Hani demiyorlar mıydı, “Senin de akıbetin Mursi gibi olacak” diye? O zaman Erdoğan “Bu seçim Mursi’lerle Sisi’ler arasında bir seçim” dediğinde niye kızıyorsunuz? Hiç kimse kusura bakmasın, biz bu vatanı yolda bulmadık arkadaş. Kimden geldiği belli olmayan talimatlarla bu ülkede operasyon yapılmasına elbette izin vermeyeceğiz.
Ahlaksız CHP trolleri, Mursi, kanlı faşist bir darbeyle devrildiği zaman“Demokrasinin sandıktan ibaret olmadığını gördünüz değil mi” diye yazdılar. Yani bu alçaklara göre, darbe, demokrasinin unsurlarından biri. İcabında beğenmediğin bir lideri darbeyle devirmek, kurşuna dizmek, belki ayağından asmak, belki mahzenlerde zehirleyerek öldürmek de o zaman demokrasinin bir parçası, öyle mi? Hiç aklınızdan çıkmasın, bugünün Sisi’leri, bu ülkenin seçilmiş liderine Kaddafi’yi, Saddam’ı göstererek “Senin de sonun böyle olacak!” demekten çekinmediler.
15 Temmuz’da 251 vatan evladını, 251 kahramanı şehit verdiğimiz o dakikalarda, kendi insanının üzerine ölüm kusan Sisi’yi caddelerde alkışladı bu alçaklar. Edirne’nin CHP’li Belediye Başkanı Recep Gürkan, o gece Türkiye’nin Sisi’leri şerefine kadeh kaldırırken, tanklar, masum çocukların üzerinden geçiyordu. Uçaklar, millet iradesinin tecelligâhı, Gazi Meclis’i bombalıyordu. Nerede o belediye başkanı şimdi? Koltuğunda oturuyor. Hesap verdi mi? Hayır! Pişman oldu mu? Asla! Yaptığının yanlış bir şey olduğunu düşündü mü? Hiçbir zaman! Bugün çıksın tanklar sokağa, yine kaldıracak kadehini Sisi’ler şerefine.
Bir konuda haklıydılar: Elbette Mursi, Mısır’daki Erdoğan’dı. Elbette Erdoğan, Sisi’lerin dünyasını başına yıkan bir Mursi’ydi. Erdoğan, ömrü boyunca Sisi’lerle savaşa savaşa bugünlere geldi. O yüzden çıldırıyorlar. Erdoğan, karşısına çıkan bütün Sisi’leri devirdiği için uykuları kaçıyor. Mısır’daki darbeyi hatırlayın. Türkiye’de Gezi ile aynı anda başlamıştı. Orada Sisi kazandı, burada ise Erdoğan. Ve orada Mursi’nin devrildiğini görenler, burada da Erdoğan’ın gideceği rüyasına kapıldılar. Hatta bunu kendi televizyonlarından, kendi gazetelerinden açık açık söylerken hiç utanmadılar. “Tek yol demokrasi sulh içinde demokrasiye sahip çıkarak bu süreci milletçe tahrik ve taşkınlık olmaksızın aşmalıyız.” Bu laf, Ekrem İmamoğlu tarafından 15 Temmuz gecesi Brüksel’den söylendi. O sırada bir millet, Sisi’lere karşı var oluş mücadelesi veriyordu. 16 Temmuz sabahında Sisi’nin köpekleri, donlarıyla sokak ortasında kaldı. Mursi ve milleti, bu Sisi’yi de alt etmeyi başarmıştı. Şimdi size sorarlarsa, “Neden bu seçim, Mursi’lerle Sisi’ler arasında?” diye, hatırlatmak istedim.