Gezici Festival yarın “Sinema Aşkına!” 20. yılını kutlamaya başlıyor! Ankara Sinema Derneği’nin düzenlediği 20. Gezici Festival evsahibi olduğu başkentte açılış yaptıktan sonra Eskişehir ve Sinop’a gidecek. 4 Aralık’a kadar Ankara’da, 3 - 7 Aralık tarihleri arasında Eskişehir’de ve 5 - 8 Aralık tarihleri arasında Sinop’ta filmlerini sunacak.
20. Festival’in teması olarak belirlenen “Sinema Aşkına!” başlıklı bölümde yönetmenlerin kendileri gibi sinema tutkunlarının öykülerini anlattığı filmlerden oluşan bir seçki sunacak. Bu seçkide üç başyapıt da yer alıyor: Krzystof Kieslowski’nin eline bir kamera geçirince gözünü vizörden ayıramaz hale gelen, başka türlü bir “görme”nin büyüsüne kapılıp hayatın kendisini unutan “Amatör”ü izledikçe sinema hakkında insanın ufkunu açan bir filmdir.
Jean-Luc Godard her filminde yeni bir dil peşinde koştuktan sonra üç boyutlu dijital sinemayla “Dile Veda” ettiğimizi bütün muzipliğiyle duyurdu. Cannes Film Festivali’nde Jüri Ödülü kazanan filmde Godard, teknolojik yeniliklerden yakınanlara, ‘özhakiki’ sinemanın böyle bitirildiğinden şikayet edenlere yaratıcı, kışkırtıcı, meydan okuyan bir manifesto sunuyor.
Abbas Kiarostami, 51. Antalya Altın Portakal Film Festivali’ndeki masterclass’ında “Hayatım boyunca iki filmimin çok ciddi etkisinde kaldım. Biri ‘Close Up’. Ben de zaman geçtikçe görüyorum. Film her izlediğimde derinleşiyor,” dedi. Kendisini Mohsen Makhmalbaf olarak tanıtıp zengin bir aileyi dolandıran Hossein Sabzian’ın öyküsünü mahkemenin belgeselini çekerek ve gerçek kişilerle geçmiş olayları yeniden canlandırarak bir gerçek-kurmaca harmanına dönüştürdüğü “Close Up” bir insana, bir hayata şaşılacak kadar yakınlaşıyor. Bu film, Nanni Moretti’nin kendi sinema salonunda gösterime girişi üzerine yaptığı kısa film “Yakın Plan’ın Galası” ile birlikte gösterilecek.
Gezici Festival’de Murathan Mungan’ın seçtiği filmlerden oluşan “Gerçeğe Açılan Üç Kapı” başlıklı bölüm 20. yılı olağanüstü bir boyuta taşıyor. Edebiyatın ve dramanın yanı sıra sinema yazılarında da Türkiye’nin -hatta dünyanın- en özgün kalemlerinden biri olan Mungan gerçekle ilişkimiz sorgulayan üç film seçti. “Fotoğrafta ne görmek istiyoruz?” sorusuna Michelangelo Antonioni’nin “Cinayeti Gördüm”; “Ne duymak istiyoruz?” sorusuna Francis Ford Coppola’nın “Konuşma” ve “Hangi hikayeye inanmak istiyoruz?” sorusuna Akira Kurosawa’nın “Raşomon” filmleriyle kapı açıyor.
***
Gezici Festival, geçen yıl Köken Ergun’un aralarında Rotterdam ve Berlin’de ödül kazanan kısa filmlerinin yer aldığı sergiyle güncel sanat - sinema ilişkisine odaklı yeni bir bölüme başladı. Bu yıl da Türkiye’nin önde gelen sanatçılarından Canan’ın video sanatı çalışmalarına yer veriyor. Canan feminist damarı kuvvetli bir toplumsal muhalefeti mizahla yoğurup farklı teknikleri eşit ustalıkla kullanan işleriyle tanınır. Canan seçkisi tam da videolarının niteliklerine yaraşır biçimde “Uyandıran Masallar” başlığı altında toplandı: “İbretnüma”, “Vak Vak Ağacı” ve “Hezeyan”dan oluşan seçki 29 Kasım Cumartesi günü Ankara’daki Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde izlenebilir. Gösterimin ardından akademisyen Tuğba Taş, Siyah Beyaz’da Canan ile bir söyleşi yapacak. Canan, bu vesileyle Ankara’daki ilk sergisini de Siyah Beyaz’da açıyor. İstanbullu sanatseverlerin aşina olduğu “Yalvarırım Bana Aşktan Söz Etme” Ankaralıların çok söz edeceği bir sergi olacak.
Gezici Festival’in diğer vagonları da her zamanki gibi filmlerle dolu. Türkiye ve dünyadan yüzlerce film arasından adeta damıtılarak seçilmiş uzunuyla kısasıyla yepyeni filmleriyle izleyicilerini mest etmek için yola çıkıyor, yirminci kez sinema aşkına!