HDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş henüz seçimler için propaganda döneminin kuluçka evresinde, “Seni başkan yaptırmayacağız... Yaptırmayacağız... Yaptırmayacağız...” diye bağırıyordu. Yine propaganda döneminin ilk evrelerinde, Haber7’de yazdığım bir yazının başlığı, “Tayyip Erdoğan istikamet verdi, Davutoğlu ne zaman ‘sistem değişmeli’ diyecek” şeklindeydi. Şimdi sandığa giden yolda son kavşak, son virajdayız..! Geldiğimiz noktada bugün HDP’nin barajı aşıp aşmaması... Koalisyon ihtimalleri... Ak Parti seçmeninin domine edilememesi...
Ve elbet kararsızların oranının yüksekliği tartışılıyor..! Ak Parti seçmeninin bugüne kadar hangi saikle sandığa gittiğini bilmeyenimiz var mı? Ya da daha başka bir ifade ile, Ak Parti seçmeni 2007’den bu yana sandığa hangi motivasyon ile gidiyordu, bilmeyenimiz var mı?
Bence yok!
Lakin ortada bambaşka bir gerçeklikle var. Bilenler biliyor bilmeyenlerse 7 Haziran sonrasını beklemek zorunda. Sadece şu kadarını söyleyeyim:
Evet Ak Parti seçmeninin önemli bir kısmı şu anda kararsızları oynuyor. Bu kararsızların daha önce neden sandığa gittiğinin cevabını bilmem biliyor musunuz?
Bana göre cevap, “Recep Tayyip Erdoğan’ın başına kötü bir şey gelmesi endişesidir.”
Çünkü aynı kesim, Erdoğan ile kurduğu empati ile onun başına gelecek kötü bir şeyin “Eski Türkiye’ye dönüş” anlamı taşıdığı kanaatinde. Çünkü bu hareketin lideri Recep Tayyip Erdoğan. Oysa bugünlerde anlayamadığım bir odak tarafından alttan alta şöyle bir propaganda yürütülüyor, “Erdoğan ortada görülmese Ak Parti seçmeni sandığa daha çok yönelecek!”
Ben bu görüşe hiç katılmıyorum. Zira, daha propaganda döneminin ilk evresinde, “Seni başkan seçtirmeyeceğiz” diyenlere karşı, “Seni başkan seçeceğiz” ana fikriyle yarışa başlansaydı bugün tablo daha başka olurdu diye düşünüyorum.
Hele Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı 100 maddelik, Yeni Türkiye Sözleşmesi’nin sistem tartışması yapılan 17 maddesinde “Başkanlık Sistemi”ne geçiş öngörülüyorken..!
7 Haziran’ın son virajında sistem tartışmasının güçlü bir şekilde yapılmasının kararsızların oyunu etkileyeceğini düşünüyorum.
Yanılıyorsam lütfen düzeltin!
NYT’nin şahidi...
İyi saatte olsunlara çağrı yaptılar... Olmadı. Ecinlileri göreve çağırdılar... Terör belasını kaşıdılar... Olmadı. Satın aldıkları en yakınındakilerle kumpas kurdular... Avrupa Birliği’ni, Amerikan Senatosu’nu harekete geçirdiler... Olmadı. Şimdi de NATO’yu göreve çağırıyorlar..! Okumuş olmalısınız, New York Times (NYT) küstahça bir yazı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın engellenmesi için NATO üyesi ülkeleri göreve çağırdı.
Peki NYT, bu küstahlığa malzemeyi nereden buldu dersiniz? Elbette Paralel Yapı’nın İngilizce tivit’leri ve İngilizce yayınlarından! Paralel Yapı’nın Amerikalı senatörlere para yardımı yaptığını daha önce yazmıştım. Hatta “hoca” olarak bildiğimiz Abdullah Aymaz’ın senatörlerden birine 500 dolar yardım yaptığının belgesini de yayınlamıştım..! Amerika’da yaşamadığı halde, bir Amerikan senatörüne yardım yapmanın ne tür bir getirisi olabilir? Cevabı, “New York Times gibi gazetelerde Türkiye karşıtı yazıların çıkmasına katkıda bulunabilir” olabilir mi? Bence tam da öyle görünüyor!
Türkiye’yi.... Millet tarafından yüzde 52 ile ilk turda Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ı, dünya hegemonyasına gammazlamak kime ne sağlar, göreceğiz!
Yasin Aktay’ı yedirmeyiz
Neymiş, bir türkü söylemişmiş... İçinde Recep Tayyip Erdoğan geçtiği halde, “Sallu ala Muhammed” nakaratını da salondakilere söyletmişmiş.. Ve böylece Yasin Aktay, Hz. Peygamberimize hakaret ederken, Erdoğan’ı da kutsamışmış!
Geçiniz... Gidiniz... Susunuz! Siz Anadolu’nun hiçbir yerinde ne güveyi konmasına, ne bir nişana ne düğüne, ne bir cenaze merasimine katılmamışlar! Siz nereden bileceksiniz, eğlencenin bile, hüznün bile “adabı”nın olduğunu... Sevincin ve kederin yükseldiği anlarda bile “Hz.Muhammed (as)’e salatü selam getir” anlamı taşıyan “Sallu ala Muhammed” dendiğini elbette bilemeyeceksiniz. İçinde sadece Recep Tayyip Erdoğan değil, Ahmet Davutoğlu ve Siirt milletvekili adaylarının da bulunduğu sözleri, anonim bir besteye uyarlayan Yasin Aktay’ı burada vuramazsınız!
Zira videosunu izlerseniz, Yasin Aktay’ın sözlerinin arasında çoluk çocuk, kadın yaşlı herkesin “Sallu ala Muhammed” dediğini göreceksiniz! Siz önce Tillo’ya, Siirt’e, Çankırı’ya, Sivas’a bir gidin... Bir dinleyin! Sonra, kimin Hz. Peygambere tazim ve hürmet ettiğini, kiminin dini araçsallaştırdığını görün.
Son söz: Sallu ala Muhammed..!