Zekanın nasılı tanımlanacağı psikoloji alanında yüzyıldır tartışma konusu. Ana tartışma, zekanın tek bir çeşidi mi olduğu, yoksa farklı zeka türlerinin mi olduğu şeklinde. Halen hakim paradigma, zeka testleri ile ölçülen tek bir zekanın olduğu yönünde. Fakat “çoklu zeka teorisi” de alternatif olarak yeterince güçlü ve eğitimciler tarafından daha kullanışlı bulunuyor.
Çoklu zeka kuramının sahibi Howard Gardner’in farklı zekalar listesinde şunlar var: Mantıksal matematiksel zeka, sözel/dilsel zeka, bedensel/kinestetik zeka, görsel/uzamsal zeka, müzik/ritmik zeka, kişilerarası / sosyal zeka, içsel zeka. Son dönemlerde bu listeye eklemeler var. Örneğin duygusal zeka, doğa zekası ve varoluşsal zeka listeye eklenenlerden. Listeye girme adayı zeka tanımlarından biri de “siyasal zeka”. Siyasal alandaki aktörler, siyasal zeka açısından aynı değiller. Siyasal zeka, siyasal alanda olup bitenleri anlayabilme, uygun söz ve davranış geliştirebilme kapasitesini gösteriyor.
Siyasal alanda olup biteni anlayabilme kapasitesi
Siyasal bir öznenin başarılı olabilmesi için ilk gerekli olan, siyasal alanda olup bitenleri anlayabilme kapasitesine sahip olup olmaması. Siyasal alanda olup bitenler, çoğu zaman girift ve çok katmanlıdır. Aktörler genellikle niyetlerini açıkça ifade etmezler. Sürekli oyun kurulur. Manipülasyon oldukça yaygındır. Çok sayıda aktör olduğu için de pozisyonların takibi zordur. Birincil elden bilgi ve gözleme sahip olmak da çoğunlukla mümkün değildir. Siyasette başarılı olabilmek için tüm bu zorlukları aşarak, güç dengelerini okuyarak, olup biteni doğru anlayabilmek gerekir. Bu kapasiteye sahip olmayan aktörler, başkalarının kurduğu oyunun piyonu konumuna düşerler.
Uygun siyasal beyanat verebilme kapasitesi
Siyasal zekanın ikinci göstergesi; uygun sözü, uygun zamanda ve uygun bir şekilde söyleyebilme becerisidir. Siyasal zekası iyi olan siyasal aktörler, özellikle spontan sorulara karşı, hızlı düşünerek uygun cevaplar verirler. Siyasal alanda teknik kapasitesi ile önemli işler beceren ama siyasal zekaları parlak olmayan kişiler ise, kamuoyu önünde açık potlar kırabilirler. Bu kişiler yaptıkları açıklamalar, hem kendilerinin hem de partilerinin başına sorun açabilir. Örneğin MHP milletvekili Yusuf Halaçoğlu şu sözleriyle siyasal zeka açısından sorunlu beyanat örneğini gösterdi: “Deniz Baykal’ı destekleseydik, AK Parti dinsiz birini desteklediniz diye propaganda yapardı”. Halaçoğlu’nun bu sözleri bir anda hem kendisini hem de partisini zora düşürdü.
Uygun siyasal davranış gösterebilme kapasitesi
İyi bir siyasal zekanın üçüncü göstergesi, zamanlamasını doğru yaparak siyasal pozisyon alabilme kapasitesidir. Bir çok siyasal aktörün siyasal yaşamı kritik noktalarda aldığı siyasal pozisyonlara bağlıdır. Bu kritik anlardaki siyasal davranışlar, siyaseten silinmeye veya siyaseten yıldızı parlamaya sebep olabilir. Örneğin Mehmet Ağar 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı oylamasında partisini oylamaya katmaması sonucunda siyaseten silinmiş oldu.
Bir bağımsız belediye başkanı adayı öyküsü
Çocukluğumda yaşadığım şehirde komşularımızdan biri bağımsız belediye başkanı adayı olmuştu. İyi bir adamdı. Belediyede üst düzey bürokratlıktan emekli olmuştu. Seçim döneminde, seçim çalışmaları için evimize gelmişlerdi. Adamcağız gerçekten de seçileceğine inanıyordu. O gün kurduğu söylem halen zihnimde canlı duruyor. Diğer adayların tek tek olumsuz özelliklerini saymış, onların birbirine düşeceğini söyleyip, kendisinin aradan çıkacağını söylemişti. Seçim sonuçları komşumuz açısından dramatikti. 200.000 civarında oyu olan bir şehirde, 150 oy almıştı. Adamcağız emekli parasıyla aldığı ev dahil her şeyini seçim sürecinde harcamıştı. Komşumuz kendi dünyasında kurduğu gerçeklik ile siyasal alanda olup biten gerçeklik arasındaki büyük bir farkı görmez hale gelmişti.
Siyasal alanda kalıcı olabilmek için siyasal zekanın, çok sayıda diğer kişisel özelliğin ve siyasal şartların bir araya gelmesi gerekiyor. Profiliniz siyasal aktöre uygun değilse, siyasal kariyeriniz baştan sınırlı hale geliyor.