Bir yerde sıra dışı ve alışılmadık olaylar oluyorsa bilin ki bunlar kendiliğinden olan şeyler değildir. Hayatın olağan akışının dışına çıkılması adiyattan ya da kendiliğinden olamaz. Böyle durumlarda toplumun ve devletin uyanık olması elzemdir. Öyle olunduğunu da sanıyorum.
Memleketimizde son aylarda daha önce görmediğimiz, yaşamadığımız, alışık olmadığımız ne kadar olay varsa birdenbire ortaya çıkmaya başladı.
Toplumun ahlak, edep ve inanç değerlerine aykırı olan bu olaylar silsilesi ister istemez başka çağrışımlar yapıyor.
Bu sıra dışı olaylar silsilesinin en sıra dışı olanı insanların çıplak bir şekilde sokaklarda zuhur etmesi. Öyle bir değil, iki değil hatta üç bile değil nerdeyse hemen her gün bir veya birkaç tane çıplaklık haberleri okumaya başladık.
Sadece tek bir şehirde de değil. Birbiriyle bağlantılı olmayan, memleketin dört bir yanındaki şehirlerde zuhur ediyor bu çıplaklık silahını ve alçaklığını kullananlar.
Bir diğer sıra dışılık ise yine son zamanlarda belli slogan ve söylemlerin hâkim olduğu gösteri ve eylemlerin artışında görülmekte. Sanki tek bir merkezden çıkmışçasına birbirinin benzeri eylem ve sloganların hedefleri ve amaçlarının aynı olduğu o kadar belli ki!
Üniversiteler yaz tatiline girerken kalabalık öğrencilerin katıldığı ve din ve diyanet karşıtı, laiklik yanlısı sloganların atıldığı konserler düzenlenmesi de bu sıra dışılıkların bir başka halkası.
Nuri Paşa tarafından kurulan Kafkasya İslam Ordusu'nun marşından alıntılanarak Kurt Striegler isimli bir yabancıya melodisi değiştirtilmesiyle "İzmir Marşı"na dönüşen ve ilk olarak Almanya'nın Dresden kentinde Batılılara görücüye çıkarılan ve adeta onaylatılan marş; Kemalistlerin kendilerini iyi hissetme ya da galebe çalma marşı olarak kabul ettirilmişti.
Şimdi, üniversiteler uzun yıllardır yapmadıkları ve dahi ihtiyaç duymadıkları halde bu sene birdenbire organize olup "bahar şenliği" adı altında, binlerce öğrenciyi konser ve eğlence aldatmacasıyla bir araya topladılar. Bu şenliklerde, eğlence ve yüksek müzik marifetiyle adrenalinin yükseltildiği dakikalarda, sahnedeki muvazzaf tarafından İzmir marşının söylettirilmesi de gözümüzün içine soka soka yaşanan sıra dışı olaylardan biri değil mi? Yıllar sonra yapılan bu tarz organizelerin masum tarafı var mıdır?
Sosyal medya ve haberlerde sıkça görmeye başladığımız, küçücük anaokulu çocuklarının Atatürk büstüne secde ettirilerek fotoğraflarının afişe edilmesi benzeri olaylar kadar sıra dışı şey var mıdır?
Göğsümüzü kabartan ve Müslüman bir toplum olarak geleceğimize ümitle bakmamızı sağlayan ve onurlandıran çocuklarımızın hafızlık yapmış olmaları ve icazetlerini almış olmaları memnuniyet verici. Ancak, sosyal medya aracılığıyla, uzun zamandır hafız olmak için çalışan ve müminleri sevindiren çocuklarımızın mezuniyet törenlerinin sanki bir meydan okuma imiş gibi haberleştirilmesi de normal bir şey değil gibi.
CHP Genel Başkanı özelinde başlatılan Alevilik tartışmaları da sıra dışı. Toplumun gündeminde buna dair bir eylem ve söylem yokken adeta kör göze parmak misali birileri tarafından bu konunun gündem yapılması da asla normal değil kanaatindeyiz.
Bir üniversite yurdunda yaşanan intihar olaylarının tarikatlar üzerinden haberleştirilmesi de topluma bu şekilde ulaştırılması da sıra dışı haber ve olaylara eklenebilecek haberler arasında.
Bütün bu sıra dışılıkları bir araya getirip bir değerlendirme yaptığımızda ortaya bir kutuplaştırma senaryosu çıkıyor.
Toplumu germe, bir yerlere mesaj ulaştırma kaygısı güdüldüğü o kadar belli ki!
Aslında aynı senaryo bu topraklarda daha önce de oynanmıştı. Bu senaryoların geçmişi Abdülhamid'e kadar dayanmasına rağmen biz, bunların en yeni versiyonlarını 28 Şubat'ta ve e-muhtıra olaylarında yaşadık.
O günlerde de toplumu ve devleti şekillendirmeye yönelik adımlardan önce, ideolojik dürtüler ve enstrümanlarla geceler düzenlenmeye ve toplumu kutuplaştırıcı olaylar sahnelenmeye başlanmıştı.
Bugün yaşanan sıra dışı ve hayatın olağan akışına aykırı olaylara baktığımızda perde arkasında aynı senaryoyu ve niyeti görmek mümkün gibi.
Toplumun sinir uçlarıyla oynamak suretiyle belli mihrakları harekete geçirmek...
İster istemez akla masum olmayan Gezi olayları geliyor!
Tarih tekerrür edip geçmişte yaşanan acı tecrübeler tekrarlanır mı?
Bu soruya cevap verecek olan toplum ve devlettir. Eğer geçmişte yaşananlardan ibret alındıysa tarih tekerrür etmeyecektir. İnşallah ibret alınmıştır!