New York’ta meydanda kürsüde Belediye Başkanı konuşma yapıyor: Yüzlerce polis başkana sırtını döndü... Belediye Başkanı kent emniyet müdürünü atadığından, polisin de patronudur...Üniformalı polis, patrona sırtını dönüyor: Hareket ABD’de önemli bir rahatsızlık ve saygısızlık sembolüdür.
Olay, geçen hafta sonu iki polis için düzenlenen cenaze töreninde yaşandı... Sırt dönen polisler, Belediye Başkanı’nın emniyet teşkilatına yeterince destek vermediğine, inanıyor... Polis Sendikası’nın başkanına sordular (Evet, New York Emniyet Müdürlüğü polislerinin sendikası var) ‘Bu hareketi destekliyor musunuz? Tesadüf müydü?’ diye... O da ‘Tesadüf değil, polis ihanete uğradığını düşünüyor’ deyip, yangına körükle gitti.
Peki polis neden Belediye Başkanı’nın ihanetine uğradığına inanıyor? Başkan de Blasio bir yıldır işbaşında. Önceki Başkan Bloomberg polise geniş yetkiler tanımıştı. Örneğin polis, kişiyi yolda durdurup üst araması yapabiliyor, çıkan malzemeye göre gözaltına alıyordu. Bloomberg’in Cumhuriyetçi-Sağ eğilimli bu ‘Kanun gücünün üstünlüğü’ politikalarına karşılık Demokrat-Sol kanattan başkan de Blasio, ‘Kişisel özgürlükler’ kapsamında üst aramalarını sulandırdı.
Üst aramaları, siyah-beyaz karşıtlığının doruk noktası... İstatistikler çokluk siyahların üstlerinin arandığını gösteriyor. Polis ise diyor ki: Suç, ihbar, kanıt hep siyahlardan geliyor, ondan sayıları fazla... Ardından New York’ta gözaltına alınırken polisin kurt kapanına alıp nefessiz bıraktığı siyah Eric Garner olayı var: Astım ve benzeri hastalıkları da varmış, polisler tepesine yığılmış kelepçe takmaya uğraşırken ‘Nefes alamıyorum’ diye bağırdı, ama aldıran olmadı ve can verdi... Cep telefonu görüntülerinde var. Mahkeme ‘sanık gözaltına direnirken öldü, ceza davasına gerek yok’ dedi ve karar siyahları ayaklandırdı... Sonra Belediye Başkanı ‘17 yaşındaki oğlumu polise karşı dikkatli olması için uyardım’ dedi, o zaman da polisler ayaklandı... Belediye Başkanının oğlu esmer derili. Ve talihsiz bir ortama düşerse, kargaşa anında kimin oğlu olduğuna bakmadan polislerce harcanması gayet mümkün, Belediye Başkanı da o ihtimalden söz ediyor, ama polisleri kızdırdı.
Ve bu olaylar birikti, New York’ta geçen hafta iki polis memurunun öldürülmesiyle doruk yaptı. İki polisi akıl yoksunu bir siyah ‘Siyah ölümlerine misilleme’ diye vurdu, sonra da intihar etti. Olaydan birkaç saat önce de eski sevgilisini öldürmüş. Yani delinin kuyuya attığı taş... Ancak ABD siyaseti ve ırk ilişkileri artık her bir koldan delilerin attıkları taşlarla kuyular doldurmakta.
Cenaze töreninin olaylı geçmesi tesadüf değil, polis bu vesileyle gövde gösterisi yaptı. Ülkenin dört bir yanından polisler New York’a dayanışma için geldi. Hatta bir havayolu şirketi polisleri bedava taşıdı... Bir yanda ırkçılık suçlamaları, diğer yanda da kanun ve nizam hakimiyetini sağlama iddiaları... Bu kargaşa kolay çözülmez.
YUNANİSTAN NEREYİ YAKAR
Yunanistan Meclisi göz göre göre başlayan siyasi kumarı oynadı ve arabayı yoldan çıkarttı. Hem cumhurbaşkanı seçemedi, hem de 25 Ocak’ta erken seçim yolunu açtı. Seçimi bu gidişle muhalif Siriza kazanacak... Siriza hemen ‘Kemer sıkmayı, sıkı ekonomik programı unutun’ dedi... Yunanistan unutursa hesap Almanya ve diğer euro üyelerine yazılacak.
Atina Borsası oylamadan sonra yüzde 10 sattı. Demek ki şaşırmışlar... Demek ki göz göre göre gelen sonucu önceden satmamışlar. Yani piyasa kötü senaryoyu satmamış. Bu demektir ki risk daha da büyük: En kötü senaryoda herkes dar kapıdan çıkmak için birbirini ezecek.
Ne olur? Önce seçim sonucunu görmemiz gerekiyor. Sonra adım adım gidilecek. Yunanistan temerrüt ve iflasla eurodan çıkma noktasına gelebilir. Ama daha tüm seçenekler tüketilmedi. Her durumda, daha önce de yazdığımız gibi Yunanistan’ın genel bir euro krizi çıkartma ihtimali çok az. Yanlış yaparsa kendisine zarar verecek... Bu kapsamda Türkiye’ye yansımalar konusunda abartıya, telaşa heyecana gerek yok. Önce İtalya, İspanya ve hatta Almanya’nın düşünmesi gerekiyor... Giden varsa gider, ama euro her durumda kalır.