Galatasaray’da Lukas Podolski ve Burak Yılmaz sakatlanmasaydı acaba Sinan Gümüş bu kadar şans bulabilecek miydi?
İşte bu sorunun cevabı aslında Türk futbolundaki ana problemin de kaynağı! Çünkü biz genelde “Alt yapı, alt yapı..” deriz ama o yapının altına hiç bakmaz, hatta altını üstüne getiririz!
Stuttgart B takımından bonservis ödenmeden alınan Sinan Gümüş, 7 bin euro maç başı ücretle oynuyor..
Şu anki formu ile Burak’tan da Podolski’den de daha verimli ve takıma daha çok fayda sağlıyor. Ancak önemli olan bu tür oyunculara şans vermektir. Yani takımında bir-iki yıldız isim sakatlanacak ve onların yerine zoraki olarak oynatacaksın topçu bu şansı iyi kullanırsa da bir yerlere gelecek..
Hayır..
Bir teknik adam inandığı, güvendiği genç oyuncuya her zaman forma verecek. Bir maç, iki maç.. Olmadı 5 maç.. Üstelik bu şansı da 90 dakika olarak tanıyacak. Zaten o oyuncunun kumaşında bir şeyler varsa merak etmeyin mutlaka bu fırsatı değerlendirecektir.
Sinan’a belki bu anlamda tam yol verilmedi ama o bulduğu şansı iyi kullandı. Mustafa Denizli’nin yerinde olsam artık Sinan’ı kulübeye göndermem. Oynayacak durumda olsa bile gerekiyorsa Podolski’yi bir süre oynatmam.. Kanatlarda Podolski ve Sinan’ı oynatmak aslında en iyisi. Koy ortaya da Burak’ı... Takım gol atmaya başlar.. Son kupa maçında bu şablon vardı. Sadece Podolski’nin yerine Umut oynadı.
Mustafa Denizli’nin geçmişte hücum futbolu üzerine yaptıkları ortada. Galatasaray’ı canlandırmanın tribünleri yeniden havaya sokmanın başka yolu da yok. Bu takımın forveti şahlanacak, iş yapacakki maç kazanabilsin.
Fenerbahçe’de Pereira savunmasına güvenerek maçlarını 1-0’lık galibiyetler üzerine kurabilir. Ama Galatasaray’ın güveneceği böyle bir defans hattı ne yazık ki yok. O halde bu takım gol atmak zorunda. 3 atar 2 yer ama maçı kazanır. Aksi bir uygulamada (Şu ana kadar yeterince bu uygulamaları izledik) gol yersiniz ama atamazsınız..
Yani maç kaybedersiniz.
Benden uyarması..