Olan biteni hâlâ anlayamadınız mı? Eskiden “muti bir stratejik ortak(!), uslu bir komşu” olan Türkiye son zamanlarda yoldan çıkmıştı!
Ceketi ilikli, elleri önünde kilitli yöneticiler gitmiş yerine, ‘telkin’lerine kulak asmadığı gibi bütün entrikalarını ifşa eden bir Kasımpaşalı gelmişti.
Sırtını halka dayadığı için de eski tip; tahta sandıklara gizlenen yöntemler sonuç vermiyordu.
O halde bütün paradigmalar aşılmalı, paralel-hendek; her tür ittifak yapılmalı ve ne pahasına olursa olsun hedefe ulaşılmalıydı!
22 Temmuz’dan bu yana yaşadığımız süreç, daha önce gizli yürüyen bu kirli ittifakın aleni halidir.
Yerli ve yabancı Türkiye düşmanları bizi PKK ile yola getireceklerdi!
PKK, Kürtler için mi savaşıyor?
Sizce PKK’nın motivasyonu nedir?
Kürtlerin mağduriyetlerini gidermek mi?
Bu yalana artık kendileri bile inanmıyor ve ağızlarına almıyorlar...
Peki, bağımsız bir Kürt devleti kurmak mı?..
Bu, onlara uzatılan bir havuç olabilir ama bunun Suriye’deki kadar kolay olmayacağını onlar da çok iyi biliyor.
O halde PKK, Ankara’nın göbeğinde masum sivilleri öldürerek ne kazanacak?...
***
Kimse kimseyi kandırmasın. PKK sadece tetikçilik yapıyor. Türkiye aslında yedi düvelle savaşıyor.
Yeter artık, ayağa kalkın...
Durum ortadayken her patlamadan sonra asıl katillere tek kelime söyleme ihtiyacı duymadan “Katil devlet” diye tempo tutan kin cephesi sizce kime hizmet ediyor?
Sabah-akşam Cumhurbaşkanına ve ailesine küfredilen bir ülkede sürdürülen “Cambaza bak” safsatasını hâlâ ciddiye alan varsa bilsin ki, uyandığında vakit çok geç olabilir.
DAEŞ ile PKK’yı, PYD’yi ve bütün terör örgütlerini aynı iğrençlikte görmeyenler, sayın Erdoğan’a olan kin ve nefretini terör üzerinden sürdürenler ve “Terörü bitirmek için” Meclis’e girip terörün hizmetine girenler birer silahsız teröristtir.
Bunlar cenazelerde şehit yakınlarından daha fazla feryat eder(!) ama sonra katillerle aynı kapıya hizmet eder...
Bir terör eyleminden sonra bir yandan göstermelik tepki gösterirken öte yandan “Ohh... Erdoğan’ı köşeye sıkıştıracak bir malzeme daha çıktı” diye sevinenler, o bombayı patlatanlar kadar şerefsizdir.
Artık “eylem” zamanıdır.
Teröre tepki gösteren herkes, teröre karşıymış gibi görünüp can suyu veren bütün masum yüzlü katillere karşı da aynı tavrı koymalıdır.
Eyleme dönüşmeyen lanetlerini, sahte “barış, kardeşlik” söylemlerini suratlarına çarpma zamanıdır.
Merak etmeyin, kahraman asker ve polisimiz o çapulcuları ademe mahkum etmektedir.
Asıl önemli olan aramızdaki “sivil teröristler”i bertaraf etmektir.
Bu da ‘sivil’lerin görevidir...
KAFAMA TAKILANLAR..
TBMM’ye “Kobani mezunu çaycı kız” ister misiniz?
Hatırlar mısınız... Suruç katliamı sonrasında, “MLKP’li ‘eş başkan’ın organizatörlüğünde, batıdan toplanan gençler, Kobani’de eğitilip PYD ve PKK adına eylem yaptırılıyor” diye yazmıştık ve cevabını bomba ile almıştık.
Peki Ankara’yı kana bulayan dişi canavar kimmiş?..
Figen’in, Kobani’de aşılanan ‘asker’lerinden biri.
Noldu şimdi?..
Onlarca masum hayatını kaybetti veya yaralandı.
Ama bu katillerin seri imalatçıları hâlâ elini kolunu sallayarak TBMM’ye girip çıkıyor.
Bunlar, bir başka Kobani canavarını “çaycı” olarak Meclis’te “icraata” başlattıkları zaman mı aklımız başımıza gelecek?