Kimyası bozuk Kemal Efendi’nin (Afrin zaferi kimyasını bozdu çünkü), “Seçimi boykot edelim” diyen Selin Sayek Böke’ye verdiği cevabı hatırlıyorsunuz...
Kazanacaklarına mukadder gözüyle bakıyor... “Kazanacağımız seçimi niçin boykot edelim ki?” diyor.
Fakat sormadan da edemiyoruz:
Hangi seçimi?
İki ayrı seçim yapılacak çünkü... Birleştirilse de (ki, birleştirilecek), seçim “iki ayaklı” olacak...
Hem Meclis’e girecek milletvekillerini, hem de hükümeti seçeceğiz. Daha doğrusu, hükümeti kuracak Cumhurbaşkanı’nı seçeceğiz.
Kemal Efendi, parlamenter üstünlüğü ele geçirince hükümet etme hakkını da elde edeceklerini düşünüyor olmalı ki, “Biz kazanacağız... En az yüzde 60’la, yüzde 70’le iktidara geleceğiz” diyor.
Gelemeyeceksiniz Kemal Efendi.
Bütün oyları toplasanız da, en fazla Meclis’i ele geçirmiş, üye çoğunluğunu elde etmiş olacaksınız.
Sistem değişti çünkü...
Hükümet artık parlamentodan çıkmayacak...
İktidara gelebilmek için (yani “yürütme”yi ele geçirebilmek için), belirlediğiniz Cumhurbaşkanı adayını da seçtirmeniz gerekecek.
Bir Cumhurbaşkanı adayınız var mı?
Hayır, yok...
Şu ana kadar CHP’den bir Cumhurbaşkanı adayı çıkmadı.
Parti içinde (ve dışında) kimi aday göstereceklerine ilişkin bir mutabakat, bir söz birliği ya da konsensüs oluşmadı... Genel başkanların “doğal aday” sayılması fikriyatı da henüz karşılık bulmadı. Kemal Efendi aday olmaya yanaşmıyor. Çünkü milletvekili koltuğundan olmak istemiyor.
Bazen İlhan Kesici’nin ismini dolaştırıyorlar ortalıkta.
Bazen de “ithal aday”dan söz ediyorlar.
En son Abdullah Gül’ün ismi gündeme geldi.
İstanbul milletvekili Dursun Çiçek, “Saadet Partisi Abdullah Gül’ü aday göstersin, 20 milletvekiliyle grup desteği veririz” demişti ama galiba grup desteği yeterli değil. 100 bin imza toplanması gerekiyor.
Kemal Efendi geçen hafta CNN Türk’te bir programa katıldı ve Gül’ü aday gösterebilecekleri (ya da Gül’ün adaylığını destekleyebilecekleri) mesajını verdi:
Dinleyelim: “Abdullah Bey esas olarak tarafsız Cumhurbaşkanlığı yaptı. Zaman zaman eleştirdik ama olabildiğince tarafsız Cumhurbaşkanlığı yaptı. Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı dönemine saygı duyuyorum...”
Kemal Efendi, “saygı duydukları” Gül’ü “zaman zaman eleştirdiklerini” söylüyor ama yalan söylüyor...
Sürekli eleştirdiler...
Hatta tahkir ettiler.
En hafif benzetmeleri, “Çankaya Noteri” ve “Erdoğan’ın emir eri” idi.
Gül’ün Çankaya’ya çıkması, “Cumhuriyetin sonu”ydu.
Cumhuriyeti kurtarmak için “Cumhuriyet güçlerini” (ne demekse) meydanlara yığdılar.
Hatta Gül’ü seçtirmemek için darbeye cevaz bile verdiler.
Bütün o 367 rezilliklerinin ve “bakın darbe geliyor, demedi demeyin” kolpasının arkasında CHP’nin “kurumsal desteği” vardır.
Bugün saygı duyuyorlar... Çünkü hiç utanmıyorlar!
Hadi diyelim ki Gül’ü adaylığa ikna ettiler...
O zaman ne olacak?
Kazanırsa, hükümeti Abdullah Gül kuracak... Yani CHP yine iktidara gelemeyecek.
İkincisi...
Darbeci Sisi’ye “kutlama mesajı” göndermiş birini aday göstermiş olacaklar ki, CHP bunun ayıbını taşıyabilir ama 15 Temmuz direnişini sergilemiş Türk halkına bunu nasıl izah ederler, orası muamma!