Bilhassa şu son süreçte Türkiye siyasetinin adı en çok anılan isimlerinden biri olmasına rağmen ben kendisini 2006'da sinemacı olarak tanıdım. AK Parti iktidarının attığı demokratik adımlar sayesinde ülkenin nefes almaya başladığı bir dönemdi ve Sırrı Süreyya Önder'in gösterime giren Beynelmilel filminin de etkisiyle darbecilerin ve darbe dönemi aktörlerinin yargılanması konusu sıklıkla konuşulmaya başlanmıştı. 12 Eylül sonrası devam eden sıkıyönetim zamanlarında çalgıcılıkla geçinen bir grup insanın Anadolu'da yaşadıklarını trajikomik bir dille anlatır Beynelmilel. İyi bir filmdir.
Çünkü iyi bir anlatıcıdır Sırrı Süreyya Önder. Gözlemcidir. Yaşananlara, içinde bulunulan durumlara dair anlatacak iyi bir hikâyesi her zaman vardır. Küçük yaşta hayata atılmasını gerektiren zorlu bir hayatın kazanımı belki de bu. Halkı bilir, sohbeti güzeldir.
ELHAMDÜLİLLAH SOSYALİSTİM
Sol, devrimci bir müktesebatın içinden gelmiştir ama bizdeki solculardan farklı olarak dili lezzetlidir, o lezzet Anadolu'ya aittir. "Elhamdülillah sosyalistim" der mesela. Bu cümle tenakuz içeriyor görünse de başka şeyler de anlatır anlayana.
Baba parası yiyip solculuk yapanlara, emperyalist beslemesi sosyalistlere benzemez. Takır tukur konuşmaz Sırrı Süreyya. Eleştirirken eleştirdiğini bile gülümsetir. Nüktedanlığı ve samimiyeti sayesinde en sert, en tartışmalı konuları bile tatlılıkla bir noktaya bağlayabilir. TBMM Başkan Vekili olarak Genel Kurul'u yönetirken sık sık haberlere konu oluyor bu yönüyle.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE İÇİN VAZİFELİ
Ama bilhassa PKK'nın şu son fesih sürecinde Sırrı Süreyya Önder'in aldığı kritik rolü kıymetli kılan iki özelliği var bana kalırsa.
İlki, evet, 2013 Çözüm Süreci döneminde de rol adlı Önder. İmralı'ya ve Kandil'e giden heyetteydi. Dolayısıyla sürece dair ciddi bir hafızaya sahip. Kimin nerede durduğunu, devreye kimlerin girdiğini, Soros uzantılarının Gezi ve Kobani kalkışmalarıyla sürece, Türkiye'ye ve ama özellikle Kürtlere nasıl zarar verdiğini en iyi o biliyor. Tam da bu nedenle yeni sürecin kıymetini bildiğine, hassas şekilde sahip çıktığına şahit olduk hepimiz.
İkinci özelliği ise yapıcı ve dengeleyici yanı. Terörsüz Türkiye hedefi için çıkılan yolda hafızası ve pozitif tutumuyla önemli bir görev üstlenmişti Sırrı Süreyya Önder. İyileşip sürece yeniden dahil olana kadar yerine ikame edilebilecek ikinci bir isim bilmiyorum ben. Bu açıdan da üzüntü verici bir gelişme oldu sağlığının bu derece bozulmuş olması.
CUMHURBAŞKANI YAKIN TAKİP EDİYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Önder'in sağlık durumunu çok yakından takip ediyor. Ramazan ayında Meclisteki iftar programında milletvekilleriyle buluştuğu akşam Sırrı Süreyya Önder ile ayaküstü sohbet etmiş, kendilerini kabul edeceğini söylemişti Erdoğan. Nitekim 10 Nisan günü Külliye'de kabul etti İmralı Heyeti'ni. Dün de Pervin Buldan'ı iki kez arayarak bilgi aldı, "geçmiş olsun" dileklerini iletti Cumhurbaşkanı. Buldan'a "ameliyat eden takip eden ekipte Türkiye'nin en iyi cerrahları doktorları var, emin ellerde Sırrı Bey" diyerek teskin ettiği biliniyor.
Tüm siyaset sahip çıktı aslında DEM Parti İstanbul milletvekili Önder'e. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Bakanlar, AK Partili yetkililer, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP adına Özgür Özel ve diğer siyasi parti liderleri Önder'e geçmiş olsun dileklerini iletti. Yapılan açıklamalara endişeyle beraber iyi niyet ve samimiyet olduğunu söylemek lazım.
HASTANE SÜRECİ VE İLETİŞİMİ İYİ YÖNETİLDİ
Sırrı Süreyya dün akşam "göğsüm ağrıyor, kalp krizi geçiriyorum" diyerek haberdar etmiş yakınlarını. 22.10'da 212 Acile düşmüş ihbar. Sonrası Türkiye'deki sağlık sisteminin ne kadar iyi olduğunun ispatı gibi. Ambulans hemen gelmiş, ilk müdahale, kalp ve akciğer masajı, tetkikler ve uzman doktorların hemen ameliyata alması hastayı, kritik süreçte hayati önem taşımış. İki kez kalbi durmuş. Doktorlar çok ağır bir vaka, kalbi çok hasar almış demesine rağmen 12 saat süren bir ameliyatın ardından hayatta Sırrı Süreyya. İnşallah tam ve tez kavuşur sağlığına. Kızına, torununa.
Türkiye için, milleti için yapacağı önemli işler de var, bitirmek isteyeceği. Tüm Türkiye bekliyor aslında iyileşmesini. Zaten hastalığından da bahisle "önce barış olsun, ölümse Allah'ın emri" dediğini aktarıyor sözün şahitleri.
ÖZLEM ZENGİN ANLATIYOR
Dün AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ile Sırrı Süreyya Önder hakkında konuştuk. Üzüldüğünü, sağlığı için dua ettiğini söyledikten sonra "kendine has bir duruşu var, siyasete farklı bir üslup getirdi" diyerek gözlemlerini aktardı: "Belki pek çok konuda farklı düşünüyoruz ama tartışmanın fikirle olduğunu bilen biridir Sayın Önder. Meclis'i yönetirken saygılı ve dengelidir, olabildiğince adaletlidir. Entelektüel yönü olan, çözüm odaklı, nüktedan biridir. Ayrıca gözden kaçmaması gereken bir başarı hikayesi var kendisinin. Küçük yaşta babasını kaybetmiş, çıraklık, mevsim işçiliği, lastik tamirciliği de dahil pek çok farklı iş yapmış, hapis yatmış ama nihayetinde üniversite bitirip onu bu noktaya getirecek bir yol yürümüş. Bence Cumhurbaşkanımızın gözünde de farklı bir konumdaydı. İnşallah bir an önce sağlığına kavuşur."
24'TE KAFA DENGİ, ÜLKE'DE MEKSİKA SINIRI
Sırrı Süreyya Önder'in senaristliği, yazarlığı, yönetmenliği iyi biliniyor ama programcılığı unutulmuş olabilir. Üslubu, fikirleri ve muhabbetiyle kamuoyunda en geniş şekilde tanınmasını sağlayan şey televizyon ekranlarıydı muhtemelen. Ülke TV'de Meksika Sınırı'nda hatırlıyorum mesela. Selahattin Yusuf, Tarık Tufan ve İsmail Kılıçarslan ile uzun saatler süren programlarının çok beğenildiğini efsaneleştiğini bilhassa hatırlıyorum.
Daha sonra 24 TV'de Kafa Dengi adında bir program yaptı. Bir iki sezon sürdü sanırım. Yine sohbet muhabbet... Yayın için geldiğinde kafeteryada çay sigara eşliğinde yaptığımız uzun sohbetler, anlattığı hikayeler...
AMAN GAVUR İMAM YIKAMASIN!
O güzel hikayelerden birini Süper Haber'in sahibi ve yayın yönetmeni Cengiz Er gülerek aktardı dün. Sırrı Süreyya'nın anlattığı gibi olmaz deyip anlattı.
Malum, Sırrı Süreyya 12 Eylül sonrası hapisten çıkınca bir süre işsiz kalıyor. Ailesinin köyünde müezzin ihtiyacı var diye ona teklif ediyor köylüler. Babası solcu, kendisi devrimci ama annesi de dindar. Sırrı'nın da sesi güzel, repertuarı geniş, güzel gazeller ilahiler biliyor. Ezanı da güzel okuyor... Kabul edip devam ediyor dolayısıyla bir süre müezzinliğe. Sonra bir gün biri ölüyor köyde. Sırrı Süreyya kaçıp minareye saklanıyor "aman bana yıkatmasınlar" diye. Bekliyor bir süre, "kurtuldum" diye de seviniyor. Ama sonra öğreniyor ki meğer köylü de ondan kaçmış. "Aman gavur imam yıkamasın" diye.
Ben de sinemanın ve siyasetin muhabbet ehline, Terörsüz Türkiye hedefinin "samimi diplomatına" acil şifalar dileyerek bitireyim yazımı.