Siyasi cinayetler siyasete yön vermek için yapılır ve çoğu zaman başarılı olur. Büyük etkileri vardır. Genellikle ülkedeki egemen güç tarafından planlandığı için buraya erişilemez: Herkesin sorduğu soru bu cinayeti kimin işlediğidir. Bu nedenle cinayet amacına varırken caninin ücretle iş yapan birileri olduğu ve yakalansalar bile olayın arkasındaki gücü onun da bilmeyeceği düşünülmez. Çünkü cinayeti planlayanlar fail ile doğrudan görüşmez ve bunu bir aracı vasıtasıyla yaparlar ve onu olaydan sonra bazen başka bir ülkede gizlerler.
Cinayeti kimin işlediği en önemli sorunken bunun ne amaçla yapıldığı üzerinde çok fazla durulmaz. Cinayetlerle siyasi hayata yön verildiğini ve bunun her ülkede olabileceğini söyledik. Bunun en büyük örneği Kennedy’ye yapılan suikasttır. Sırları çözebilen en büyük ülke olduğu söylenirken başkanlarına yapılan suikastın nedeni açıklanamamıştır. Olayın siyasi boyutunu o zaman şöyle açıklamştım. ABD’de bir güç SSCB’nin dünya dengesindeki terazinin bir tarafında olmasını istemiyor, onun gücünü kaybetmesini, yerine birleşmiş bir Avrupa’nın konmasını istiyorlardı. Kennedy bu taraftandı ama ABD’deki diğer güçler bunun SSCB ile çatışmaya yol açabileceğini ve nükleer bir savaşla karşılaşılabileceğini düşündüler ve bu politikayı sonlandırmak için Kennedy’nin ortadan kalkmasının doğru olduğuna karar verdiler ve başarılı oldular.
Rahmetli Özal’ın siyasi yerini ve buna karşı çıkanların kimler olduğunu bilmemiz gerekir. 12 Eylül’ü yapanlar ve bunun arkasındaki siyasi güçler Özal’la aynı değildi. Darbeci generallerin Özal’ı akıllarından bile geçirmediği söylenebilir. Hatta onun siyasete girince izlendiğini düşündüren olaylarla da karşılaştım. Askerler siyasete girmeyi sınırlandırabiliyordu.
Özal, cumhurbaşkanı adayı olacağı dönemde dergilere şöyle beyanda bulundum. “Turgut Özal cumhurbaşkanı adayı olmaz. Çünkü cumhurbaşkanı olursa ANAP Genel Başkanlığı boşalır ve olacağı beklenen adayın Türkiye’nin dünyadaki yerini değiştirecek birisinin olması adeta kaçınılmazdır. Siyasetçilerin mevki kazanmak yerine düşündükleri Türkiye’yi yaratmayı tercih edeceklerini düşünüyorum” dedim. Özal cumhurbaşkanı olunca herkes ne kadar yanlış düşündüğümü ve siyasetten hiç anlamadığımı söyledi.
Bu olaydan sonra da benzer gelişmeleri siyaset açısından izledim. Mesela Uğur Mumcu öldürüldüğünde herkes bunun İslamcılar tarafından yapıldığı söylendi ben itiraz ettim. Amaç bu kişinin yaptıklarını sona erdirmek yani yazılarıyla devrimcileri desteklediği için öldürüldüğünü düşünmüyorum. Tam aksine devrimci kanadı tahrik için yani kendilerinin ölüm tehdidi altında olduğu imajını yaratmak için feda ettiler dedim.
Burada üzerinde durmak istediğim nokta önce siyasi analiz yapılması gerektiği, karşı tarafın hedefi belli olunca bunun engellenmesidir. Böyle olunca kimse bir amaca ulaşmak için cinayet işlemez ve bunun boşa çıkacağını bilir. Siyasi cinayetlerde çoğu zaman öldürülen kişinin cinayeti planlayanlara da önemli gelmediğini, kamuoyunu yönlendirmek için yapıldğını söyleyebiliriz. Ancak siyasi hedefine ulaştırmamak ve yerine başka politika izleyecek kişiler getirmek için de cinayet işlenebilir. Bunun sonuçları daha önemlidir ve böyle eylemlerle siyasete yön verilmiştir. Bir misal daha İndira Gandi ve oğlunun öldürülmesidir.