2018 seçimleriyle beraber başlattıkları "Z kuşağı geliyor, iktidarı fena sarsacak" propagandasına kendilerini öyle kaptırdılar ki 2023 Mayıs seçimlerinde üst üste iki kez yaşadıkları yenilgiyi de milyonlarca gencin akın akın TEKNOFEST'e gidişini de henüz hazmedebilmiş değiller.
Seçimlerin üzerinden aylar, ilk TEKNOFEST'İN üzerinden yıllar geçti, durum değişmedi.
Muhalefetin ortak Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu kendisine oy verenlerin öfkesini püskürtebilmek için "seçim demokratik değil, Erdoğan meşru değil" türünden safsatalar irat etse de ne dikkatleri üzerinden dağıtabiliyor ne tabandaki travmaya antidepresan yetişiyor.
Daha birkaç ay öncesine kadar "sana söz baharlar gelecek" diye şakıyorlardı hal bu ki. Şimdi ise tepeden tırnağa arabeske sarmış vaziyetteler.
En büyük hayal kırıklıkları da gençlerle ilgili.
Hangi uzmanlar, kamuoyu araştırmacıları güdülediyse yuvarlak masa ortaklarını, "Z kuşağı Erdoğan'a oy vermeyecek, mecbur bize oy verecek" zannıyla epey çalıştılar 2000 sonrası dünyaya gelen nesle.
Siyasi bir fenomen yarattılar resmen.
Özellikle sol muhalif kesimler 20 yıldır yenemedikleri iktidarı 2000 doğumlu çocukların arkasına saklanarak yenebileceklerini umdular. Siyasetle hayatla hakikatle kendi özgün şartları bağlamında yeni yeni karşılaşan gençlere tarihi misyon yüklendiler.
"Toplumsal siyasal değişimin öznesi Z kuşağı" diye müjdelediler. Televizyonlar gazeteler haftalar aylar boyunca Z kuşağının faziletlerini anlattı durdu.
Önce etiketleyip sonra anlamlandırmaya çalıştılar.
"Z Kuşağı dijital ortama doğduğu için sokağı değil, konvansiyonel medyayı değil sosyal medyayı seviyor" denince Kılıçdaroğlu gün aşırı "home made" videolar çekti kâh evinin bulaşık süngerli dağınık mutfağından kâh Boğaz manzaralı 5 yıldızlı süitlerden.
ABD'den gelen algı operatörleri CHP Genel Merkezine karargâh kurdu, her konuda sosyal medya manipülasyonları kurgulandı.
Bir yandan da "Z kuşağı 2023'te 13 milyonu bulacak, bu kuşak Erdoğan'a tepkili, bilimden yana, deneysellikten yana, kendisine talimat değil fırsat verilmesini istiyor" diye etiketledikleri gençlere iştahla tercümanlık yapıyorlardı.
"Yanlış anlamışız meğer" diyen çıkmadı hala aralarından.
Zira o gençler yüksek bir özgüvenle bilimden yana bir tutumla kendilerine sunulan fırsatları değerlendiriyorlar. Ekipler halinde projeler geliştirip, dene-yap atölyelerinde hayata geçiriyorlar.
Hem de binlercesi!
İlki 2018'de İstanbul'da yarım milyon ziyaretçiyle yapılan TEKNOFEST her yıl milyonlarca gencin katılımıyla dur durak bilmeden her yıl düzenlendi. Üç kez İstanbul'da, Gaziantep'te, Samsun'da ve son olarak Ankara'da.
Hem de öyle büyük bir ilgiyle her kesimden ve her yaştan milyonlarca insan TEKNOFEST'e gelerek Türkiye'nin teknoloji hamlesinin bir parçası olmayı seçti.
Toplumun bilinçaltına yerleştirilmek istenen "Türkler yapamaz" korkusunu söküp atan büyük bir uyanış yaşanıyor TEKNOFEST'te.
Teknoloji ve bilim konusunda hem büyük bir farkındalık hem gençlerin bu alanlara yönelmesini sağlayan sağlam bir zemin oluşturdu bile. İlk yıllarda yarışmalara katılan liseli gençler şimdi ilgili sektörlerde proje geliştiriyor. Roket, otonom sistemler, yapay zeka teknolojileri, iklim değişikliği çalışmaları, uydu tasarımları, insanlık yararına teknoloji...
Z kuşağı adlandırmasıyla asosyal ilan edilen gençler TEKNOFEST sayesinde sadece teknik bilimsel tecrübe edinmiyor ayrıca. Hayal kuruyor, takım ruhunu tadıyor, azmediyor, mücadele ediyor, başarmanın gururunu yaşıyor.
Çocuklar gençler TEKNOFEST'e geliyor, bir uçağa dokunuyor, bir hayal kuruyor ve yolculuk başlıyor... Yerli üretim S/İHA sisteminin, ilk milli insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma'nın mimarı Selçuk Bayraktar'ı ve onun gibi ülkesi ve insanlık için üretenleri örnek alıyor şükür ki artık gençler çocuklar.
T kuşağını Z kuşağından ayırt eden en önemli fark da bu olsa gerek. Bu T'de TEKNOFEST var ama önce Türkiye var. İşte buna paha biçilemez.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır paylaşmıştı. "1965-80 arası doğanlar X kuşağı, 1981-96 arası doğanlar Y kuşağı, 1997-2012 arası doğanlar Z kuşağı. Hangi yılda olursa olsun, dünyayı değiştirmek için doğanlar ise T Kuşağı. TEKNOFEST kuşağı, Türkiye Yüzyılında dünyayı değiştirecek fikirleriyle, şimdi Ankara'da" diye. Anlamı, yeni kuşağın tüm ayrıştırmaları yıkarak geldiğidir.
Mekanik bilimin kurucusu El-Cezeri'yi tanıması, kendi bilim tarihini öğrenmesi engellenen nesillerin uyanışı ve dirilişi engellenemez noktada artık. Bu sürecin siyasi liderliğini Erdoğan yaptı.
Türklerin bilim ve teknolojiyle ilişkisini mizah konusu olmaktan çıkarıp Türkiye'yi yüksek teknoloji içeren ürünlerin ihracatını yapan ülke konumuna getiren kişidir Erdoğan.
Erdoğan bunu siyasi rakipleri acıklı bir fıkranın içinde debelenirken yaptı üstelik.