Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Coşkun, beni hedefe koyan ve hakaret içeren yazılar yazıyor. Ben de hakaret edebilirim ama onun seviyesine inmeyeceğim.
Belli ki Ahmet Hakan ve “baron”ların medyada istihdam ettiği kriptolar harekete geçirilmiş. 15 Temmuz darbe girişiminin şehitler, gaziler verilerek engellenmesi birlik, beraberlik adına yepyeni bir sayfa açtı. AK Parti, CHP ve MHP 7 Ağustos’ta Yenikapı’da Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir kucaklaşma sergilediler. Bu kimi rahatsız eder? Millet ve devlet düşmanlarını...
Ahmet Hakan gibi belli tipler yeni bir saldırı başlattılar. FETÖ’nün ipliğini pazara çıkaran, FETO’nun asıl yüzünü ortaya seren tanıkları itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
Benim üç yıldan beri FETÖ denilen kirli yapıya karşı cesaretle verdiğim mücadele, yaptığım uyarılar ve tanıklık, Ahmet Hakan’a neden rahatsızlık veriyor? Anlaşılan, kanlı 15 Temmuz darbesinin bizleri haklı çıkarması, bu rahatsızlığı artırmış. Son 10 gün içerisinde CNNtürk, 24 TV ve Habertürk ekranlarındaki konuşmam onları çileden çıkarmış.
Anlattıklarımın tesirini azaltmak için kişilik suikastına başvuruyorlar. Bana yönelik algı operasyonunda kullandıkları argüman, “Hüseyin Gülerce itirafçıdır” aşağılaması... Şahsıma yönelik suikastta, 25 Aralık 2013’ten önce yazdığım yazılar için “25 Aralık’tan sonra yazdı” yalanını bile uyduruyorlar.
25 Aralık’tan beri üç yıldır tehditlere ve iftiralara rağmen Beyaz TV ekranlarında her pazar iki saat, bir yıldır Star’da haftada üç gün milletimi uyarmaya, F. Gülen’in asıl yüzünü sergilemeye çalıştım. Az bile konuştuğumu, yazdığımı, haklı çıktığımı 15 Temmuz ihaneti gösterdi. Buna rağmen şimdi bana “seni gidi itirafçı” diyen bir şer şebekesi var.
Ben itirafçılık değil tanıklık yapıyorum. İtirafçı suç işleyen, suçunu itiraf eden insandır. Benim 25 Aralık’tan önce Gülen hareketinin içinde bulunmam, onlara yazılarımla, idareciliğimle destek vermem suç ise bu suçu, en tepe yöneticilerden aşağıya hemen herkes işledi.
Ölçü 25 Aralık 2013’tür. 25 Aralık ihanetini görüp de FETÖ’yü savunmaya devam eden Ahmet Hakan sinsi FETÖ’cüdür. İşte belgesi.
Ahmet Hakan’ın Hürriyet’te 24 Aralık 2015’te “Fethullah’ın yaptığına ‘darbe’ diyebilir miyiz?’ başlığıyla yayımlanan yazısından alıyorum:
“17/25 Aralık olayı için ‘darbe’ diyemeyiz. Hatta ‘darbe girişimi’ bile diyemeyiz. Neden? Böyle bir darbenin gerçekleştirilmesi için ‘silahlı güç’ şart. Oysa Fethullah’ın silahlı gücü falan yok. ‘Ama polis falan’ diyecek olanlara soruyorum: Bir-iki yargıç, savcı ve polis şefiyle darbe mi yapılır? Böyle bir darbenin gerçekleştirilmesi için ‘tank, top, jet’ falan şart. Oysa Fethullah’ın savcısı, yargıcı, polisi falan var ama tankı, topu, jeti yok...”
Ahmet Hakan sinsiliği işte budur. Bu sinsi FETÖ’cü, Gezi Olaylarında da Erdoğan’a hakaretler ederek saldırıya çanak tutandır... 7 Haziran seçimi öncesi CNNtürk’te Selahattin Demirtaş’a saz çaldıran, 7 Haziran’dan sonra da “Demirtaş, yeni bir lider olarak güneş gibi doğdu derken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretler yağdıran da bu PKK sevicidir... 13 Haziran 2015’te; “Bir ihtimal de, HDP ile MHP’nin dışarıdan destek verdiği bir CHP azınlık hükümeti... Kısa süreli... Restorasyona dönük... 17/25 Aralık’ı yeniden yargılama konusu yapacak, tahribatı giderecek bir hükümet... Tayyip Erdoğan beden ve kas gücüne dayalı bir büyük hücum ustasıdır ama akıl oyunlarına dayalı hamleciliği yoktur” diye yazan yine bu sinsidir...
Ahmet Hakan sinsi bir FETÖ’cüdür. FETÖ’nün bütün ihanet ve kumpaslarına çanak tutan, tezgâhlarında goygoyculuk yapan adamdır.