize kıyama kalkma gücü veren Allaha ki seni saldığını zannettiğin ateşe isabet kıldı.
Gövdelerinden vurulsalar da vatan aşkları kurşun geçirmez milleti unutuyorsun!
Bir yıl oldu. Köprümüz şehadet köprüsü cennete uzanan, bizleri yiğitlerin vatan feryadına sağır kılmayan rabbe şükürler olsun.
Sen pusuya yatacak toprak arıyorsun onlar secdeye gidecek liman! Zalim olan sensin Tankla vuruyorsun mazlum olan halk ahla vuracak!
Sütüne şehadet şerbeti karışan taze annelerin yiğitliği seni kudurttu! Sen mazlumun Esed'i, Bosnalı Müslümanların karşısında en Sırp kasap sen, Gazzeli müminlerin Peresi sen ve bu toprakların Ebu Cehili sen. Adın cellat soyadın soysuz!
Bu vatan senin besili cellatlarının göbeği değil, bu vatan yiğitlerin gözbebeği!
Ne senin cellatlığını ne de kanla havlayan dostlarını unutacağız!