Asırlardır İran’ın devlet olarak hep kendi senaryolarını üreten bir geleneğe sahip olduğunu biliyoruz. İran’ın menfaatlerini ifade eden bu senaryolar, sonuç itibariyle etraftaki diğer ülkelerin de menfaatlerini tehdit altına sokuyor. İsminde İslam olan bu devlet, örneğin Müslüman Azerbaycan’ı dengede tutma adına Hristiyan Ermenistan’la sıkı işbirliğinde olabiliyor veya düne kadar şeytan dediği ABD ile ortaklaşa hareket etme çabası gösterebiliyor.
Uzun lafın kısası, sırlar ve gizlerle dolu bir gelenek sahibi olan İran’ın, Azerbaycan’a etkisini anlatmaya gayret edeceğim.
İran için Azerbaycan ciddi tehdit odağıdır. Nedeni, İran’da yaşayan tahmini rakamlara göre 35 milyon etnik Türk’ün varlığı, Azerbaycan devletinin bu vatandaşlara duyduğu ilgi, Azerbaycanlıların büyük AZERBAYCAN ülküsü...
Evet Azerbaycan, İran için önemli ve tehdit oluşturan bir yerdir.
Bu nedenle İran, Azerbaycan’a yönelik çalışmalarını giderek artırdı. STK ve medya sektöründe açık ve gizli çalışmalara başvurdu.
İran; ABD ve Batının, Azerbaycan’daki etkisinden çok rahatsız. Hatta İsrail’in Azerbaycan’da bu kadar dost edinmesini de kendi için önemli ölçüde tehdit görüyor ve haklı...
Çünkü bir takım sivil toplum çalışmalarını irdelersek, İran’ın korkmada haklı olduğunu görüyoruz.
ABD’nin, hem coğrafyadaki önemli noktası olan İsrail’in güvenliği, hem de İslam’ı kendisi için tehdit unsuru gördüğü için İran’la ilgili açık ve gizli çalışmaları vardır. Bunu coğrafyanın tamamında, medya ve STK dünyasına yalıngözle baktığımızda görebiliyoruz. Sadece Azerbaycan değil, Rusya’daki Müslüman topluluklarına bile inen İran, Orta Asya’da da ciddi çalışmalara başlamıştır.
Medya sektöründe oldukça aktiftir. Siteler, internet portalları, gazeteler. Bizzat Azerbaycan’ı hedef alan SEHER kanalı bile durmadan faaliyettedir. Hatta Azerbaycan’ın içerideki sosyal sorunlarını bile, bu kanalda durmadan dillendirilmektedir. Sanki kendinin hiç bir sorunu yokmuş gibi Azerbaycan halkının güya derdine yanmaktadır. Rusya içinde bile Azerbaycan’a yönelik yayın yapan portallar oluşturdu. ABD’nin etkisinde olan medya kurumları kadar internet medyasının oluşturduğunu da söylemeliyim. İran, Rusya ile birlikte hareket ettiği malum. Gerçi Azerbaycan ile ilgili nihai hedefleri çelişiyor. Ne kadar komik gözükse de, Azerbaycan devletini, kendinin Kuzey bölgesi olarak veya 26. vilayeti olarak gördüğünü dersliklerinde hiç gizlemeden sunmaktadır. Azerbaycan kendi tarihi topraklarının büyük kısmının İran’da olduğunu biliyor. Ve Güney Azerbaycan’la ilgili ülküyü, milliyetçi akımlar zinde tutuyor. İran’da bu gün bile etnik kimlikle ve büyük Azerbaycan ülküsüyle harekette olanlar zindanlara atılmakta, zulme tabi tutulmaktadır...
Tabii ki; İran Azerbaycan’ında (Güney Azerbaycan) herkes bağımsızlık veya büyük Azerbaycan hayali taşımamaktadır. İran devletini benimsemiş, kendi devleti olarak gören fazla sayıda Türklerin de olduğunu söylemek gerekiyor. Bunun içerisine Şii geleneğine bağlı olanları da katsak, İran’ın yanında yer alan Azerbaycan Türklerinin sayısı da küçümsenmeyecek kadar vardır.
Azerbaycan devletine baktığımızda, İran’dan gelebilecek tehditleri veya artık oluşan tehdidi görmektedir. Lakin Azerbaycan’ın da yıllar önceki pozisyonda olmadığı bir gerçektir. Azerbaycan; daha güçlü ve İran için sorun olabilecek hale gelebilen, devlet geleneğini oluşturmayı başardı.
Lakin bir gerçeği de söylemekte yarar vardır. ABD’nin ve Batının hataları çoğaldıkça, toplumda bazı eğilimler görülmeye başlandı. Mesela İran bir kaç sene öncesine kadar, bazı bölgeler hariç, pek sevilmeyen bir devlet idi. Şimdi özellikle ahalinin sağlık sorunlarıyla ilgili İran’a gitmesi, fiyatların neredeyse bedavaya gelecek kadar ucuz olması, olumlu bir fikir oluşmasına neden oldu. Lakin İran ne yapsa gizli, sırlı ve hatta sinsi imajını pek temizleyemiyor. Belki de böyle bir imaj işine yarıyor ve planlarının bir parçasıdır...