Sabah akşam ot ve ot ürünleri tüketen sevgili diyetisyenler, şişmanlar olmazsa neler kaybedeceğimizi göremiyorsunuz musunuz? Heyelanlar artar, büyük sanatçılar olmaz, hayat şen şakrak geçmez, yeni akarsular meydana gelmez.
SON yıllarda şişmanlara şişman demek yerine ‘kilolu’, ‘obez’ falan deniyor. Burada amaç bu insanların incinmemesi. Acaba böyle bir mantık ne kadar doğru? Siz şişmanları böyle isimlendirirseniz kimse şişman olmaktan gocunmaz. Bence onlara şişman demeliyiz, hatta samimi olduklarımıza şişko demeliyiz ki durumun vehametinin farkına varıp kendilerine çekidüzen versinler.
Ama bu yazıda şişmanları değil onlara savaş açan diyetisyenleri masaya yatıracağım. Çünkü herbiri dal gibi olan diyetisyenleri masaya yatırmak şişmanları masaya yatırmaktan daha kolay, takdir edersiniz.
Sabah akşam ot ve ot ürünleri tüketen sevgili diyetisyenler; şişmanlar olmazsa insanlık olarak neler kaybedeceğimizi göremiyor musunuz? Aklınızı bir kibrit kutusu yağsız peynir ve kepek ekmekle mi yediniz?
Şişmanları olmayan bir toplumun hayat damarlarından biri kesilmiş demektir. İşte kilolu insanların dünyaya katkılarından sadece birkaç örnek:
Ağaç dikeceğine şişmanlara destek ver: Şişmanlar yerküreye biz normal insanlardan daha fazla basınç yaptıkları için toprağı sıkılaştırır, toprak kaymalarını önlerler. Tarih boyunca şişmanların yoğun yaşadığı bölgelerde yer kayması, heyelan vakalarının olmaması bunun en açık ispatıdır.
En büyük sanatçılar hep şişmandır: Pavarotti, Akrep Nalan ve daha ismini sayamadığım birçok büyük sanatçının ortak özelliği kilolu olmalarıdır. Neden? Çünkü kilolu insanlar hareketi sevmedikleri için durdukları yerde yapabilecekleri işlere yönelmiş ve bize sanatın en güzel örneklerini vermişlerdir.
Başın sıkıştığında şişmana git: Bir derdin olduğunda, sağlam bir dosta ihtiyaç duyduğunda, yardım edecek kimseyi bulamadığında şişman arkadaşına git. ‘Acaba şu an evinde midir, yerinde bulabilir miyim?’ diye korkma. Evindedir o. Çünkü şişmanlar pek fazla hareket etmeyi sevmez, bir yere gitmemiştir.
Ortamın neşe kaynağı şişmanlar: Bir ortamda eğlence ve kahkaha eksik olmuyorsa bilin ki orada kilolu bir insan vardır. Çünkü onlar hayata bizler gibi olumsuz bakmazlar. Devamlı baklava yiyen bir insan nasıl mutsuz olabilir ki? Öte yandan siz dört-beş zayıf insanın bir arada eğlendiğine şahit oldunuz mu? Böyle bir şey mümkün değildir.
Şişmanlar yeryüzünü şekillendirir: 10 şişmanın aynı yolda yıllarca gidip geldiğini düşünün. Bir süre sonra orada tektonik göçme adını verdiğimiz coğrafi hadise meydana gelecektir. Yağmur suları ve dağlardan gelen erimiş kar suyu bu istikamette minik dereler ve ırmaklar oluşturacaktır. Nehirlerin ve göllerin kuruduğu günümüzde kimse yeni bir akarsuya hayır demez tahminimce.
Son bir söz de enginarı tavsiye eden diyetisyenlere... Tavsiyeniz üzerine yedim. Bence enginarın sırrı hiçbir lezzetinin olmamasında. Ona o kadar para vereceğime ağaç kabuğu da yiyebilirim, o da lezzetsiz.
Halaybaşılık kimsenin tekelinde değil!
YILLARDIR çeşitli sebeplerle düğünlere giderim. Kah annemin zoruyla kah annemin ısrarıyla kah annemin tehdidiyle düğünlerden düğünlere akıyorum. Geçtiğimiz gün yine annemin baskısıyla pistte dans ederken aniden bir şimşek çaktı kafamda.
Boğazım düğümlendi, gözlerim buğulandı. Az kalsın hemen yanıbaşımda duran, nedense her düğünde gördüğüm, etrafı yara yara dans eden 90 kiloluk sarışın kadının altında kalıyordum. Aklıma gelen dehşet verici gerçek şuydu: Ben hayatımda hiç halaybaşı olmamıştım!
Sebep neydi bilemiyorum, belki yetersiz görüldüm, belki pistte etkili tanıdıklarım yoktu ama bir şans verilemez miydi bana? Halayın en başına geçip elime mendili alıp kitleleri peşimden sürüklemek benim de hakkımdı. Herkes neşe içinde dans ederken gözyaşları içinde pisti terk ettim.
Maalesef bu ülkede eğer kız veya erkek tarafından sağlam bağlantılarınız yoksa halaybaşı olmanız mümkün değil. Düğünlerdeki bu ağam paşam düzeni, bu kayırmacılık bitmedikçe çağdaş medeniyetler seviyesi bir hayal olarak kalır.
twitter.com/beyinsiz_adam