CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde siyasi literatüre eklendi bu sıfat.
Keşke olmasaydı.
Ama Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli derler ya. Aynen öyle oldu.
İlk vukuatını “ben hiçbir yakınıma devlette bir kuruşluk menfaat sağlamadım. Yaptı diyen varsa onun anana.. anası.. anan.. gerisini söylemeyeyim” diyerek yapmıştı.
Seçim meydanlarında bu sözü dönemin başbakanı Erdoğan için söylemiş, o zaman da taraftarlarınca alkış almıştı.
Gaf kontenjanından daha bir sürü şeyler söylemişti zamanında.
Mesela; Kapısını çalabileceğimiz komşu bırakmadılar demek isterken, “komşusunu çalabileceğimiz” demişti.
Grup toplantısında “Terör örgütlerine yardım ve yataklık yapıyorum diyorsam bir bildiğim var” sözü de az konuşulmamıştı. Tıpkı o çukurları kazan teröristlere “arkadaşlar” dediğinde olduğu gibi.
“Bunlardan hesap soralım. Namussuz siyaseti getirelim”, “Mersin Güneydoğu’nun incisidir” sözleri, MİT Mensuplarına yönelik yakalama kararı çıktığında ekibinin uzattığı notta yer alan “Tansu Çiller hakkında yakalama kararı çıkmış” dediğinde, trafik sorununu çözmek için “otopark yapacağım” derken, aslında miting yaptığı ilde Ak Parti’li belediye başkanının bahsettiği otoparkı aylar önce yaptığını öğrendiğimizde, yürüyen merdivene tersten bindiğinde sadece gülmekle yetinmiştik.
“Biz Başbakan (Erdoğan) gibi söz verip de sözünde duranlardan değiliz” dediğinde ise gülmenin ötesine geçmiş kahkaha ile mukabele etmiştik.
Tüm bunlar (Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik’in söylediği gibi) siyasi problemler olarak görülmüş, “Kılıçdaroğlu’nun gafları” başlığı altında birçok internet sitesinde yayınlanmıştı.
Ama sözün şehvetine kapılıp kadın bir bakana, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’na o çirkin, terbiyeden uzak ifadeyi kullanınca iş siyasi problem olmaktan çıktı, Kılıçdaroğlu’nun durumu ahlaki bir problem halini aldı.
Kelimelerin kullanıldığı yer, kişi, zaman, o kelimenin anlamına anlam katar. Bunu bilmemek asla özür olmaz. Ama bu sözü sarf ettiğinizde kastı aştığınıza inanıyorsanız özür beyan eder, kastı aştığınızı söylersiniz. Oysa sonuna kadar sözünün arkasında olduğunu söyleyerek yandaşlarının alkışına mukabele eden Kılıçdaroğlu’nun unuttuğu bir deyim daha var. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur derdi eskiler. Bir tutam alkış uğruna “siyasi sapık” sıfatıyla anılacak artık Kılıçdaroğlu. Üstelik siyasi seviyeyi iyice düşürüp ahlaki bir sorun olarak tarih kitaplarında yerini alacak.
‘Medya Sapığı’
Doğan medya uzunca bir süredir sildiği Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu terbiyesiz söylemi yüzünden yeniden merkezine oturttu. Sıklıkla kullandıkları “kadına yönelik pozitif ayrımcılık” hakkını sadece kendileri gibi düşünen kadınlara yönelik kullandıklarını ispat ettiler. Ayşe Arman, Ahmet Hakan ve diğer bir iki isim “az bile söyledi” tadında yazılar döşendiler.
Oysa Doğan Medya’da çalışan medya sapıklarını biz unutmadık. Girin internete bakın. Biz “Suç şahsidir” dedik Aydın Doğan’a, Ayşe Arman’a, Ahmet Hakan’a bağlamadık meseleyi. Yoksa hata mı yaptık?