Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Çarşamba günkü Grup Toplantısında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'le ilgili bir gönderme yaptı: "CHP'nin genel başkanlık koltuğunda oturan, gerçekten genel başkan mı, yoksa emanetçi mi belli değil."
4-5 Kasım'daki CHP Kurultayı'ndan beri Özgür Özel'in, İmamoğlu'nun emanetçisi olduğuna dair yaygın bir kanaat var.
Özgür Özel'in edası, vücut dili, bir genel başkan, bir lider imajı vermiyor. Bir tutukluk var. Bir lider tavrı sergilemiyor.
Bu imajın yerleşmesinde İstanbul büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu'nun duruşu da etkili oluyor.
İmamoğlu, sanki "Evet, benim emanetçimdir kendisi" der gibi poz veriyor. Seçilir seçilmez hemen sahnede Özel'in ensesinin dibinde boy gösteriyor. "Ben kazandırdım, benim sayemde seçildi" diye adeta bağırıyor.
Özgür Özel de elbet, seçilmesinde kendisi için İmamoğlu'nun en büyük gayreti gösterdiğinin farkında.
Bu desteğinin bir faturasının olduğunu da bilmiyor olamaz.
Özgür Özel, bundan gocunmuyor da. Nihayetinde İmamoğlu'nun ve perde gerisindeki ellerin desteği ile genel başkan seçildi ya...
Ancak CHP tabanı, böyle "eş başkan" gibi gezinen bir CHP Genel Başkanından rahatsız olur.
Bu "eş genel başkan" yakıştırmasını da İmamoğlu'na en yakın gazetecilerden Sözcü yazarı İsmail Saymaz'ın yapması, tabii ki dikkatlerden kaçmadı: "CHP, şimdiden sonra iki genç siyasetçinin fiili eş başkanlığıyla Türkiye'nin ikinci yüz yılına giriyor."
Özgür Özel'e çok ağır saldırı bu. "Fiili eş başkan" ne demek? İstanbul Belediye Başkanı ile kurultayda delegenin seçtiği CHP Genel Başkanı nasıl eş başkan olur?
Bu nevzuhur eş başkanlığı; HDP, HEDEP de, o çizginin önceki partileri de kullanıyor. Ama seçim öncesinde eş başkanların isimleri belirleniyor.
CHP Kurultayında İmamoğlu'nun, eş başkan olacağı söylenmedi ki...
İsmail Saymaz'dan sonra gazeteci Uğur Dündar da, Özgür Özel'in fiyakasını bozmaya başladı.
Dündar, Özgür Özel'in katıldığı Halk TV'deki yayını bir süre takip ettiğini belirtip sıkıldığını ve kanalı değiştirdiğini söyledi.
Bu parmak sallamaları, kendisi organize etmiyorsa bile Ekrem İmamoğlu'nun işine çok gelir.
Özgür Özel'e denmek isteniyor ki; havaya girme, her an hizaya getirebiliriz...
Özgür Özel'in, tek başına bir gücü olamaz. 13 yıl boyunca Kılıçdaroğlu'nun çırağı/kalfası olmuş, onun gölgesinde gitmiş bir siyasetçiden bahsediyoruz.
İmamoğlu öyle değil. Dışarıda iyi hamileri var. İçeride yere kendi ayakları ile basıyor.
Maddi imkânları çok. CHP cenahında büyük bir medya gücü var.
Yani İmamoğlu ile Özel arasında bir kuvvet dengesi bulunmuyor.
Bu durumda Özgür Özel kendini nasıl savunuyor?
Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olarak Özgür Özel'i ziyaret etti. Ziyaret sonrası Özel şu açıklamayı yaptı:
"Hep konuşulan bir şey vardı. Yıllardır, aylardır bıktığımız bir şey. Ekrem Başkan'la aranızda nasıl bir ilişki var? Buradan şunu ifade edeyim. Bizim aramızdaki ilişki kardeşlik ilişkisi, kardeşlik hukuku..."
Siyasette böyle kardeşlik, baba-oğul ilişkisi, hiçbir zaman geçerli olmamıştır.
Hatırlayalım; Kemal Kılıçdaroğlu, 20 Aralık 2022'deki partisinin grup toplantısında, "Ben Ekrem İmamoğlu'yla baba oğul ilişkisi içindeyim. Kendisi CHP'nin evladı olduğu kadar benim de evladımdır" demişti.
Bugüne bakalım.
İmamoğlu, yeniden İstanbul'da aday olmak için Özgür Özel'i seçtirdi.
31 Mart, yerel seçimlerin tarihi olduğu gibi Özgür Özel'in de siyasi hayatının biteceği tarih olabilir.
Eş başkanlar olarak İmamoğlu ile birlikte sahneden el ele inebilirler...