Türkiye’nin en güneyinden, en kuzeyine bir muazzam seyahat… İsmi "Kuzeyde Kamp Ateşi" Sinop, Şırnaklı kardeşlerini ağırladı geçen hafta.. Dünya, üç günlüğüne çok güzel oldu.. Organizasyonun ev sahibi Sinop Valisi Hasan İpek.. Vali İpek’i tebrik ediyoruz.. Hayatlarında ilk kez denizi gören Şırnaklı çocukların yaşadığı o güzelliği kelimeler anlatmaya yetmez.. Bakın bu işler böyle olur.. Bir kaç gün önce dünyaca ünlü İngiliz şarkıcı Anne Marie İstanbul’da sahne aldı.. ‘Esmer Hanım’ isimli türküsüyle milyonların sevgisini kazanan Cizreli Mehmet Ali de aynı sahnedeydi.. O görüntüleri izlerken dedim ki; “İşte budur”.. Adeta geride kalan acı ve gözyaşı yüklü 40 yılın hesaplaşması gibiydi.. Kanla yazılan tarihe noktayı melodiler koymuştu sanki.. Şırnaklı çocukları Sinop’ta, “..dışarıda deli dalgalar, gelir duvarları yalar, beni bu sesler oyalar, aldırma gönül aldırma..’ dizelerinin yazıldığı cezaevinin önünde görünce benzer duygular hissettim.. Seyyid Bilal Camisi, Alaaddin Camisi, Pervane Medresesi.. Bir uçtan bir uca Sinop gezisi.. Bu kaynaşmanın elbet devamı da olmalı.. Haydi Sayın Valim Hasan İpek.. Topla gençleri havalar soğumadan bir hafta sonu sen de onları Şırnak’a götür.. Finik Kalesi’ni, Bazebde’yi, Cizre Ulu Camisi’ni, Hz. Nuh’un türbesini gezdir gençlere.. Ama özellikle Mir Abdal Medresesi’ne muhakkak götür.. (Şırnak yolculuğunu haber aldığımda Mir Abdal medresesinin hikayesini ve orada türbeleri olan Mem-u Zîn’i anlatacağım, söz).. Bir ilin mülki amirinin elbette o ilin kamu idaresiyle uğraşması birinci vazifedir.. Ama bir görevi de budur.. Ve Sinop Valisi, bu önemli işlevi layıkıyla yerine getiriyor.. Bravo..
Malik olamayacağına talip olmayacaksın!
Doğa Rutkay’ın, Bloomberg HT’deki ‘Her şey Bu Masada’ programının müptelası olduk Didem’le.. Artık adam akıllı televizyon mülakatlarının yapılamadığı bu günlerde ilaç gibi geliyor.. Geçen akşam Özdemir Erdoğan vardı programda.. Bir soru üzerine, ‘malik olamayacağın şeye talip de olmayacaksın’ dedi.. Özdemir Erdoğan gibi, 40 yıldan fazla bir süredir, her dönemde adından söz ettirmeyi başarmış bir isim için, olması gerekenden daha iddiasız bir yaşam felsefesi gibi geldi bana.. Oysa doğrusu,‘hedefler koyacaksın ve o hedeflere doğru ilerleyeceksin’ olmalıydı.. Bu ‘haddini bil’ yaklaşımı, bize 1980 sonrası dönemde dayatılan bir apolitik hedefti.. ‘Senin adına biz karar veririz’ yılları.. Şu ünlü, ‘ülkeye komünizm gelecekse onu da biz getiririz’ dediği gibi Nevzat Tandoğan’ın.. Oysa bugün, ‘yenilgi yenilgi büyüyen’ zaferlere koşuyor Türk Genci.. Yapma Özdemir Abi..
ABD silah da satar telefon da
Apple yeni oyuncağını piyasaya sürmeye hazırlanıyor.. Fiyatı konusunda rivayetler muhtelif.. Ama dün 24 ayar altın tasarımının resmini yayınlamış bir dergi.. Aylık geliri öyle bir telefonun üçte birinden bile az olan adamlar bile, heyecanla ve merakla bekliyor.. Bir minik hatırlatma yapmama izin verin.. Amerika’nın dahi çocuğu, iPhone’un mucidi Steve Jobs’un, en son iPhone 5’i gördüğünü biliyorsunuz değil mi?.. Dostlarım, herkes Amerika’nın silah satmak için kasten savaşlar çıkardığını falan söyler. İnanmayın.. Bu kısmen doğruluk payı olsa da önemli ölçüde hatalı okumadır.. Evet ABD bir silah tüccarıdır, bu doğru.. Ama çok silah satmaz.. Çok silah satarsa çok insan ölür.. Çok insan ölürse, telefon satacak adam kalmaz.. ABD bu dengeyi iyi yönetir.. Kime silah, kime telefon satacağını iyi bilir..