Yıllardır oynanan oyun bir kez daha sahnede. Yazın gelmesiyle birlikte tabiatın en narin canlılarından olan sivrisineklere karşı bir linç kampanyası yürütülüyor. Sivrisinekler aşağılanıyor, sivrisinekler horlanıyor, sivrisinekler her türlü terliğe maruz kalıyor. Ayıptır.
Ne zararını gördünüz bu hayvancağızların çok merak ediyorum. Suçları kan emmek mi? Peki sivrisinekler zevkine mi kan emiyor? “İlerde bildiğim çok güzel bir insan var, birer gram kan emer miyiz?” mi diyorlar birbirlerine? Yaşamak için besleniyorlar yahu, olay bu!
ASLINDA EN SADIK HAYVANLARDIR
Senin o mamalarla beslediğin hımbıl köpeğin tenis topunu getirince havalara uçuyorsun, kaybolup seni bulduğunda sadakatini yere göğe sığdıramıyorsun. Öte yandan sivrisinek dediğimiz hayvan defalarca kovmana rağmen gene gelmiyor mu suratına suratına. Sen uyurken bile başında beklemiyor mu? Tamam arada ufak ısırıklar alıyor belki ama sana zararı yok ki. 70 kiloluk bir insanın vücudunda beş litre kan var, iki gram eksildi diye mi bu tantana? Bu nasıl bir cimriliktir, gözün doysun.
Ama köpekler sadıkmış! Dünyada köpek mamalarına her yıl milyarlarca dolar harcanıyor. O kadar parayı herhangi bir hayvana, mesela yılanlara harcasan yılan en sadık hayvan olur. “Sok de sokayım” diye peşinde gezer.
Beni en çok yaralayan da sivrisineklerin ölürken bile binbir türlü hakarete maruz kalması. Ne yazık ki çoğu sivrisinek kafasına terliği ya da şaplağı yemeden hemen önce “Allahın cezası!”, “Hay ben senin...”, “.....mun sineği seni!” gibi küfürler yiyerek can veriyor. Hoş bir ölüm olmasa gerek. Öldüreceksen öldür ama bari hakaret etme.
Öyle bir nefret var ki maalesef belki de ilk defa kan emmeye çıkan bir yavru sivrisineğe bile tarih boyunca yaşayan bütün sivrisineklerin günahı yükleniyor. Babadan oğula nesil sanki bunlar. Sorsan dün kimi emdiğini hatırlamaz, nasıl bir vicdandır bu.
HAYVAN HAKLARINDA AYRIMCILIK VAR
Halbuki sivrilerle aynı ortamda mutlu olmak mümkün. Tek yapmanız gereken uyumadan önce odadaki sivrisineklerinizin karnını bir güzel doyurmak. Yani kolunuzu bacağınızı açıp sizi emmelerine izin vermek. Karnı doyan bir sivrisinek sizi asla rahatsız etmez, tavanda lambanın yanına veya perdenin arkasına geçip ertesi gün emeceği kanın hayalini kurmaya başlar. Bunu onlara çok görmeyin.
Buradan hayvan hakları savunucularına ve Hayvan Partisi’ne de seslenmek istiyorum. İsmini vermeyeceğim birtakım hayvanlar söz konusu olduğunda mangalda kül bırakmayan sizler mevzu sivrisinekler ve bilumum haşerat olduğunda derin bir sessizliğe gömülüyor, adeta gözlerinizi yumuyorsunuz. Bu çifte standart değil de nedir? Sivrilerin arkası yok diye mi böyle yapıyorsunuz? Lobi mi yapmaları gerekiyor?
İsmini vermeyeceğim demiştim ama dayanamıyorum ve açıklıyorum: Bahsettiğim hayvanlar kedi, köpek ve eşekler. Bunların kılına zarar verseniz sizi topa tutarlar. Hayvan haklarında ölçü sanırım hacim. Hacminiz küçükse haklarınızdan faydalanamıyorsunuz. İşte dünyanın en acı gerçeği de bu.
İngilizce anadilimiz olmalı
Geçen gün bir iş toplantısının tam ortasına düştüm. Toplantıdaki herkes Türk’tü ama konuşmalar arasında “Check et, order edelim, fee bedel, toplantıyı set ettik, forget it, god damn it, oh come on” gibi ifadeler duydum ve kendi kendime “WTF is going on here!” dedim. Tek kelime İngilizce bilmememe rağmen ben bile ortamın etkisiyle İngilizce konuşmuştum. Çok karizmatik buldum bir anda kendimi, kendime saygım arttı. Böylece tamamen yurt içinde faaliyet gösteren firmaların bile işe alırken neden ileri düzeyde İngilizce istediğini de anlamış oldum.
http://twitter.com/beyinsiz_adam