Ermenistan’ın sivillere saldırısından sonra Azerbaycan, 26 yıldır esaret altında olan Dağlık Karabağ’ı kurtarmak için ilerliyor.
Ne görüyoruz?
1. Azerbaycan, Dağlık Karabağ’ı kurtarıncaya kadar bu ilerleme durmayacaktır/durmamalıdır.
Ateşkes çağrıları samimi değildir. Azerbaycan’ı durdurmak içindir. Bugün yapılacak tek çağrı, Ermenistan’ın, işgal altında tuttuğu Azerbaycan topraklarını terk etmesi çağrısıdır.
2. Ermenistan’ın karşısında artık başka bir Azerbaycan vardır. Türkiye’nin, savunma sanayindeki ilerlemesi, kardeş Azerbaycan’ın da askerî kabiliyet ve imkânlarını güçlendirmiştir. Türkiye’nin verdiği İHA’lar, SİHA’larla cephelerde yeni bir destan yazılmaktadır.
Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal eden Ermenistan’ı cesaretlendiren Fransa, ABD ve Rusya’dır.
Suriye’de, Irak’ta, Doğu Akdeniz’de varlığını/gücünü hatırlatan Türkiye’nin, kardeş Azerbaycan’ın yanında olmasından daha tabii ne olabilir?
3. Türkiye’nin işin içine karıştırılması provokasyonlarına karşı Ankara ve Bakü, akıllıca bir yol izliyor.
Aliyev’in açıklamaları tam da bunu anlatıyor:
"Türkiye çatışmalarda taraf değildir. Ermenistan tarafından yapılan söylentiler provokasyon içeriyor. Bunlar yalan haberdir. Türkiye’nin çatışmalarda yer aldığına dair herhangi bir kanıt yok ve buna ihtiyaç duyulmuyor. Azerbaycan ordusu, topraklarını ve halkını savunmak için yeteri şekilde hazırlıklıdır.”
Türk F-16 savaş uçağının Ermenistan’a ait Su-25 uçağını vurduğuna dair iddiaları da yalanlayan Aliyev şunu söylüyor:
“Türk Silahlı Kuvvetlerine ait F-16 uçakları hiçbir şekilde çatışmalarda yer almıyor. Ermenistan’ın hedefi; bu tür yalan haberleri yaparak, onurla kendi görevini yerine getiren Azerbaycan ordusunu aşağılamak ve çatışmaların çoğaldığına ve üçüncü ülkelerin meseleye dâhil olduğuna dair izlenim oluşturmaktır.”
Bizim Milli Savunma Bakanlığımızca yapılan açıklamada da Ermenistan’ın oyunu deşifre ediliyor:
"Ermenistan resmi hesaplarından kendisine karşı Türk uçaklarının ve İHA/SİHA'larının kullanıldığına dair hiçbir kanıta dayanmayan yalan iddialarda bulunulmaktadır. Bunlar Ermenistan'ın, karşısında Türkiye'nin olduğu algısı oluşturarak, arkasındaki desteği arttırma maksatlı kara propagandasından başka bir şey değildir.
"Diğer taraftan Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, kendi başına zaferi elde edebilecek imkân ve kabiliyete, işgal altındaki öz topraklarını kurtaracak azim ve kararlılığa sahip olduğunu geçtiğimiz birkaç günde tüm dünyaya göstermiştir…"
4. İran’ın, topraklarındaki 25 milyon Azeri Türk’ünün varlığına rağmen Ermenistan’a destek vermesi tarihî bir ibret vesikasıdır.
Tahran yönetimi, Azeri Türklerini karşısına almakla kendi ayağına sıkmaktadır.
İran, Türkiye’nin güvenilmez bir komşusu ve pusudaki hasmıdır.
5. Türkiye’nin Azerbaycan’a verdiği destek HDP’yi çok rahatsız etti.
AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti TBMM grupları ortak bildiri yayımlayarak, Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik saldırısını kınarken, HDP buna katılmadı. HDP, Türkiye’nin partisi olmadığını bir kez daha gösterdi…
Katılmadığı gibi, “AKP hükümeti, şimdi de Azeri hükümetini savaşa teşvik eden milliyetçi söylemlerde bulunuyor, yangının üzerine körükle gidiyor.” ihanetinde de bulundular.
6. Dikkat çekici bir nokta da, Azerbaycan kuvvetleri ilerlerken, Rusya ve ABD’nin, Ermenistan’a destek vermeyişidir.
Kafkaslarda barışın, Ermenistan’ın işgal ettiği toprakları terk etmesiyle sağlanacağını kabul etmiş mi oluyorlar?