Önceki gün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu takip etmek ve bir canlı yayın gerçekleştirmek üzere Paris’teydik.
Bakan Davutoğlu önce Katar’da, ardından Paris’te pek çok önemli görüşme yaptı. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Hamas Siyasi Büro Şefi Halid Meşal, Katar Dışişleri Bakanı ve daha pekçok isimle defalarca yüz yüze ve telefonla temaslarda bulundu.
Paris’teki elçiliğimizin konutunda gerçekleşen görüşmelerin önemli bir bölümünü yakından izleme şansımız oldu. O kadar ki bir ara Kerry ile ayak üstü sohbet etme imkanı bile bulduk. Ardından TRT ekranlarında Ahmet Davutoğlu ile süreci değerlendiren bir yayın gerçekleştirdik.
Unutanlar ve görmeyenler (!) için Paris toplantısına katılan aktörleri hatırlayalım. ABD, Türkiye, Katar, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve AB.
Bu çok taraflı toplantı yaklaşık 2 saat sürdü. Ancak asıl görüşmeler sonrasında gerçekleşti. Önce ABD Rezidansında Türkiye ve ABD Dışişleri bakanları biraraya geldi, ardından onlara Katar katıldı. Sonra bizim büyükelçiliğimiz rezidansında yine bu üç ülke bir araya geldi.
Daha Mısır’la ilgili ilk ateşkes ve arabulucu sözü geçer geçmez Ankara’yı hedef tahtasına koyanlar, Katar-Paris hattında gerçekleşen bu görüşmeleri herhalde farkedecektir!
***
Tabi bu durum herkes için geçerli değil. Bir de umutsuz vakalar var ülkemizde.
Tüm bu trafik devam ederken, memleketimiz medyasının sözüm ona amiral gemisi onca görüşmeyi, bilgiyi ve gelişmeyi bir kenara bırakmış, bir fotoğraf karesi üzerinden cihana nizam verme peşinde!
Efendim, mesele şu. Fotoğraf karesinde John Kerry, Bakan Davutoğlu’nun karşısında bacak bacak üzerine atıp oturuyormuş. Muhteşem haber, Mısır’da bu arkadaşlarımızın kader birliği ettiği Sisi’li fotoğrafla devam ediyor. Kerry, Mısır’ın gayrı meşru devlet başkanı Sisi karşısında öyle oturmuyormuş. Hızlarını alamayıp Bülent Ecevit’in dönemin ABD Başkanı karşısındaki el pençe divan halini de habere ekleyivermişler!
Bu amiral gemisi bunca zaman onca yalan, darbe destekçisi haber, yorum ve manşetle çoktan karaya oturdu, ama galiba kendilerinin haberi yok. Hadi neyse Ecevit’i kabrinde rahat bırakalım, şimdi durduk yerde ona cennet anahtarı bağışlayanlarla uğraşmayalım. Sizin medya grubunuzdan kimi isimlerin Tansu Çiller-Clinton görüşmesi üzerine yazdıklarınızı hatırlatsam yüzünüz kızarır mı onu da bilmiyorum. Lakin o günler çok geride kaldı. Artık bunu kabullenseniz iyi olur.
Bu arada muhtemelen servis edilen fotoğraflar arasında vardır. Yoksa ben aktarayım. Bir başka karede bu kez Davutoğlu bacak bacak üzerine atıp oturuyor, Kerry düz bir oturuşu tercih etmiş. Başka karelerde Kerry bu defa başka ülkelerin, mesela Fransa’nın Dışişleri bakanına karşı aynı şekilde oturuyor. Durun bir dakika, bir diğer karede bu kez Kerry sizin Sisi’ye karşı bacak bacak üzerine atıp oturuyor!
Amiral gemisi! Daha ne duruyorsunuz! Destek verip gönüldaş olduğunuz adam istiskal ediliyor!
***
Şu mübarek bayram günü Allah aşkına insanı çileden çıkarmayın! Gazze için, Filistin için hangi duyguları taşıdığınızı, kalbinizde aynı yıl doğduğunuz ülkeye karşı nasıl bir muhabbet beslediğinizi cümle alem biliyor.
Bırakın bu Türkiye’ye sahip çıkarmış gibi görünen pozları. Eğer o Türkiye, o Tayyip Erdoğan, o Ahmet Davutoğlu uluslararası zeminlerde ve her fırsatta Filistin halkının, Gazze’deki mazlumların hakkını savunuyor olmasaydı, o zaman övgüler yağdıracaktınız. O zaman başka fotoğraflar koyacaktınız haberlere.
Hiçbir önemi yok. Biz sizi daima Necmettin Erbakan’a, Ahmet Kaya’ya, 28 Şubat’ın nice mazlumuna yaptıklarınızla, Gazze’nin çocuklarına terörist diyen kirli sayfalanızla ve her zaman darbecilere alkış tutan köle ruhunuzla hatırlayacağız.
Ramazan Bayramı’nı idrak ediyoruz, rahat bırakın bizi.