Yaz tatilinde geçen unutulmaz filmlerden bir öbek seçtik, keyfiniz katmerlensin!
Bazı yönetmenler yaz mevsimini sever örneğin Ingmar Bergman, örneğin Eric Rohmer, örneğin Nikita Mikhalkov… Yasujiro Ozu baharı geciktirir, yazı erken getirir, ama çabuk bitirir! Tatilde, plajda, kampta, piknikte, Fransız ve İtalyan Rivieralarında, İngiliz kırsalındaki malikanelerde, Rus daçalarında geçen yüzlerce film vardır sinema tarihinde… Türk sineması da Ege koylarını, Mavi Yolculuk’u, bir de bikinili sarışınların herkesle alay ettiği İstanbul plajlarını az mekan edinmemiştir…
Dört mevsimi yaşayan hele Kuzeyli olup da daha çok kış görenler için yaz mevsimi havayla birlikte duyguların da ısındığı, tatile çıkanların sorunlarını bir yana bırakıp zihinlerini hafifletmeye çalıştığı, eğlence ve dinlencenin içinde romantizm ve ihtirasların öncelik kazandığı bir dönemdir. Sinemada bu mevsimin atmosferini en iyi yansıtan, öykü ve karakterlerle en iyi biçimde bağdaştıran ve bellekte iz bırakan önemli filmleri sizin için seçtik. ABD’nin gözde tatil yerlerinden Martha’s Vineyard’de geçen Steven Spielberg imzalı Denizin Dişleri / Jaws ve bir kampta geçen 13. Cuma / Friday 13th misali korku dolu maceraları bir yana bıraktık. Aynı nedenle John Boorman’ın Amerikalı kaba köylülerle başı belaya giren kampçıları konu aan Deliverance’ı yerine çocuk masumiyetiyle yaz tatilinde savaşa dair gözlemlerini aktardığı Umut ve Zafer / Hope and Glory’yi tercih ettik. Bu listede kaba biçimde şiddet, korku, gerilim yok… Ama birbirlerinin peşinde Amerikalı ergenler de yok! Biraz trajedi, biraz hüzün, hatta cinayet kaçınılmaz.
Sommaren med Monika / Monika ile Bir Yaz, Sommarnattes / Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri, Sommarlek / Yaz Oyunları - Ingmar Bergman
İsveçli büyük ustanın insana ve insanın en karmaşık ruh hali olan aşka dair ellili yıllardaki filmlerine Smultronstallet / Yaban Çilekleri’ni de ekleyebiliriz.
Pauline Plajda / Pauline a la Plage, Yeşil Işın / Le rayon vert, Yaz Öyküsü / Conte d’ete - Eric Rohmer
Bazı insanlar hiç yaşlanmaz, Fransız usta Rohmer onlardan biriydi. Bitmeyen romantizmini büyük bir incelikle aktardığı filmlerinde gençlere, kadınlara, yaz aşklarına yer verirdi sık sık…
Yaz Bekarı / The Seven Year Itch – Billy Wilder
Karısını ve çocuklarını tatile gönderip yazın New York’ta tek başına kalan bir adamın karşısına etekleri havada uçuşan Marily Monroe çıkar da o komedi tekrar tekrar izlenmez mi?
Bay Hulot’nun Tatili / Les Vacances de Monsieur Hulot – Jacques Tati
Ünlü komedyen ve yönetmen Tati, moderniteye direnen karakteri Bay Hulot’yu savaş sonrası Fransız orta sınıfının tatil patlamasına dahil edince Chaplinvari mizahına, slapstick komedisine unutulmaz bir örnek verdi.
Kızgın Güneş / Plein Soleil – Rene Clement
Patricia Highsmith’in Becerikli Bay Ripley romanının ilk uyarlaması. Anthony Minghella imzalı The Talented Mr. Ripley de iyi filmdir ama Alain Delon ve Maurice Ronet’nin oynadığı Kızgın Güneş’in daha yakıcı olduğunun altını çizelim.
Arabulucu / The Go - Between - Joseph Losey
1900 yılı yazında, İngiliz taşrasında bir yazlık malikanede iki komşu arasındaki yasak aşka aracılık eden 13 yaşında çocuğun büyüme öyküsü… Losey imzasına yakışır bir klasik.
Peccato che sia una canaglia / Alessandro Blassetti
“Ne Yazık ki Kötü Bir Kız” olan Sophia Loren, hırsızlık çetesi olan bir aileden geliyor ve Marcello Mastroianni’nin taksisini çalmaya yelteniyor. Plajda, İtalya’nın güneşi altında geçen bu komedi tabii ki Vittorio de Sica’nın başını çektiği oyuncularıyla yakıyor.
Erken Gelen Yaz / Bakuşu, Yaz Sonu / Kohayagawa-ke no aki – Yasujiro Ozu
Japonya’nın minimalist ustası Japon toplumunu ve aile ilişkilerini, bireyin kendi olma çabasını o yalın sinemasıyla anlattığı filmlerinde mevsimleri fon olarak incelikle kullanır. Bu filmlerde de doğanın zamanı insanın yaş dönemleriyle örtüşüyor…
Güneş Yanığı /Utomlyonnye solntsem , Mekanik Bir Piyano İçin Bitmemiş Parça / Neokonchennaya Pyesa Diya Mechanicheskogo Piano – Nikita Mikhalkov
Rusya’da sıcak nasıl olurmuş işte böyle hissettirilir! İlk filmin önemli bir siyasi yapım, ikincisinin bir Çehov uyarlaması oluşuyla içerikteki ağırlıkları bir yana insanın doğayla daha da yakınlaşmasına elveren yaz mevsimini mükemmel anlatmaları bir yana…
Av Kazası / Summer Storm – Douglas Sirk
Melodramın büyük ustasından bir Çehov uyarlaması. İşin içinde aşk var, ihtiras var, imkansızlıklar var, edebiyat var en iyisinden… Nasıl karşı konulur?
Cehennem Sıcağında / The Long Hot Summer - Martin Ritt
Paul Newman gibi bir işçi, mevsimlik çalışmak için geldiği çiftlikte cazibesine kapılmayanları kıskançlıktan çatlatır mı çatlatır!
Summertime / David Lean
Büyük yapımların yanı sıra romantizmin de üstadı olan Lean, Amerikalı Katherine Hepburn’ün İtalya’daki yaz tatilinde Rossano Brazzi’ye tutulmasını anlatıyor.
Kumun Altında / Sous le Sable, Havuz / Swimming Pool – François Ozon
Sıcağı, kıyıları seven bir yönetmen de Fransızların genç ustası Ozon. Kocasının kaybının üstesinden gelemeyen Charlotte Rampling’in kumsaldaki günlerini hüzünle, bir yazar ve kızının dahil olduğu aşk üçgenini de havuzlu bir tatil evindeki gerilimle anlatıyor.
Havuz / La Piscine – Jacques Deray
Fransızlar havuzlu villa buldu mu aşk üçgeninden ve bunun yol açabileceği gerilimden kaçmıyor anlaşılar! Alain Delon ve Romy Schneider’in performansları ve güzellikleriyle unutulmayan bir Fransız polisiyesi.
Our Beloved Month of August / Miguel Gomes
Portekizli yönetmen onu üne kavuşturan Tabu’dan önce çektiği bu filmde ülkenin ortasındaki festival gibi tatil ortamını, şarkıları, kamp ateşlerini, av partilerini ve tabii bunları yapan insanları keyifle anlatıyor.
Aşk Yazım / My Summer of Love - Pawel Pawlikowski
Farklı çevrelerden gelen ve farklı karakterlere sahip Natali Press ile Emily Blunt’ın bir yaz tatilinde gelişen sıra dışı dostluğunu Polonya’nın ünlü yönetmeni sıcak ayrıntılarıyla aktarıyor.
Ağustos’ta Rapsodi / Hachi-gatsu no kyôshikyoku - Akira Kurosawa
Dört torunu yaz tatilini geçirmek için yanına gelen büyükanne, Nagazaki’ye bir tepeden bakan evinde onlara atom bombası felaketini nasıl atlattıklarını anlatır… Japon sinemasının “imparator”undan gözyaşlarınızı tutamayacağınız bir anma filmi…
Günaydın Hüzün / Bonjour Tristesse - Otto Preminger
Françoise Sagan’ın ünlü romanının usta yönetmen imzalı uyarlaması, babasıyla Fransız Rivierasında geçirdiği tatile üvey anne adayının katılmasıyla özgürlüğü elinden gidecek diye endişelenen şımarık ergenin hayatı, beklenmedik bir trajediyle sarsılır.
Sevgili Günlüğüm / Caro Diario - Nanni Moretti
İtalyan yönetmen üç epizottan oluşan filmde önce yazın boşalan Roma sokaklarında vespasıyla dolaşıyor, sonra gözde tatil adalarını arkadaşıyla geziyor. Entelektüel arkadaşının feribotlarda izlediği Brezilya dizisine müptela olmasından çocuklu ailelerle konuşmanın imkansızlığına dek bir kahkaha fırtınası!
Cennetin Rengi / Rang e khoda – Majid Majidi
İranlı ustadan yatılı okula gönderilen kör çocuğun ailesine kavuştuğu yaz tatilinde yaşadıkları ve babasının ondan utanıp ihtiyaç duyduğu sevgiyi gösterememesi üzerine insanı yüreğinden vuran bir film.
Taking Woodstock / Ang Lee
Efsanevi Woodstock festivali sırasında ailesinin otelini hippilere açan yeni yetme hayatının tatilini geçirmez mi!
Şöhrete Bir Adım / Almost Famous – Cameron Crowe
Rolling Stone dergisine bir makale hazırlamak için bir müzik grubuyla birlikte turneye çıkan liseli kendini cennette bulur…
Doğruyu Seç / Do the right thing - Spike Lee
New York sokakları cayır cayır yanarken yangın musluğunu açıp serinleyen Afrikalı – Amerikalı çocukların manzarası gözlerimizin önünden gitmez… Ama bu filmin esas meselesi elbette ırkçılık ve adı gibi doğruyu yapmak.
Onbeşağustos / Dekapentavaugoustos - Konstantinos Yanaris
Tatile çıkanların çekmecelerini karıştırınca kirli çamaşırlar ortaya dökülmez mi? Bazı sırlar da yıkanılıp bırakılmıyor geride… Yunanlı kült yönetmenden saklı kalanlar üzerine bir yaz macerası.
Yaz Tatili / Summer Holiday – Peter Yates
Bir zamanların ünlü şarkıcısı Cliff Richard, iki katlı Londra otobüsünü otele çevirip Avrupa turu atan dört tamirciden biri! Neşeli bir macerayı konu alan bir altmışlar müzikali.
Çalınan Güzellik / Stealing Beauty - Bernardo Bertolucci
Sinemanın büyük ustası Toscana’da bir villaya tatile gelen, güzelliğiyle herkesi cezbeden genç kızın büyüme sancılarını, aile sorunlarını ve ilk ilişkisini yine tabuları yıkarak anlatıyor.
Peki ya Bob? / What About Bob – Frank Oz
Takıntılı hastası psikiyatrının peşini ailesiyle çıktığı tatilde de bırakmaz! Richard Dreyfuss ve Bill Murray’den tatil nasıl zehrolur komedisi!
Mezun / The Graduate - Mike Nichols
Dustin Hoffman’ın liseden yeni mezun olmuş halini ve o dillere destan Mrs. Robinson ve kızıyla ilişkisini yaşadığı son yaz tatilini, gerçek dünyaya girişini izlemeyen yoktur herhalde…
Umut ve Zafer / Hope and Glory - John Boorman
Londra bombalandığı için taşraya gönderilen bir çocuğun gözünden savaş ve yetişkinlerin hali… Hiç ummayacağınız bir mutlu son da var!
Ananı da / Y Tu Mama Tambien - Alfonso Cuaron
Adı küfür gibi duruyor ama tam olarak öyle değil! İki yeni yetmenin yetişkin bir kadınla geçirdiği yaz tatili herkese göre değil ama ilginç ve eğlenceli bir film…
Vicky Cristina Barcelona / Woody Allen
Scarlett Johansson, Rebecca Hall ve Javier Bardem’den oluşan aşk üçgenine bir de Penelope Cruz’u ekleyip ortalığı karıştırarak, yaz tatilinde Barcelona gibi şahane bir şehirde, yiyip içip gezerken yaşadıklarıyla romantizmle dalgasını geçerken örtülü erotizmle beslediği mizahıyle her zamanki gibi çok güldürüyor bizi.
Mr.Hobbs Takes a Vacation / Henry Coster
National Lampoon yerine bu listeye bir Amerikan klasiği daha iyi gider, dedik. James Stewart ve Maureen O'Hara’nın aileleriyle birlikte okyanus kıyısında kiraladıkları evdeki tatilin aile bireylerinin sorunlarıyla “renklenen” hikayesi çok eğlenceli.