Toplumsal bir hastalığımız var; her konuya “siyasi odaklı” bakıyoruz ve “siyasi dokunun geleceğini” sorgularken, siyasi gelişmelerin BÜTÜN’ü nasıl etkilediğini-etkileyeceğini dikkate almıyoruz... Aynı yanlış bakış açısını Türkiye’nin bir bölümünde daha da net görebiliyoruz; Erdoğan’ı sorgularken sadece “siyasi” bir gözlükle bakıp “analiz-sentez” dinamiklerini işletiyorlar, oysa yapmaları gereken: “Erdoğan’ın siyasi dinamikleri de içine alan bütün içinde Türkiye’ye kattıklarını ve geneli nasıl iyiye doğru götürdüğünü” görmeye çalışmak... Bu gidiş içinde “siyaset” sadece bir araç ve ideali-geleceğe dair düşünceleri olanlar için asla amaç değil...
Peki Türkiye nereye gidiyor veya götürülüyor?
Bazılarına göre gidilen nokta çok olumsuz... Oysa dikkatli ve tarafsız bakanlar için durum çok farklı; Türkiye, inanç-bilgi-üretim temelli bir ikinci 10 yıllık sürece hızla ilerliyor ve 2023 hedefleri artık daha yakın...
Sevgili dostlar, bundan bir süre önce “Bilgi Temelli Türkiye” kavramını sorgulamış ve aşağıdaki satırları paylaşmıştım;
“...Başkanlık Sistemi ve alt dinamiklerini sorgulayanlar en önemli detayı gözden kaçırıyorlar; Başbakan Erdoğan “X temelli 10 yıllık bir süreçten” sonra “Bilgi Temelli Türkiye’ye geçişin” adımlarını atıyor ve Başkanlık Sistemi bu işin “olmazsa olmazı”...Konu hakkında daha fazla yazmayacağım ve tek cümle ile bitireceğim; “Bilgi Temelli Türkiye’ye geçiş” süreci nasıl işleyecek ve en önemlisi Başbakan Erdoğan’ın kafasındaki adımlar neler? Bu cümleyi, anlamını ve nasıl olabileceğini derin sorgulayın, kaldığımız yerden devam edeceğiz..Yeni Dünya Düzeni içinde lider olacak Türkiye, 10 yıllık X temelli kuruluşu tamamlamış, yeni 10 yıllık inanç-Bilgi-üretim temelli Yapı’ya geçebilen bir ülke olacak...”
Bugün aynı satırları özet olarak tekrar ettikten sonra bir noktanın altını bir daha çizmek istiyorum; İNANÇ-BİLGİ-ÜRETİM TEMELLİ TÜRKİYE’ye geçerken bürokrasiden başlayarak, başta İNSAN KAYNAKLARINDA olmak üzere önemli değişikler olabilir ve mutlaka olacaktır! Bu birileri DEVRE DIŞI KALDI-BIRAKILDI anlamına gelmez tam tersi bu süreç; teknik olarak sorumluluk alacakların öne çıkması hatta her alanda Türkiye’nin daha da BÜYÜK olmasını isteyenlerin, son 10 yılda çok ağır yükü “gık demeden” taşıyanların-yorulanların, “benden sonrakilere de bu yükü taşıma şansı vermeliyim” diyenlerin, gönüllü olarak bir sonrakine koltuğunu-misyonunu devretmesidir... Türkiye ve özellikle Türkiye’ye gönül verenler bunu yapabilecek inanç ve güçtedir, bazılarının kafalarında kurguladıkları şüphe ve FİTNE çıkarmak isteğiyle boşa attığı adımlar bu doğal gelişimi durduramaz ! Türkiye, en küçük bir sorun olmadan BİR SONRAKİ DÖNEME geçecektir ve FİTNE ÇIKARMAK İÇİN PUSUDA BEKLEYENLER SADECE HAVA ALACAKLAR, tarihin çöplüğünde yok olacaklardır...
Sonuç: Geride kalan 10 yılda her alanda görev yapanlar çok büyük zorluklar yaşadılar ve başta Başbakan Erdoğan olmak üzere adeta kefen giyerek adımlar attılar... Bugün konuşmak kolay ama geçmişte öyle geceler yaşandı ki; insanlar evlerinde vedalaşıp sabahı beklediler. Bu adımlar sayesinde bugünlere gelindi, korku duvarları yıkıldı... Bütün bu süreci idrak edenler ve temeli kavrayanların geleceği de aynı duyarlılık ve inanç-kararlılık içinde birlikte kurgulamak isteyeceklerinden kimsenin en küçük bir şüphesi olmasın... Türkiye’nin büyük adımlar atması gereken yeni bir 10 yıla girdiğimiz bir kez daha hatırlatmak ve bir çağrı yapmak istiyorum; şimdi elimizden geleni hep birlikte yapma zamanı çocuklarımız ve torunlarımız için...